PDD’nin 82. sayısı tutsaklara verilmedi

Dergimizin Kasım-Aralık 2019 tarihli 82. sayısının cezaevlerindeki tutsaklara ulaştırılmadığını öğrendik. Dergimizi gönderdiğimiz bir çok tutsak, bu konudaki engelleme kararlarından sözetti ve derginin kendilerine verilmediğini belirtti. Elimize ulaşan, Kocaeli 2 No.lu F Tipi Cezaevi’nin 10.12.2019 tarihli, 2019/153 no.lu kararında, hiçbir hukuka dayanmayan bu yasadışı yasağın gerekçesi şu sözlerle açıklanıyor:

“‘Proleter Devrimci Duruş gazetesi Kasım-Aralık 2019 Sayı: 82’ tarihli gazete hakkında; anılan gazetenin içeriğinde devletin birlik ve beraberliğine karşı haber içerikleri olduğu, ağırlıklı olarak örgüt üyelerine mesaj niteliği taşıyan, kurumda barınan hükümlü ve tutukluları kin ve düşmanlığa sevk edici, terör ve şiddet içerikli, kurum iç huzurunu bozucu, kurum güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklulara suç oluşturacak şekilde eylem çağrısı yapan ifadelere yer verildiği, kurumları yıpratmaya yönelik örgütsel içerikli haber ve yazılar (Örnk Syf. 8, 9, 10, 11) olduğu tespit edilmiştir.

Belirtilen nedenler ile;

‘Proleter Devrimci Duruş gazetesi Kasım-Aralık Sayı: 82 2019’ isimli gazetenin alıkonularak arşive kaldırılmasına, Kararın ilgili hükümlü ve tutuklulara tebliğ edilmesine, tebliğ tarihinden itibaren 15 (On beş) gün içinde İnfaz Hakimliğine itiraz hakkı hatırlatlarak, itiraz edilmediği taktirde Eğitim Kurulu Kararının kesinleşeceğinin bildirilmesine: Oy birliği ile karar verildi.”

Karar metninde sözü edilen yazı, “Dublör sürecinin gerçekleri” adlı yazıdır. 1989 yılında, cezaevindeki bir tutsağın yerine geçerek hapis yatan, bu nedenle basında “dublör” olarak yer alan kişinin anılarını anlattığı bir yazıdır bu. Ne vardır bu yazıda? En başta, bir firar öyküsüdür; Türkiye’de ilk defa kullanılan bir yöntemle gerçekleştirilen ve aylarca farkedilmeyen bir firarın öyküsü… Sonra, işkencede direniş anlatısıdır; çok ağır işkenceler karşısında, onurundan, kimliğinden ödün vermeyen, geri adım atmayan, işkencecilere teslim olmayan, ölümüne bir direniş…

Cezaevi idarelerinin “devletin birlik ve beraberliğine karşı, örgüt üyelerine mesaj niteliği taşıyan, kurum iç huzurunu bozucu” olarak tanımladığı unsur, işte bu direniş anlatımıdır. Korktukları şey, yazıdaki genel direnme havasının, tutsaklara moral ve güç aşılamasıdır. Ancak direnme ruhu, mücadele gücü, devrimci tutsakların bilincinde ve ruhunda zaten vardır ve bunu baskıyla, engellemeyle durdumaları mümkün değildir.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …