Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete karşı yapılan eylemlerde polis saldırıları yaşandı.
Önce 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde yürüyüş yapan kadınlar polis tarafından engellendi. 25 Kasım Kadın Platformu’nun çağrısıyla biraraya gelen binlerce kadın, Taksim-Tünel’de toplandılar. Kadınlar “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” pankartıyla yürüyüşe başladılar. Katledilen kadınların isimlerinin ve resimlerinin olduğu dövizlerle birlikte ve “Tesadüf değil erkek şiddeti”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganlarıyla yürüyen kitlenin önü, Asmalı Mescit Caddesi önünde polis tarafından kesildi. Polis kitleye plastik mermi, biber gazı ve coplarla saldırdı. Yine bir 25 Kasım, İstanbul’da kadına yönelik vahşi polis saldırganlığının copları, plastik mermileri eşliğinde geçti.
Henüz bu saldırının izleri geçmemişken, Kadıköy’deki kadın eylemine yeni bir polis saldırısı daha gerçekleşti. Şili’de haftalardır süren halk ayaklanmasında kadınların başlattığı eylem, tüm dünyada yankı buldu. “Las Tesis” adı verilen, kadına yönelik cinsel saldırıyı, istismarı ve şiddeti protesto eden bu danslı eyleme destek vermek için, 8 Aralık günü Kadın Meclisleri İstanbul-Kadıköy’de bir eylem örgütledi. Eylemde kadınlar, protesto için yazılan sözlerin İspanyolca ve Türkçe’sini söyleyerek dans ettiler. Bu eylem de polis saldırısına maruz kaldı. Saldırıda 7 kişi gözaltına alındı. Yoğun tepkiler üzerine, gözaltına alınanlar serbest bırakıldılar.
Ülkemizde her gün kadınlar, tanıdığı (çoğunlukla “aile”sinden) bir erkek tarafından öldürülüyor. Yılbaşından bugüne 404 kadın vahşi biçimde öldürüldü. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz gibi saldırganlıkların ise hesabını tutmak mümkün değil. Ve bu saldırılar, genel olarak devlet tarafından örtbas ediliyor, hatta kadın “saldırıya zemin hazırlamak”la suçlanıyor, katiller “iyi hal indirimi” ile ödüllendiriliyor. Çok büyük bir tepki yükselmediği sürece, kadın cinayetlerinde doğru düzgün bir ceza bile verilmiyor.
Dahası, ülkedeki siyasal-toplumsal ortam, kadını aşağılamak, erkeğin ve toplumun kadına yönelik saldırganlığını teşvik etmek üzere güçlendiriliyor. Siyasetçiler, din adamları ve yandaş medya temsilcileri, dini argümanlar eşliğinde, kadınların mücadele ile kazanılmış haklarına saldırıyor; kadın bedeni üzerinden ahlak dışı bir söylem üretiyorlar. Sistemli bir politika halinde, toplumda kadının yeri ve konumu tartışmalı hale getirilmeye çalışılıyor. Ve düşünmesini-üretmesini bilmeyen cahil insanlara, kadına pervasızca saldırma hakkı tanıyorlar.
Bu tutum, sömürücü toplumların kadını ikinci sınıf hale getiren sömürücü karakterinin bir parçasıdır. Ve dini argümanlar, bu saldırıyı-sömürüyü daha ağır hale getirmektedir.Kadın ve erkeklerin, hem kadın sömürüsüne hem de sınıfsal sömürüye karşı birlikte vereceği mücadele, kazanmanın tek yoludur.
“LAS TESİS” eylemleri nasıl başladı
Şili halkı, aylardır sokaklarda. Ekim ayında metro biletlerinin zamlanmasına karşı başlayan eylemler, tüm ülkeye yayıldı. Çıkan gösterilerde onlarca kişi öldürüldü, yüzlercesi yaralandı. Bu gösterilere kadınların katılımı da oldukça yüksekti. Bunlar arasında “La Mimo” adıyla sokak performansı sergileyen bir sanatçı da vardı. Gerçek adı Daniela Carrasco olan bu sanatçı, gösterilere katıldığı için Şili polisi tarafından gözaltına alınmıştı. 36 yaşındaki kadın sanatçının cansız bedeni Şili’nin başkenti Santiago’da bir parkın demir parmaklıklarına asılı olarak bulundu. Bedeninde işkence ve tecavüz bulgularına rastlandı. Tıpkı 26 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatörlüğe karşı mücadele eden Mirabell kardeşler gibi, işkence edilerek katledildi. Bilindiği gibi bu tarih, sonrasında “kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve ulusulararası dayanışma günü” ilan edildi ve her yıl kadınlar tarafından yapılan eylemlerle anıldılar.
Şimdi benzer bir olay daha, yine bir Latin Amerika ülkesi olan Şili’de gerçekleşti. Daniela Carrasco, faşizme karşı mücadele verdiği için öldürülen kadınlardan biri oldu. Bu olay üzerine Şilli kadınlar, Carrasco’yu anmak için “Las Tesis” adını verdikleri danslı gösteri düzenlediler. Gösteriler kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Türkiye’de ilk defa 8 Aralık günü Kadıköy’de gerçekleşen eyleme polis saldırdı. Tüm dünyada gerçekleşen eylemler içinde polis saldısına uğrayan tek ülke Türkiye oldu. Kadınlar polis saldırısını da protesto etmek için “Las Tesis” eylemlerine devam ediyorlar. Sadece İstanbul’da değil, Ankara, İzmir ve diğer illerde de kadınların danslı eylemi sürüyor.