1980’lerin başlarından itibaren özelleştirme saldırısı dünya genelinde hız kazandı. “Devletin ekonomiye müdahalesinin ortadan kaldırılması” ve böylece “ekonominin güç kazanması” olarak tanımlandı bu saldırı. Gerçekte ise tekellerin dizginsiz sömürüsünün önünün açılması; ekonominin emperyalist tekellere peşkeş çekilmesi; işçi sınıfının kazanılmış haklarının gaspedilmesi anlamına geliyordu.
Türkiye’de ilk özelleştirme 1984’te Özal ile başladı. O günden bu yana özelleştirmelerden toplam 68.4 milyar dolar elde edildi.
AKP dönemi ise, en fazla özelleştirmelerin yapıldığı dönemdir. Öyle ki, AKP’nin 15 yıllık döneminde, özelleştirmelerden elde edilen gelir 60.4 milyar dolardır. Yani AKP’ye kadar olan dönemde özelleştirmeden elde edilen para 8 milyar dolar iken, AKP döneminde 60 milyar dolar olmuştur.
Özelleştirmelerden elde edilen bu devasa paranın nereye harcandığı da ayrı bir sorudur. Burada tam bir belirsizlik vardır. Özelleştirme İdaresi, bu durumu gizlemekte, sitesinde bu konuda veri yayınlamamaktadır.
Keza, özelleştirilmeden önce devlete çok büyük vergiler ödeyen KİT’lerin, özelleştirmeden sonraki vergi tablosu da belirsizdir. Onları satın alan tekellerin, bu fabrikalara ilişkin ne kadar vergi ödediği bilinmemektedir.