Koronavirüs nedeniyle iş bırakan Akar Tekstil çalışanlarına saldırı

İzmir’de Akar Tekstil’de çalışan bir işçide Koronavirüs tespit edilmesi üzerine, işçiler 4 Nisan günü işbaşı yapmayı reddettiler. 200 işçi şirketin bahçesine çıkarak iş bırakma eylemi yaptı.

Çiğli Organize Sanayi’de kurulu fabrikada çalışan işçiler, bir arkadaşlarında virüs tespit edilmesinin ardından fabrika yönetimden toplantı talep etmişler. Toplantıda yönetim, bir işçinin hasta olduğunu inkar ederek, “korkuyorsanız işi bırakıp evinizde oturun” diyerek umursamaz bir tutum takınmış. 1800 işçinin çalıştığı fabrikada örgütlü olan Deriteks sendikası devreye girince, bir “kriz masası” oluşturulmuş. Servislerde, yemekhanelerde, molalarda alınması gereken önlemler konuşulmuş. Kronik hasta ve 65 yaş üstü işçiler ücretli izne ayrılarak eve gönderilmiş. Ardından, İl Sağlık Müdürlüğü fabrikaya gelip 25 kişiye test yapmış. Test sonrasında ise işçilere “işe dönebilirler” raporu verilmiş. Oysa 14 gün karantina uygulaması yapılması, bütün işçilerin ücretli izne çıkarılması gerekiyordu.

İşçiler bu koşullarda çalışmak istemediklerini belirtince, patron çalışmaya zorlamış. Devletin “üretim devam edecek” söylemi, patronların en büyük silahı. İşçilerin çoğu işten atılma korkusuyla işe dönmeye karar vermişler. Ancak 200 işçi bahçede kalarak, iş bırakma eylemi konusunda kararlı davranmışlar. Ve patronun tutumu daha da sertleşmiş. İşçilerin bahçede beklediği sırada güvenlik görevlileri ile birlikte dışarıdan getirtilmiş sopalı adamlar işçilere saldırmış.

Polisin de müdahalesi üzerine işçiler fabrika önündeki bekleyişlerini sonlandırdılar. Ancak 250 işçi 6 Nisan günü SGK’ya dilekçe vererek “işten kaçınma hakkı”nı kullanacaklarını duyurdu.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …