Koronavirüs koşullarında işçiler fabrikalarda, işyerlerinde önlem alınmadan çalışmaya devam ediyor. Salgın nedeniyle hayatın her alanında kurallar belirlenirken, işçilerin payına Erdoğan’ın “çarklar dönecek” sözü düşüyor. Ve işçiler, fabrikalarda ağır çalışma koşullarının yanısıra bir de salgına karşı savunmasız biçimde çalışmaya zorlanıyor.
İSİG (İşçi sağlığı ve İş Güvenliği) Meclisi’nin 6 Mayıs günü açıkladığı Nisan ayı raporuna göre, iş cinayetlerinde 220 işçi yaşamını yitirdi. Bunlardan 103’ünün ölüm nedeni koronavirüs.
Aslında bu rakamlar sadece İSİG’in ulaşabildikleri. Gerçek ölüm sayısını bulmak mümkün değil. Çünkü salgın belirtileri gösteren, koronavirüs tedavisi uygulanan ve bu tedavi sırasında hayatını kaybedenlerin bir kısmının hastane ve ölüm kayıtlarında başka tespitler (bulaşıcı hastalık, zatürre, kalp krizi vb) yazıyor. Bu, ölen işçiler için de geçerli. Bu nedenle İSİG Meclisi, yaptığı açıklamalarda hep “en az” ifadesini kullanıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında da, koronavirüsten en az 103 işçinin öldüğü tespit edilmiş durumda.
İSİG Meclisinin açıkladığı bir başka önemli veri de, aylara göre iş cinayetlerinin karşılaştırılması. Ocak ayında en az 114 işçi, Şubat ayında en az 133 işçi, Mart ayında en az 113 işçi hayatını kaybederken, Nisan ayında bu rakam neredeyse iki katına çıkarak 220 işçiye ulaşmış.
İstanbul’da koronavirüs döneminde ölüm rakamlarının yüzde 30 arttığı ortaya çıkmıştı. Benzer bir tablo Trabzon için de geçerliydi. Oysa işçi sınıfı içinde korona döneminde ölümlerin yaklaşık yüzde 90 arttığı görülüyor. Bu tablo, koronavirüsten en çok etkilenen kesimin “65 yaş üstü” değil, işçi sınıfı olduğunu gösteriyor.
DİSK raporunda koronavirüs ve işçiler
DİSK’in 27 Nisan tarihli “Covid-19 DİSK Durum Raporu-3” adlı çalışmasında, koronavirüsün işçileri nasıl yoğun ve yaygın biçimde etkilediği bir kere daha ortaya çıktı.
Rapora göre, DİSK üyesi işçiler arasında koronavirüs vaka oranı, Türkiye’deki ortalamanın çok üzerindedir. Türkiye’de Covid-19 pozitif vaka oranı binde 1,3 iken, DİSK üyesi işçiler arasında bu oran binde 4,1’dir. 60 binden fazla DİSK üyesi işçi, koronavirüsün etkilerine doğrudan maruz kalmıştır.
24 Nisan 2020 itibariyle DİSK üyesi 4 işçi hayatını kaybetti. Koronavirüs sebebi ya da şüphesiyle hayatını kaybeden işçilerin isimleri şöyle: Aydoğan Adagömeli (Genel-iş), Ragıp Çakar (Lastik-iş), Hasan Oğuz (Dev Yapı-iş), Ahmet Serdival (Sine-sen). Karantina altında olan DİSK üyelerinin sayısı ise en az 628’dir.
DİSK’in raporunda, madencilik ve taşocakları, basın-yayın ve gazetecilik işkolundaki işçilerin ağır risk altında ve önlem alınmadan çalıştığı belirtiliyor. Bu işkolundaki işçiler, açıkça ölüm riski taşıyorlar. Çimento, toprak ve cam, konaklama ve eğlence, gıda, inşaat işkollarında alınan önlemler yetersiz, çalışma koşulları yeterince güvenli değil. Kimisinde maske verilmiyor, kimisinde yemekhanelerde ya da çalışma alanlarında yapılan düzenlemeler yetersiz.
DİSK’in örgütlü olduğu alanlarda bile önlemlerin bu kadar yetersiz, ölüm oranlarının bu kadar yüksek olması, işçilerin genel olarak ne kadar ağır ve zor koşullarda çalışmakta olduğunu gösteriyor. Sendikasız ya da kayıtdışı işçiler, AKP yönetiminin “sürü bağışıklığı” politikası ile “sürüler halinde ölüme” terkedilmiş durumda.
Tam da bu nedenle, koronavirüse karşı mücadele sınıfsaldır; ve işçi sınıfının yaşam hakkını savunma mücadelesinden bağımsız değildir.