AKP-MHP blokunun HDP’ye dönük saldırıları artarak devam ediyor. Bir yandan kapatma tehditleri, bir yandan bitmeyen gözaltı ve tutuklama terörü ile HDP’yi etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar. Bunun için her yolu deniyorlar.
Son olarak Esenyurt ilçe binasını basıp Öcalan posterinin bulunması üzerinden kıyamet kopardılar. Ve yine HDP’liler gözaltına alındı, Esenyurt ilçe eşbaşkanı tutuklandı.
HDP üzerindeki oynanan bir diğer oyun ise, HDP’yi parçalayıp yeni bir Kürt partisi kurulmasını sağlamak. Bu doğrultuda HDP içindeki dinci kesimleri kullanma, HDP dışındaki İslamcı Kürt partilerini de palazlandırma çabaları sürüyor. Erdoğan’ın Hüda-Par’ı sarayda kabul etmesi, Barzani’ye yakın bir partinin kurulmasına önayak olması, bu çabaların yoğunlaştığının göstergeleridir.
HDP’yi kapatma çağrıları
Geçtiğimiz ay Devlet Bahçeli açıkça HDP’nin kapatılması çağrısında bulunmuştu. “HDP kapatılsın” kampanyasını zaten aylardır Perinçek’in Vatan Partisi sürdürüyor. Diyarbakır HDP binası önünde PKK karşıtı ailelerin oturma eylemi üzerinden HDP’ye dönük saldırılarını sürekli canlı tutuyor. Son aylarda buna Bahçeli de katıldı.
Bahçeli’nin bu çıkışında, Erdoğan’ın ittifak güçlerini arttırma çabaları etkili olmuş görünüyor. Bahçeli, bu arayışlardan tabi ki hoşnut değil. Çünkü Erdoğan, kendisine yeni müttefikler bulduğu koşulda ona bağımlılığı bitecek, ya da azalacak.
Bahçeli-Erdoğan arasında son bir ay içinde birden çok görüşme yapılması, aradaki sorunların büyüklüğünü gösteriyor. Nitekim Bahçeli’nin HDP’yi kapatma çağrısına da AKP’den olumlu yanıt gelmedi. Bunun üzerine Bahçeli, doğrudan Yargıtay’a seslenerek HDP’yi kapatma davası açmasını istedi. Daha ileri giderek, CHP ve İYİP’i “suçu ve suçluyu övdükleri” ve bunun da “yardım-yataklığa kadar gideceğini” söyleyerek, HDP’nin kapatılmasına karşı olan herkese aba altından sopa gösterdi.
AKP, HDP’yi kapattığında oluşacak tepkileri, ayrıca AB ve ABD’yle zaten sorunlu olan ilişkilerinin daha da bozulma ihtimalini göze alamıyor. Buna karşılık HDP’nin Hazine’den aldığı yardımı kesmek gibi bir saldırı hazırlığı yapıyor.
Hatırlanacaktır; 2008 yılında Anayasa Mahkemesi’nde AKP “laiklik karşıtı parti” olmakla yargılanmış ve kapatılmaktan tek oyla kurtulmuştu. Buna karşın Anayasa Mahmesi AKP’ye ‘hazine yardımını kesme’ cezası verdi. Kendisine yapılanların aynısını şimdi HDP için devreye sokmak istiyorlar.
2021 yılı bütçesine göre, HDP Hazine’den 57 milyon 550 bin lira yardım alacak. Bu yardımı alamadan bir mahkeme kararıyla ona el koymayı düşünüyorlar. Böylece hem HDP’yi kapatmaktan kurtulacak, hem de HDP’yi cezasız bırakmamış olacaklar!
HDP’yi suçlayacak malzeme arayışları
HDP’yi “terör örgütüyle bağlantılı” gösterebilmek için akla ziyan iddialar ortaya atılıyor. Son olarak HDP’nin Esenyurt ilçesini basarak, güya “delil” elde ettiler!
Büyük bir sansasyonla ilçe bürosunda çıkan belgeler “suç delili” gibi sunuldu. Şehit düşmüş PKK liderlerinin pankartları ve Öcalan posteri üzerinden HDP’yi suçlama dozunu yükselttiler. Sadece AKP-MHP değil, CHP ve İYİP de bu koroya katıldı. Zaten amaç, muhalif partileri de sıkıştırmak HDP’yle olası ittifakları baştan dinamitlemekti. Diğer yandan HDP’ye dönük saldırılara kitle desteği yaratmak, şoven-milliyetçi kesimleri kışkırtmaktı.
Öcalan posteri üzerinden kopartılan fırtına ile, AKP’nin sahtekarlığı ve açmazları bir kez daha su yüzüne vurdu. 2013 yılında Öcalan’la HDP heyetini İmralı’da görüştüren, Öcalan’ın mektuplarını Kandil’e, yani PKK liderlerine gönderen sanki AKP değildi! Yıllarca HDP’ye Öcalan-Kandil arasında “postacılık” yaptırtan, Newroz gösterilerinde Öcalan’ın mektubunu okutturan ve bu süre boyunca HDP’yi alkışlayan sanki AKP değildi! Ve sanki Öcalan’ın posterleri HDP binasında ilk kez çıkıyordu! Oysa HDP’nin hemen her mitinginde, her etkinliğinde bu posterler açılır. Bırakalım posterini bizzat Öcalan’ın kendisini HDP’yle biraraya getiren AKP olmuştur. Böylesine ikiyüzlü, yalan ve iftiraya dayalı bir politika izlenmektedir.
Tutuklama terörü de bunun bir parçasıdır. Esenyurt ilçe eşbaşkanlarının evleri basılmış ve Ercan Sağlam tutuklanmıştır. Yanısıra Mezopotamya Ajansı muhabirlerinden Dindar Karataş, Mehmet Aslan; kapatılan IMC televizyon kanalında program yapan Ayşegül Doğan tutuklama ve hapis cezalarıyla karşılaşmıştır. Ayrıca ESP üyesi 47 kişi gözaltına alınmış, 5’i tutuklanmıştır.
Bunlara Demirtaş’ın AİHM kararına rağmen serbest bırakılmaması, üstelik hakkında yüzlerce yıllık yeni davalar açılmasını, HDP milletvekili Leyla Güven’in 22 yıl 3 ay hapse mahkum edilmesini, gazeteci Can Dündar’a 27 yıl hapis cezası verilmesini eklediğimizde, HDP’ye ve onu destekleyenlere dönük saldırıların boyutu görülür.
* * *
Sonuç olarak; gerici-faşist blok, kitle tabanı eridikçe saldırılarını arttırıyor. Bunların başında da HDP geliyor. Fakat ne kapatma, hazine yardımını kesme, ne HDP’yi parçalama girişimleri, ne de tutuklama ve ağır cezalar, Kürt hareketini bitirebilir. Daha önce defalarca görüldüğü gibi kapatılan parti yerine yenisi kurulur, tutuklananların yerini başkaları doldurur.
Elbette bu gerçek, saldırılar karşısında edilgen kalmayı gerektirmez. Daha güçlü bir karşı duruşla saldırılar püskürtülmeli ve gerici-faşist blok dağıtılmalıdır.