Etiket arşivi

Nevin Berktaş’la imza günü ve söyleşi gerçekleştirildi

YAYKOOP Kadıköy Kitabevi’nde, 19 Mart günü Nevin Berktaş ile söyleşi ve imza günü gerçekleştirildi. Soğuk ve kar yağışlı havaya rağmen etkinliğe katılım yoğundu. İlk olarak Yediveren Yayınevi adına bir konuşma yapıldı. Nasıl bir dönemden geçtiğimiz özetlenerek 12 Eylül ve o dönemki direnişle günümüz arasında bağlar kuruldu. Sonra Nevin Berktaş, Hücreler ve 12 Eylül kitabının hangi koşullarda yazıldığını anlattı, içerideki mücadele …

Devamını oku

Nevin Berktaş ile söyleşi ve imza etkinliği

YAYKOOP Kadıköy Kitabevi, yazarımız Nevin Berktaş ile söyleşi ve imza günü düzenliyor. 19 Mart cumartesi günü gerçekleştirilecek olan etkinlik, YAYKOOP’un Kadıköy’deki adresinde düzenlenecek. Adres: Caferağa mah. Tellalzade sk. (Antikacılar sk. olarak da biliniyor) No: 30/A Kadıköy Tüm dostlarımız davetlidir.

Devamını oku

Şubat’ta atılan tohum…

Şubat ayı, ihtilalci komünistler için özel anlamlarla yüklü bir aydır. 19-21 Şubat 1979 tarihinde, Mustafa Suphi TKP’sinden sonra Türkiye’deki ilk komünist örgütün tohumları atıldı. O tohumlar kısa sürede filizlendi, çiçeğe durdu… “Bir tutam kır çiçeği”ydiler başlangıçta, ama Türkiye tarihinin en karanlık günlerinde direnişin simgesi oldular ve kitlelere umut verdiler. İşkencehaneleri, zindanları ışıklarıyla aydınlattılar. “Yargılayan savunma” ile kara cüppeli cellatları çılgına …

Devamını oku

21 Aralık 1983- İsmail Cüneyt katledildi

İsmail Cüneyt, (Stalin Mehmet) Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak doğdu. Lise çağlarında devrimci düşüncelere ilgi duymaya başladı. 12 Mart 1971 darbesi gerçekleştiğinde lisedeydi ve tek başına kalmasına rağmen devrimci çalışmalarını aralıksız sürdürdü. ’73 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne girdi. Kararlılığı ve militanlığı ile faşizme karşı mücadelede öne çıktı, sivil faşistlerin ve devletin boy hedefi haline geldi. ’75 yılında …

Devamını oku

29 yıl sonra… Remzi Basalak yaşıyor…

Remzi Basalak’ın ölümünün üzerinden 29 yıl geçti. Remzi katledildiğinde 29 yaşındaydı. Yaşadığı süre kadar bir dönem geçmiş aradan. Hem çok uzun, hem çok kısa…. Onu tanımış, birçok şeyi paylaşmış olanlarımızda, Remzi bütün canlılığıyla gözlerimizin önünde duruyor. Daha dün yaşanmış gibi hatıralar sökün ediyor. Büyük-küçük herkeste bıraktığı öyle derin izler var ki, Remzi’nin adını duymak bile yürekleri ısıtıyor, yüzleri aydınlatıyor, bakışları …

Devamını oku

12 Eylül sadece zulüm değil, direniş tarihidir

Her yıl, Eylül ayının 12’si yaklaştığında, 12 Eylül’e dair birçok şey konuşulur. Yıllarca 12 Eylül, “ülkeyi ‘sağ-sol çatışması’ndan kurtaran bir askeri hareket” olarak sunuldu. “12 Eylül’ün bir zorunluluk olduğu, o koşullarda işlerin başka türlü yürümeyeceği” tezi işlendi. AKP’li yıllarda ise, “dış mihrak”ların faşistleri ve devrimcileri birbirine kırdırarak, 12 Eylül için zemin hazırladığı şeklindeki, “komplocu teoriler” ortalığı kapladı. 12 Eylül’ün mağdurları …

Devamını oku

12 Eylül’ü, direnenlerden öğrenmek…

Bugüne kadar 12 Eylül’e dair çok şey yazıldı, söylendi. Ancak 12 Eylül’e ilişkin tüm anlatımlarda, 12 Eylül’ün nasıl vahşi bir saldırı olduğu, devrimcilerin ve kitlelerin ne kadar mağdur olduğu, yapılan işkenceler, katliamlar, cezaevlerindeki saldırılar vb. üzerinde duruldu. Oysa, “dövüşenler de vardı o havalarda!” 12 Eylül, bazıları için ağır bir “yenilgi” iken, bazıları için büyük bir direniş destanıydı. Cuntanın en karanlık …

Devamını oku

Selam olsun 43. kavga yılına!

Bir sınıfa veya ulusa mensup bir kişi için, sınıfının/ulusunun tarihini bilmek ne kadar önemliyse, bir komünist için de kendi tarihini bilmek, en az onun kadar önemlidir. Fakat tarihi bir masal gibi dinlemediği taktirde… Zaten “tarih bilinci”nden anlaşılması gereken de, sadece geçmişi, geçmişte yaşananları bilmek değil; onun bugünle ve gelecekle bağlarını doğru bir şekilde kurabilmektir. Ancak o zaman, nereden nasıl gelindiği, …

Devamını oku

Bir “anı” kitabı: Her şey bitti… Kişisel kavga sürüyor! 

pdd-arka-logo-1

Son yıllarda sol kesimde “anı” yazma furyası var. ’80 öncesinin devrimci önderleri ve kadroları, bazen bir dönemi, bazense tüm hayatını kağıda döküyor. Kiminde “sözlü tarih” denilen anlatımların ya da röportajların kitaplaşması şeklinde oluyor, kiminde ise klasik “anı” kitabı biçiminde… Esasında “anı” yazmak, emeklilerin, yaşlıların işidir. Bir başka ifadeyle yaptığı işi-mesleğini bırakmış, inzivaya çekilmiş insanların, bir dönemi kapatmasını ifade eder. Yapacağını …

Devamını oku

“Dublör” sürecinin gerçekleri (*)

Çanakkale Cezaevi’ne vardığımda gözüme ilk çarpan, olağanüstü bir hareketlilik oldu. Oysa her ayrıntıyı konuşmuştuk. Ama bana anlatılanlardan farklı bir tablo vardı. Hem asker sayısı artmıştı, hem de birşeyler arıyormuş gibi sık aralıklarla kümelenmişlerdi. Acaba idare bir şeylerden mi şüphelendi, eylemi başarıyla tamamlayabilecek miydim endişesiyle, görüşçülerin toplandığı binaya yöneldim. Büyük bir gönüllükle bu görevi üstlenmiştim. Önder yoldaşlarımızdan birini dışarıya çıkartacak ve …

Devamını oku