HDP’li belediyelere elektrik kesintisi ÇİVİ ÇİVİYİ SÖKER!

Bugüne dek Kürt illerinde “kaçak elektrik” kullanıldığı iddiasıyla birçok kez halkın elektriğinin kesildiğine şahit olduk. O “kaçak elektrik”lerin hukuksuz bir biçimde diğer abonelerin faturalarına eklendiğini de biliyoruz. Geçtiğimiz ay ise, Diyarbakır ve Mardin’de -ilçelerini de kapsamak üzere- belediyelerin borçlarını ödemediği gerekçesiyle elektriklerini kesti. Bunların arasında “atık su arıtma tesisi” de bulunuyor. Bu durum, bardağı taşıran son damla oldu adeta. Çünkü her iki belediye de karşı saldırıya geçti, elektrik dağıtım şirketinin su sayaçlarını kapattı, kimisinin kapısına mühür vurdu, şirket binalarının önüne hendek ve kanallar kazdı…

Kürt illerinde elektrik, Dicle Elektrik Dağıtım (DEDAŞ) tarafından dağıtılıyor. DEDAŞ, su istasyonlarının elektriğini kesince, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi DİSKİ, ‘kaçak kanalizasyon şebekesi bulunduğu’ gerekçesiyle DEDAŞ’ın ana binasının girişine iş makineleriyle hendek kazdı. Ayrıca DEDAŞ Genel Müdürü Murat Karagüzel’in evindeki su sayacı “kayıp kaçak kontrolü” için söküldü. Diyarbakır’ın Silvan İlçe Belediye Başkanlığı ekipleri de DEDAŞ’ın binasına mühür vurdu.

Benzer bir durum Mardin’de de yaşandı. Mardin Büyükşehir Belediyesi, merkez ve ilçelerine içme suyu sağlayan pompa istasyonlarındaki enerjiyi kesen DEDAŞ’ın binası önünde kanal çalışması başlattı. Ayrıca çok sayıda iş makinesini binanın girişine koydu. Böylece DEDAŞ binasına araçlar giremez hale geldi.

Belediyelerin bu tepkisi son derece haklı ve yerindeydi. Çünkü Diyarbakır’da yaklaşık 500 bin, Mardin’de ise 800 bin insan susuz bırakılmıştı. Dahası, atık su arıtma tesisinin çalışmaması, Dicle nehrindeki balıkların ve tüm canlıların ölmesi demekti. Diyarbakır Belediyesi, Dicle’de bir sıkıntı yaşanmaması için, DEDAŞ’ın kopardığı trafonun parçasını bulup tesisi jeneratörle çalıştırdıklarını açıkladı. Mardin Belediyesi de elektrik kesintilerinin yaz-kış sürdüğünü, o yüzden çifçilerin sulama dahi yapamadıklarını, motarlarının devamlı arızalandığını belirterek tepkisini ortaya koydu.

Mardin Belediye Başkan Vekili Mahmut Yılmaz, suyun bir alternatifi olmadığı için “stratejik bir silah” olarak kullanıldığını belirtti. “Ekolojik sistem yok edilmesine rağmen elde edilen enerjiden bölgenin yararlanmadığı”nı söyleyen Yılmaz, özelleştirme politikaları ile elektriğin “bir kamu hizmeti” olmaktan çıkarılıp, “kar amaçlı bir meta haline” dönüştürüldüğünü vurguladı.

Belediye olarak DEDAŞ’a hiçbir borçlarının olmadığını söyleyen Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ise, “1.5 milyonluk kenti susuz bırakmak açıkça provokasyondur, eşkıyalıktır, hukuk tanımamazlıktır” diyerek sert çıktı. DEDAŞ’ın “şişirilmiş ve olmayan borçlarla” şantaj yaptığını belirten Kışanak, “halkın bir kuruşunu bile” kaptırmayacaklarını ve şehri “onlara dar edecekleri”ni söyledi.

Elektrikleri kesilen her iki belediyenin bu dik duruşu ve karşı saldırısı üzerine, DEDAŞ geri adım atmak zorunda kaldı. Zaten Diyarbakır Belediyesi, “yürütmeyi durdurma” için mahkemeye başvurmuştu, mahkeme çok hızlı biçimde kararı verdi. Bu kararın ardından DEDAŞ ile Belediyeler görüşme yaparak, kesintilere karşılıklı son verdiler.

Bir kez daha görüldü ki, “çivi çiviyi söker”! Kürt illerindeki belediyelerin elektrik kesintileriyle sıkıştırılması, zaten sınırlı olan kaynaklarının fahiş borçlarla tüketilmesi ve Kürt halkını elektriksiz-susuz bırakarak “terbiye etme” saldırısı, karşı saldırı ile püskürtülmüş oldu. HDP’li belediyelerin elektrik kesintileriyle imtihanı başarıyla sonuçlandı.

 

 

 

 

 

Bunlara da bakabilirsiniz

Dersim kıyımından bir kesit

Ben Dersim kıyımını yaşayanlardan biriyim. 1927 doğumluyum, katliam sırasında 11 yaşındaydım. Akla gelebilecek her türlü …

Teslimiyet yenilgiye DİRENİŞ ZAFERE GÖTÜRÜR!

Şair Kemal Özer 1 Mayıs başlıklı şiirinde şöyle diyor: “Her şeyin eridiği bu Mayıs günü …

Erdoğan’ın Irak ziyareti ve yeni arayışlar

Nisan ayının ikinci yarısı Türkiye için çok yönlü diplomatik ziyaretlere sahne oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 …