1 Mayıs çağrılarına polis saldırısı

2021 1 Mayıs’ı yaklaşırken 1 Mayıs’ın sahipleri devrimci-demokrat kurumlar 1 Mayıs Platformu olarak bir araya gelip harekete geçtiler. Platform 9 Nisan’da kuruluşunu duyuran bir basın açıklaması ile 1 Mayıs çalışmalarına başladı; işçi ve emekçileri, 1 Mayısı kendi gününde ve kendi yerinde kutlamaya çağırdı.

1 Mayıs çağrılarını yaygın biçimde duyurabilmek için, metrobüs duraklarında, organize sanayi bölgelerinde, işçilerin yoğun geçiş noktalarında bildiri dağıtımları gerçekleştirdi. Ayrıca Kayı İnşaat, Migros Depo ve PTT işçilerinin direnişlerine katıldı. Sağlık emekçilerinin, koronavirüs salgınına dikkat çekmek için, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasına da katıldı.

1 Mayıs çağrılarının başlamasının ardından keyfi yasaklara yenileri eklendi. Koronavirüs salgınına önlem olarak getirildiği ileri sürülen Cumartesi-Pazar sokağa çıkma yasakları zaten salgın konusunda bir fayda sağlamadığı gibi, işçi ve emekçilerin yaşam alanlarını daraltıyordu. Buna bir de İstanbul’da her tür eylem, etkinlik, afiş asma, bildiri dağıtma vb. yasakları geldi. AKP’nin kongrelerinde tıka basa salonlarla övünen, AKP kadrolarının düğünlerinin-davetlerinin sürmesine ses çıkarmayan devlet, 1 Mayıs’ı engellemek için peşpeşe keyfi baskılar ve yasaklar getirdi. 1 Mayıs’ı hatırlatan her tür faaliyeti engellemeye çalıştı.

Platform, tüm yasak ve engellemelere rağmen, “yasakları tanımıyoruz” şiarıyla çalışmalarını sürdürdü. 20 Nisan günü Kadıköy rıhtımda bildiri dağıtımı yapıldı. Her kurumun kendi önlüklerini giydiği dağıtım daha başlamadan polis, “yasak var, dağıtım yapamazsınız” diyerek engellemeye çalıştı. Ancak onların çabalarına rağmen ajitasyon eşliğinde bildiri dağıtımı devam etti. Takviye güç çağıran polisler, engelleme girişimlerini sürdürdüler. Rıhtımda bir süre devam eden dağıtım ve ajitasyon konuşmaları, daha sonra Kadıköy caddelerinde ve ara sokaklarında devam etti. Son olarak bir noktada toplanıp “Yaşasın 1 Mayıs”, “Biji 1 Gulan” sloganı atılarak eylem sonlandırıldı. Bütün bu süre boyunca, polisler eylemcileri takip etti.

21 Nisan günü 1 Mayıs Platformu ve Direnişteki İşçiler Platformu’nun ortak yaptığı basın açıklaması ve 1 Mayıs çağrısına polis saldırdı, 42 kişiyi gözaltına aldı. Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda yapılan eylem öncesi, polis yoğun bir şekilde alanı abluka altına aldı. Toplanan kitlenin etrafını sararak, işkenceyle gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar akşam serbest bırakıldı.

23 Nisan günü 1 Mayıs platformu, DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve bazı siyasi partilerin de içinde olduğu “İstanbul 1 Mayıs Bileşenleri”, Kadıköy rıhtımda ortak basın açıklaması düzenlemek istedi. Kitle daha yeni toplanıyorken, polisin “dağılın” anonsları başladı. Bu anonslara rağmen eylemi yapma kararlılığı ile, belirtilen saatten 5 dakika önce eylem başlatıldı. Yapılan konuşmalarda, yasakların keyfi olduğu, fabrikalarda, işletmelerde işçilerin korumasız, önlemsiz çalıştırıldığı, AVM’lerin, otellerin, turizm merkezlerinin açık olduğu, AKP’nin kongrelerinin kapalı salonlarda tıka basa dolu olarak yapıldığı söylendi. Bu keyfi yasakları tanımayacağımız, 1 Mayıs’ı 1 Mayıs günü kutlayacağımız belirtildi.

Konuşmalar devam ederken polis saldırısı başladı, içinde PDD temsilcisinin de olduğu 41 kişi işkenceyle gözaltına alındı. Ablukayı yarıp eylem alanına girmeye çalışanlar engellendi. Eylem alanının dışında kalanlar, Kadıköy sokaklarında bir süre ajitasyon konuşmaları yaptılar. Saat 17’de gözaltılara ilişkin olarak Kadıköy Eğitim-Sen binasında basın açıklaması düzenlendi. Yapılan açıklamada, gözaltıların serbest bırakılması istendi ve her koşul altında 1 Mayıs’ın kutlanacağı belirtildi. Gözaltına alınanlar akşam geç saatlerde bırakıldılar.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …