Siyasal

İstanbul-Ümraniye’de genç bir kadın polisin öldürülmesinin ardından, faile yapılan insanlıkdışı muamele önemli tartışmalara neden oldu. Polisin öldürülmesi, suçluya yapılan işkenceyi meşrulaştırmanın bahanesi oldu. Suçlu çıplak bir halde çöp poşeti giydirilmiş olarak, iki kadın polis eşliğinde “hayvan taşıma aracı”na bindirilirken, ona yapılan işkence, “polis, arkadaşlarının intikamını aldı” şovuna dönüştürüldü. Ve toplumun, bu işkenceye onay vermesi, kabullenmesi beklendi. Kendi hatalarını örtbas etmek …

“Osman Yaşar Yoldaşcan, 12 Eylül faşist cuntanın işbaşına gelişinden 17 gün sonra 29 Eylül 1980’de İstanbul-Bağcılar’da saatlerce süren sokak çatışmasının ardından şehit düştü. Onun bu yiğitçe ölümü, başta yoldaşları olmak üzere tüm tutarlı devrimcilere, anti-faşistlere izlenmesi gereken yolu gösteren bir manifesto oldu. 12 Eylül’e sıkılan ‘ilk kurşun’ olmasının anlamı, yaşanan ilk sokak çatışması olması ve bir işkenceci şefinin hak ettiği …

İlk ders zili hem kamuda hem özel sektörde birçok sorunla çaldı. Eğitim-Sen’in yayınladığı durum raporuna; velilerden alınan kayıt ücretleri, okullardaki hijyen eksikliği, devletin öğrencilere bir öğün yemek ver-e-memesi, öğrencilerin temiz suya erişememesi, okullardaki temizlik personeli eksikliği, yetersiz öğretmen atamaları, boş geçen dersler, niteliksiz eğitim, öğrencilere sağlıklı ulaşım imkanı verilmemesi gibi sorunlar damga vurdu. Kamudaki bu sorunlara gerici müfredat da eklenince; …

12 Eylül Askeri Faşist Cunta’nın yıldönümünde ve Osman Yaşar Yoldaşcan’ın ölüm yıldönümünde, merkezi yerlere ve emekçi semtlere afişleme yapıldı.

“Yedi çocuğum var. Memlekette iş bulamadığım için kalktık İstanbul’a geldik. Gelmez olaydık. Hepsini okutmak istiyorum, benim yaşadığımı yaşamasınlar istiyorum ama ne çare. Okula kaydetmeye gittim, dünyanın parasını istediler. Ben yiyecek ekmek bulamıyorum. Çöpleri ayıklıyorum, bu evdeki koltukları, battaniyeleri hep çöpten buldum. Ben kaldıramıyorum bunu, düşünmekten hasta oldum, çocuklarım okusun ama nasıl okuyacaklar…” “Lise öğrencisiyim. Açık öğretimde okuyorum ama. Annem, babam, …

“Düşük ücretlere, hayat pahalılığına, vergi soygununa, savaş politikalarına karşı topyekun direniş” şiarıyla, 20 Ekim’de Kartal Meydanı’nda yapılacak olan İşçi Emekçi Mitingi’ne kitleleri çağırmak için metrobüs duraklarında yaygın bildiri dağıtımı, ayrıca emekçi semtlere afişleme çalışması yapılıyor.

Artvin-Şavşat’ta 19 Eylül Perşembe günü yapılan basın açıklamasıyla, Hopa’daki direnişe selam gönderdik. Şavşat Emek ve Demokrasi Platformu olarak Hopa için yapacağımız eylem ile, Şavşat Belediyesi’nden atılan işçiler için CHP il örgütü, ilçe yönetimleri, encümenleri ve belediye başkanlarının yapacağı basın açıklaması çakışınca, onlarla görüşme yaptık ve eylemleri birleştirme kararı aldık. Böylece eylemde hem işten atılmalar protesto edildi, hem de Hopa’ya, yaşam …

Çifte Köprü Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin çağrısıyla, 15 Eylül Pazar günü Cankurtaran’da “Yaşam Nöbeti”nde buluştuk. Halkevleri, Sol Parti, Dem Parti yanı sıra Proleter Devrimci Duruş okurlarının da katıldığı nöbet eyleminde kurum temsilcileri söz alarak sürece ilişkin değerlendirmeler yaptılar. Eylemin saat 14.00-17.00 arası olacağı duyurulmuş olmasına rağmen, 13.00’dan itibaren kitle toplanmaya başlanmıştı Yaklaşık 150-200 kişi toplandı. Konuşmalar Reşit’in hesabının sorulacağı ve …

Devrimci sanatçı Yılmaz Güney’i, ölümünün 40. yıldönümünde Paris’te mezarı başında andık. Yılmaz Güney 9 Eylül 1984’te 47 yaşında  yakalandığı kanser hastalığından dolayı ölmüş ve Paris’e gömülmüştü. İçinde PDD’lilerin de bulunduğu kurumlar, önceden yaptıkları faaliyetlerle (afişleme, internet üzerinden çağrı vb) 7 Eylül Cumartesi günü yapılacak anmayı duyurdular. O gün anmaya 100’den fazla kişi katıldı. Anma, açılış konuşması ve saygı duruşuyla başladı. …

Bugüne dek 12 Eylül’ün gerçekleşme nedenleri olarak birçok faktör sıralandı. Başta ABD olmak üzere emperyalizmin Ortadoğu’ya ve Türkiye’ye dönük planları, egemen sınıfların kendi aralarındaki çelişkiler, ekonomik kriz, 24 Ocak Kararları, yönetememe krizi vb… Bunların doğruluğu su götürmez. Ancak hepsinden öne çıkanı, yükselen halk hareketidir. Bu hareketin karşısında acze düşen devletin, bulduğu son çözümdür askeri faşist cunta. Onun için 12 Eylül’ün …