Türk Devleti’nin Afrin işgaliyle birlikte Avrupa’da neredeyse her ülkede ve şehirde eylemler gerçekleşti. Başta Kürt halkı olmak üzere onbinlerce kişi, işgalin son bulması için harekete geçti. Hemen her gün gerçekleşen eylemlere, Türkiyeli ve Avrupalı devrimci-demokrat kurumlar katıldılar, destek verdiler.
İsviçre’de de Zürih’te bulunan Türk Konsolosluğu önü başta olmak üzere birçok il ve ilçede eylemler yapıldı. Ve bu eylemler işgal son bulana dek devam edecek.
Basel’de PDD taraftarlarının da içinde yer aldığı Türkiyeli devrimci kurumların oluşturduğu “Efrin’le Dayanışma Platformu” kuruldu. Ayrıca “Rojava-Efrin Merkezi Platformu” da bulunuyor. Kimi eylemleri her iki platform birlikte yaptı, kimi zaman da yapılan çağrıya destek sunuldu.
Cenevre’de AHİM önü, Bern’de Birleşmiş Milletler, yerel ve merkezi parlamento önleri, tren garları, hava limanları, şehir merkezlerinde dönem dönem katılımın 15-20 bini kişiyi bulduğu eylemler gerçekleşti. Bu eylemlerde Rusya’ya ve Erdoğan’a dönük tepkiler öne çıktı.
Türkiye’nin Afrin’e girmesine Rusya’nın onay verdiği bir gerçektir. Ne var ki, Suriye’nin bugünkü durumunun asıl sorumlusu ABD’dir. Yeni emperyalist savaşın başını çeken ABD, Irak işgalinden bu yana Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiştir. Başta IŞİD olmak üzere cihatçı çeteleri Suriye’nin üzerine salarak 7 yıldır da Suriye’yi paramparça etmiştir. ABD’nin bu savaşta en büyük yardımcısı ise, Türkiye’dir. Türkiye’nin Afrin işgali sözkonusu olduğunda “Afrin bizim operasyon alanımız değil” diyerek, bu işgale onay vermiştir.
Sonuçta başını ABD’nin çektiği yeni bir emperyalist paylaşım savaşıyla karşı karşıyayız. Bir tarafta ABD-AB bloku, diğer tarafta Rusya-Çin bloku olmak üzere emperyalist bir kapışma sürüyor. Bunun da merkezinde Ortadoğu bulunuyor. Savaşın bütün yükünü ise, her zaman olduğu gibi ezilen halklar, işçi ve emekçiler çekiyor.
Böyle bir savaşta şu ya da bu blokun yanında yer alınamaz. Bir bütün olarak emperyalizme, emperyalist savaşa ve tüm işgalci güçlere karşı durmak, mücadele etmek gerekiyor. Gerçek anlamda savaş karşıtlığı da, emperyalist savaşa karşı direnmekten geçiyor. Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de direnen halkın yanında yer almak, kendine devrimci demokrat diyen herkesin görevidir.
Şimdi de yüreğimiz Afrin’de direnenlerle birlikte atmaktadır. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin tüm teknolojik üstünlüğüne karşın, halkların direnişiyle nice zaferler kazanılmıştır. Tarihte bunun pekçok örneği vardır. İşgalciler girdikleri her yeri yakıp yıkabilirler, ama sonuçta direnen halklar kazanacaktır.
Bu inançla direnen Afrin’in yanında yer almaya ve bu yönde yapılan eylemlere katılmaya devam ediyoruz.
İsviçre’den PDD okurları