Ölenlerimizin ardından Veis’in de çok değer verdiği Fatih yoldaşımızın önemsediği şekilde davranıyoruz biz de. Çok çok övüp toprağın altında yüzlerini kızartmayacağız. Ama onların temel özelliklerinden öğreneceklerimizi de bilincimize ve yaşamımıza kaydedeceğiz.
Tıpkı Selma Aybal, Vedat Çataltepe, Osman Yaşar Yoldaşcan gibi Veis yoldaşı da bir Eylül ayında kaybettik. Sağlamlaştığı toprağı gübrelemek ister gibi ayrıldı aramızdan.
“Dost dediğin kara günde belli olur” sözünü doğrularcasına, Eylül karanlığında sağlamlaştırdı kendini. Çok gençti devrimci olduğunda. 12 Eylül onun olgunlaştığı toprak gibidir. Çoğu kaçmalarla tozmalarla uğraşırken TİKB ile ve Önder yoldaşlarla tanışmasını büyük talih olarak nitelerdi. Fatih Öktülmüş, Osman Yaşar Yoldaşcan, Sezai Ekinci, İsmail Cüneyt. .. Hepsi de Veis ve ailesinin çok değerli yoldaşlarıydılar.
Zaten Veis’in en önemli özelliklerinden biriydi ailesini ve en yakınlarını örgütlemek. Onları kavgasının içinde severdi. Tıpkı örgütü gibi öylesine güven veren bir duruşu vardı ki 12 Eylül’ün en korkulu günlerinde bile onun yanında durmaktan çekinmedi kimse. İyi bir örgütçüydü. Çevresindekilerin enerjisini örgüte katmaları için harcadığı çabayı kimse yanıtsız bırakmazdı. Onun bu özelliği sayesinde 12 Eylül’ün yaprak kımıldamayan günlerinde önemli bir kitle ağı oluşmuştu. İyi bir pratik insanıydı aynı zamanda. Orak Çekiç ve bildiri dağıtımlarından afiş asmalara, duvar yazılamalarından istihbarat çalışmalarına dek koşardı adeta.
Sessiz sedasız, abartısız, sakin, ama dipte çağıldayan volkan gibiydi Veis. Şimdilerde moda olan, çok konuşan boş konuşanlara inat, derinlikli, az ama öz konuşurdu. Tertemiz yüreği gibi tertemiz yaşadı ve ardında onurlu bir yaşam bıraktı. Bunun yarattığı gönül rahatlığından olsa gerek hastalığını da büyük bir metanetle karşıladı. Ağrılarına aldırmadan onu ziyarete gelen yoldaşlarıyla oturarak sohbet etti hep. Mütevazi, düzeyli, sevgi dolu. ..
Veis yoldaşı sonsuzluğa uğurladık ve onu hep güzel özellikleri ile anacağız. .. Unutulmayacak. ..