Eskişehir’de bulunan Zeytinoğlu Grup’a ait Entil Endüstri, Hapalki Döküm ve Tarkon Makina’da çalışan yaklaşık 500 işçi, hak gasplarına karşı iki ayı aşkın süredir direnişteler. TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) tarafından 2009 yılında el konulan bu fabrikalarda çalışan işçiler 4 ay boyunca ücretlerini alamadılar. Ardından eylül ayından itibaren fabrikalarda üretim de durduruldu. TMSF’ye devredildikten sonra sürekli zarar eden bu fabrikalarda, işçiler tazminatlarını da alamıyorlar, işsizlik sigortasını da.
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-iş sendikasında örgütlü olan işçiler, bu koşullarda direnişe geçtiler. İlk olarak, 3 Ekim günü Şişli’de bulunan TMSF binasının önünde bir basın açıklaması düzenlediler. Sonrasında fabrika önünde eylem, TMSF önünde protesto, basın açıklamaları gibi bir çok eylem gerçekleştirdiler.
İşçiler 22 Ekim günü ESPARK önünde çadır kurarak direnişe başladı. Açlık grevi yapan işçiler, iki günün ardından, 24 Ekim günü Ankara’ya yürüme kararı aldı. Sabah saatlerinde basın açıklaması yaparak yürüyüşe geçen işçilere polis biber gazı ve copla saldırdı. İşçilerden 29’u gözaltına alındı, gözaltına alınan işçilere ters kelepçe takıldı. 3 metal işçisi ve Birleşik Metal-iş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, polisin sıktığı biber gazından etkilenerek hastaneye kaldırıldı, sonra onlar da gözaltına alındı. Saldırıya uğrayan işçiler, Ankara’da TMSF’ye (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) ve Saray’a yürümeyi planlıyorlardı.
Saldırının ardından Birleşik Metal-iş Eskişehir Şubesi’nde basın toplantısı yapan Adnan Serdaroğlu, polis saldırısını kınadı ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Basın toplantısından sonra işçiler yeniden Ankara yürüyüşünü başlattı. İşçilerin yolu Eskişehir çıkışında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Köprüsü’nde tomalarla kesildi. Engelleme üzerine Serdaroğlu, orada kalacaklarını ve direniş çadırı kuracaklarını açıkladı.
Çadır eylemi devam ederken, bakanlıkla yapılan görüşmeler üzerine sendika direnişe ara verdiğini duyurdu. Eylemler 6 Kasım günü yeniden başladı. Ankara’ya yürüyüş kararı bir kere daha engellenen işçilerin bir kısmı engellendikleri noktada oturma eylemi başlattılar. Bu arada 15 işçi, fabrika içinde direnişe başladı, işçilerin 10’u vince çıktı; ancak polis tarafından gözaltına alındılar. Bazı işçiler Zeytinoğlu Holding patronu Yavuz Zeytinoğlu’nun villasının önünde eyleme başladı. Bir grup işçi ise, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile birlikte İstanbul TMSF önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Bazı işçiler de Birleşik Metal-iş sendikası başkanı Adnan Serdaroğlu ile birlikte Eskişehir İŞKUR önünde basın açıklaması yaptı.
* * *
Entil Endüstri, Hapalki Döküm ve Tarkon Makina’da çalışan işçilerin arasında dökümhanede yirmi yıldır çalışanlar var. Metali eritip kalıba döküyorlar. Ürettikleri parçalar, otomotivden denizcilik sektörüne kadar pek çok alanda, dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor.
Zeytinoğlu, Anadolu burjuvazisinin önemli isimlerinden biridir. “Solcu” görünerek işçileri sömüren patronlardandırlar. Sendikalaşan işçileri işten atmaya çalışmak gibi girişimleri, işçilerin direnişleri ile engellenmiştir. 2009 yılında Zeytinoğlu Holding’in batık bankası Esbank’ın borçları, TMSF sürecini başlattı. TMSF gruba ait şirketlere el koydu ve 10 yıldır yönetiyor. Şirketler zaten önemli ve karlı şirketlerdi. Ancak TMSF elindeki diğer pekçok şirkette olduğu gibi, batırma politikası başlatıldı. Halkbank’tan yüklü miktarda kredi çekildi, ardından bu parayla Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC’nin tüm eski makinaları satın alınarak Zeytinoğlu’nun fabrikalarına getirildi. Böylece Ethem Sancak’ın çöpleri, büyük paralar ödenerek satın alınmış oldu. Hurda haldeki makinaların büyük çoğunluğu, tek bir kere bile çalıştırılmadı. Şirketin kasasını boşaltan bu adımdan sonra TMSF fabrikaları eski patrona iade etti.
Aslında fabrikalarda üretimi devam ettirme olanağı vardı. Üstelik devir sırasında iki yıllık koruma sağlanmış, böylece grubun herhangi bir haciz işlemiyle karşı karşıya kalması engellenmişti. Yani işçilerin alacakları için haciz yapma hakkı gaspedilmişti.
Bugün işçilerin, 4 aylık ücretleri ve 20 yıla yakın emeklerinin karşılığı olan tazminatları gaspedilmiş durumda. Yasalar her zamanki gibi patronları koruyor. İşçiler ise, gaspedilen haklarını alabilmek için direniyor. Fakat kazanımla sonuçlanması için daha kararlı, ısrarlı ve direngen bir mücadele gerekiyor.