Son yıllarda sol kesimde “anı” yazma furyası var. ’80 öncesinin devrimci önderleri ve kadroları, bazen bir dönemi, bazense tüm hayatını kağıda döküyor. Kiminde “sözlü tarih” denilen anlatımların ya da röportajların kitaplaşması şeklinde oluyor, kiminde ise klasik “anı” kitabı biçiminde… Esasında “anı” yazmak, emeklilerin, yaşlıların işidir. Bir başka ifadeyle yaptığı işi-mesleğini bırakmış, inzivaya çekilmiş insanların, bir dönemi kapatmasını ifade eder. Yapacağını …
Devamını okuEtiket arşivi
“Dublör” sürecinin gerçekleri (*)
Çanakkale Cezaevi’ne vardığımda gözüme ilk çarpan, olağanüstü bir hareketlilik oldu. Oysa her ayrıntıyı konuşmuştuk. Ama bana anlatılanlardan farklı bir tablo vardı. Hem asker sayısı artmıştı, hem de birşeyler arıyormuş gibi sık aralıklarla kümelenmişlerdi. Acaba idare bir şeylerden mi şüphelendi, eylemi başarıyla tamamlayabilecek miydim endişesiyle, görüşçülerin toplandığı binaya yöneldim. Büyük bir gönüllükle bu görevi üstlenmiştim. Önder yoldaşlarımızdan birini dışarıya çıkartacak ve …
Devamını okuEkim Şehitleri Yaşıyor! DÖVÜŞENLER ÖLENLERİN TUTMAZ YASINI!
“Yolun düşerse kıyıya bir gün Ve maviliklerini enginin seyre dalarsan Dalgalara göğüs germiş olanları hatırla! Selamla, yüreğin sevgi dolu… Çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan bir savaşta Ve dipsizlğinde enginin yitip gitmeden sana limanı gösterdiler uzakta…” 29 Eylül 1980’de faşist cuntaya sıktığı “ilk kurşun”la ölümsüzleşen Osman Yaşar Yoldaşcan; 25 Ekim 1981’de işkencede katledilen Ataman İnce; 23 Ekim 1992’de …
Devamını okuAKP’nin de, 12 Eylül’ün de sonunu getirelim!
12 Eylül’ün üzerinden neredeyse 40 yıl geçti. Ama bugün hala 12 Eylül anayasası, kurumları, en önemlisi zihniyeti varlığını koruyor. AKP’nin son yılları ise, 12 Eylül’ü aratmayacak uygulamalarla dolu. 15 Temmuz darbe girişimini “Allahın lütfu” olarak niteleyen Erdoğan, o günden sonra ilan ettiği OHAL’le ve KHK’larla ülkeyi yönetiyor. Dahası, “sivil darbe”lerle faşist diktatörlüğü pekiştirmiş durumda. İlk olarak 7 Haziran 2015 seçimlerini …
Devamını okuDİRENİŞİN FATİHİ… (*)
Bütün sınıflı toplumlarda işkence vardı. Henüz elektrik icat edilmemişti; Prometus’un vücudu bir kartal tarafından parça parça edilip öldürüldü. Henüz Filistin askısı keşfedilmemişti; Börklüce’nin vücudu tek tek parçalandı, sussunlar diye halka teşhir edildi. Avrupa, kentlerin meydanlarında isyancıları çarmıha asıp vücutlarını gererken; Ortadoğu’da insanlar kızgın çöl kumlarına gömülüyordu. İngiliz askerleri Kalküta’da çocukları “açlık ve kurşunla terbiye ederken”; Rus Çarı dayakla erimiş bedenler …
Devamını okuYüreklerimizin gönderinde çelikten bir yıldızdır onlar: EKİM ŞEHİTLERİ
Ekim ayı, tüm dünyayı sarsan 1917 devriminin, tarihe “Ekim devrimi” olarak geçen ilk proleter devrimin gerçekleştiği aydır. Aynı zamanda binlerce devrim ve sosyalizm şehidinin toprağa düştüğü ay… İhtilalci komünistler de en fazla şehidi bu ayda verdiler. Onun içindir ki, “Ekim şehitleri”ni tüm devrim ve sosyalizm şehitlerini anma ayı ilan ettiler. 29 Eylül 1980’de faşist cuntaya sıktığı “ilk kurşun”la ölümsüzleşen Osman …
Devamını okuVeis yoldaşı Dersim’de sonsuzluğa uğurladık
Veis Akgül yoldaş, 12 Eylül öncesinde tanışmıştı mücadeleyle. 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde, TİKB saflarında insanlara umut ve aydınlık taşımaya devam etti. Son iki yıldır kanserle mücadele ediyordu. Sessiz ama kararlı, mütevazi ama direngen kişiliği, kanser karşı mücadelesinde de kendisini ortaya koyuyordu. Tıpkı ihtilalci saflardayken olduğu gibi… Yoldaşımızı 16 Eylül gecesi kaybettik. 17 Eylül günü saat 12’de İkitelli Cemevi’nde onun için bir tören düzenlendi. …
Devamını okuSade ve sessiz kaynayan volkan VEİS
Ölenlerimizin ardından Veis’in de çok değer verdiği Fatih yoldaşımızın önemsediği şekilde davranıyoruz biz de. Çok çok övüp toprağın altında yüzlerini kızartmayacağız. Ama onların temel özelliklerinden öğreneceklerimizi de bilincimize ve yaşamımıza kaydedeceğiz. Tıpkı Selma Aybal, Vedat Çataltepe, Osman Yaşar Yoldaşcan gibi Veis yoldaşı da bir Eylül ayında kaybettik. Sağlamlaştığı toprağı gübrelemek ister gibi ayrıldı aramızdan. “Dost dediğin kara günde belli olur” …
Devamını oku“İlk kurşun”: OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN
Günlerden 29 Eylül 1980! Yer, İstanbul-Bağcılar yokuşu… Birazdan yeni bir tarih yazılacak… 12 Eylül’ün üzerinden daha 17 gün geçmiş. Osman Yaşar Yoldaşcan ve Mehmet Fatih Öktülmüş bir eylemin hazırlığındalar. Devriye gezen bir askeri ciple karşılaşıyorlar, sokak sokak süren bir çatışma başlıyor. Bu çatışmada Fatih yaralanıyor ve Osman’la birbirlerini kaybediyorlar. Osman, bir inşaata çekiliyor, orayı çelikten iradesiyle granitten bir kaleye dönüştürüyor …
Devamını okuDevletin masası, Remzi Basalak’ın tekmesi
Hakkı Özdal’ın kaleme aldığı ve 16 Şubat 2018 tarihinde “Gazete Duvar” sitesinde yayınlanan yazısını tarihsel öneminden dolayı kendi sitemizde de yayınlıyoruz. İhtilalci komünist hareketin önder kadrolarından Remzi Basalak, 23 Ekim 1992 tarihinde katledilmişti. O, teşhir masasına vurduğu tekme ile bir döneme son vermiş ve bir sembol haline gelmiştir. Aradan geçen yıllara rağmen “Remzi tekmesi” bir vesile ile hatırlanmakta ve hatırlatılmaktadır. …
Devamını oku