Siyasal

AKP hükümeti döneminde defalarca değiştirilen müfredat, bir kez daha değiştirilmek isteniyor. Ve her değişiklikte eğitimin dinci-gerici yapısı daha da koyulaşıyor; bilimsel kırıntılar ortadan kaldırılıyor. Önce hükümet yanlısı Memur-Sen konfederasyonuna bağlı Eğitim Bir-Sen’den böyle bir öneri geldi. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yeni müfredat tablosu ortaya serildi. Bir de güya demokratik bir uygulama yapıyorlarmış gibi, bir ay boyunca internet üzerinden …

Faşist gerici-şoven ders programları kaldırılmalı, liselerde her türlü gerici-faşist kadrolaşma dağıtılmalıdır. Özgür düşünce ve yaratma ortamı oluşturulmalı; eğitimde, bilimsellik dışında hiçbir kaygının bulunmayacağı bir çalışma ortamı sağlanmalıdır. Gerici-faşist disiplin yönetmeliği kaldırılmalı, polis-idare işbirliğine son verilmelidir. Gerici-faşist ideolojiyi taşıyan tüm ders programları kaldırılmalı, yerine özgür, bilimsel düşünceyi taşıyan (velilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin katılımıyla) ders programları oluşturulmalıdır. Ulusal eşitlik temel ilke olmalı, …

Son yıllarda artan bir şekilde muhbirliğin özendirildiğini görüyoruz. Erdoğan’ın hemen her ay yaptığı “Muhtarlar Toplantısı”nda, muhtarlara bu yönde çağrılar yapılıyor. 15 Temmuz sonrası hem Erdoğan, hem de Başbakan ve neredeyse tüm bakanlar, halkı ihbarcılığa davet etmişlerdi. Her zaman haklı bir tiksinti uyandıran, lanetlenen muhbirlik, AKP döneminde patlama yaptı. En hafifinden şikayet sürekli teşvik edildi. Veli öğretmene, hasta doktora hasım oldu. …

Türkiye, tutuklu gazeteci sayısı ile dünyada bir numaraya yükseldi. Ama hala gazeteciler tutuklanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda Redhack tarafından açığa çıkartılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerini haber yaptıklarından dolayı, 6 gazeteci daha gözaltına alındı. 25 Aralık 2016’da gözaltına alınan gazeteciler, çeşitli örgütlere üyelikle suçlanarak tam 24 gün gözaltında tutuldu. Bu uzunlukta gözaltı süresi bir cezalandırma ve yıldırma …

Şubat ayı, ihtilalci komünistler için özel anlamlarla yüklü bir aydır. 19-21 Şubat 1979 tarihinde, Mustafa Suphi TKP’sinden sonra Türkiye’deki ilk komünist örgütün tohumları atıldı. O tohumlar kısa sürede filizlendi, çiçeğe durdu… “Bir tutam kır çiçeği”ydiler başlangıçta, ama Türkiye tarihinin en karanlık günlerinde direnişin simgesi oldular ve kitlelere umut verdiler. İşkencehaneleri, zindanları ışıklarıyla aydınlattılar. “Yargılayan savunma” ile kara cüppeli cellatları çılgına …

Ocak ayının ilk haftasında açılan Çukurova Kitap Fuarı’na bu yılki ilgi oldukça fazlaydı. Fuarda, yayınevimiz tarafından basılan ‘Darbe Yenilgi Direniş: 12 Eylül’ kitabı ve Belge Yayınları ile birlikte ikinci kez basılan “Hücreler kitabı Dava Dosyası” da bu ilgiden payını aldı. Belge Yayınları’nın standında kitapları imzalayan Nevin Berktaş, yerel gazete ve dergilerin sorularını yanıtladı.Şujin gazetesinde çıkan röportajında, kitaplarına özellikle gençlerin ilgi …

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve AKP İl Başkanlığı binaları, 20 Ocak akşamı aynı saatlerde roketatarla vuruldu. Her iki eylemi DHKP-C üstlendi. Eylemin ardından bazı dernekler ve evler basıldı ve 5 kişi gözaltına alındı. Polisin operasyonları sırasında Esenyurt’ta çatışma çıktı. Eylemlerin faili olduğu iddiasıyla Şerif Tunç Tekirdağ’da gözaltına alındı, ardından tutuklandı. Bilgehan Karpat ise, Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde polisle girdiği çatışmada öldürüldü. Dersim’de …

Başkanlık sistemini öngören anayasa teklifinin meclisteki oylaması başladı. İlk üç madde, “referandum sınırı” olan 330 oy barajını aştı. Sistemin biçimi, özündeki sömürüyü gizlemez. Emperyalist-kapitalist sistemin her biçimi, işçi ve emekçilerin sömürüsüne dayalıdır, farklı biçimler bu sömürünün özünü değiştirmez. Keza, faşizm, sadece “tek adam diktatörlüğü” döneminde değil, parlamenter sistem içinde de varlığını, baskısını ve vahşetini sürdürür. Ancak herşeye rağmen, “başkanlık sistemi” …

Her yeni yıla yeni umutlarla girilir. Umut insana dairdir. Şairin dediği gibi “umutsuz yaşanmaz.” Onun içindir ki, insanlığın düşmanları umudu yok etmek isterler. Her yere umutsuzluk ve karamsarlık tohumu ekerler. 2017 yılına da her şeye rağmen umutla girildi. Savaşların, darbelerin, katliamların geride kalması; barışın, özgürlüğün, huzurun, sağlık ve mutluluğun her yanı kaplaması temmennileriyle… 2016 Türkiye’de ve dünyada kötü geçmişti, ama …

“Fırat Kalkanı” adı verilen saldırı başladığında, devlet temsilcileri özellikle Türkiye’nin savaşa doğrudan girmeyeceğini tekrar tekrar söylemişlerdi. Yapılan açıklamalara göre, saldırıyı ÖSO’cu gruplar yürütecek, Türkiye onları desteklemekle yetinecekti. Ancak geçen sürede tablo değişti. Bugün artık Türkiyeli askerler IŞİD tarafından katlediliyor, yakılarak öldürülüyor, IŞİD Türkiye’ye karşı intikam yeminleri ediyor. Ve yakın zaman önce “Halep’teki Nusracı arkadaşlar”dan sözeden Erdoğan, bugün “savaşa girdik” diye …