Bir süredir devam eden Metal işkolundaki toplu sözleşme Türk Metal ve Çelik-İş’in tekrarlanan ihanetiyle imzalandı. Gözler Birleşik Metal-İş’te.
İmzalanan sözleşmeye göre, MESS’in bütün dayatmaları kabul edilmiştir. Zaten Türk Metal sendikacıları, işçilerin değil, patronların çıkarlarının sözcüsüdürler. İmzalanan sözleşmede 2 yıllık olan sözleşme süresi 3 yıla çekildi, esnek üretim yerini korudu, ücretlerde ise enflasyon oranında artış kabul edildi.
3 yıllık sözleşme, MESS yöneticilerinin çok istediği ve nihayet kavuştukları bir şey. 2 yılda bir yapılan zamlar artık 3 yılda bir olacak. Bu da ücretlerin giderek erimesini getirecek. Bir yıl ücret ve sosyal haklarda kayıp yaşanacak. Bir de sürekli yükselen enflasyonu düşünürsek, yaşanan kayıp bir hayli fazladır. Enflasyon oranında artış, her zaman işçilere kaybettiren patronlara kazandıran olmuştur. Enflasyon hesabı rakamsal hilelerle, tüketimi pek olmayan fiyatı düşük malzemeler sepete konularak yapılır. Bu patronların çıkarına olduğu için, enflasyon oranında artış isterler. Oysa ücretler resmi enflasyona göre değil, gerçek enflasyona göre hesaplanmalıdır.
Bu satış sözleşmesinden sonra, doğal olarak gözler Birleşik Metal’in üzerinde. Birleşi Metal, TİS süreçlerinin çoğunda Türk Metal’den kısa bir süre sonra imzalamıştır. Sınırlı da olsa eylem ve greve gittiği zamanlar da oldu ve kısmi kazanımlar elde edildi. Şimdi yine ciddi bir sınavla karşı karşıya.
Metal işçileri, grev isteğini Türk Metal ve Çelik-İş sözleşmeyi imzaladıktan kısa bir süre sonra, Gebze’de yaptıkları mitingde gösterdi. İşçiler sık sık, “grev grev grev”, “Başkan bizi greve götür” sloganlarını haykırdılar. Koşullarda elverişli. Geride bıraktığımız yıl grev ve genel grev yaşandı. O zaman “hoş geldin grev” denmeli.