Her tür revizyonist-reformist akım, parlamento düşkünlüğünü perdelemek ve devrimci-demokrat kesimleri yedeklemek için, varolan düzeni değiştirmek amacıyla parlamentoya girdiklerini iddia eder. Kendilerine karşı çıkan devrimci ve komünistleri ise, “sekterlik”le, “dönemin ruhuna ayak uyduramamak”la suçlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyledir. Günümüzde artık ML kavramları kullanmaktan da kaçınan, burjuva literatürle konuşup-yazan bu kesimler, kendi tabanında devrimci duyguları taşıyanları ve komünist ve …
Devamını okuEtiket arşivi
Reformizmin son durağı PARLAMENTERİZM
Parlamento, yani meclis, “yasaların yapıldığı yer” olarak bilinir. Bunun biçimi, sayısal oranı, işleyişi vb. döneme, ülkelere göre değişiklikler gösterse de özü değişmez. Bu öz, bir ülkenin yönetimindeki temel ilkelerin, anayasa dahil tüm yasaların buradan çıkacağıdır. (Anayasaları yapan meclisler, “kurucu meclis” olarak da anılır.) Sözkonusu meclis de, yine her ülkede değişen seçim sistemleri ile belirlenen vekillerden oluşur. Dolayısıyla seçimler ve meclis, …
Devamını oku8 Mayıs 1945- Berlin’e kızıl bayrak çekildi
8 Mayıs 1945, İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın resmen bittiği gündür. Birinci emperyalist savaştan yenik çıkan Alman burjuvazisi, biraz palazlanınca, faşist Nazi Partisi’ni işbaşına getirip yeni bir dünya savaşını başlattı. Almanya’nın Polonya’ya saldırısıyla başlayan savaş, asıl olarak sosyalist Sovyetler Birliği’ni (SB) hedefliyordu. Diğer emperyalistlerin de desteğiyle Almanya 1941 yılında Sovyetler Birliği’ne saldırdı. Alman ordusu, modern teçhizatla donatılmış milyonlarca askeriyle, Ukrayna topraklarından …
Devamını okuVARDIK, VARIZ, VAROLACAĞIZ!
Sıkı durun! Kaçmadık, yenilmedik! Çünkü Spartaküs, ateş ve ruh demektir! Yürek ve can demektir! Çünkü Spartaküs, zafer özlemini, Sınıf bilinçli proletaryanın Mücadele azmini ifade etmektedir… Bunlar elde edildiği zaman ıster yaşayalım, ister yaşamayalım Programımız yaşayacaktır! Ve kurtulan halkların dünyasına egemen olacaktır! Her şeye rağmen!.. * * * Bu sözler, 15 Ocak 1915’te katledilen Karl Liebkneht ve Rosa Lüksemburg’in ölmeden …
Devamını okuKayayım ben Granit (İsmail Cüneyt)
Komünist önder İsmail Cüneyt, 21 Aralık 1983 tarihinde İstanbul-Gayrettepe’de işkencede katledildi. 12 Eylül sonrası “gözaltında kayıp”ların ilkiydi O. Ama onun naaşını gizli bir şekilde gömmek yerine, gözaltına aldıkları yoldaşlarına göstererek, daha etkili kılmak istediler. Fakat yanıldılar! Öfke ve kin daha da bilendi, direniş daha da harlandı, yaygınlaştı… İsmail Cüneyt, Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yoksul bir köylü ailesinin çocuğuydu. O, küçük yaştan …
Devamını oku12 Eylül’e sıkılan “ilk kurşun” OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN
Her sokak başı bir pusu… Her yol kavşağı bir tuzak… Kitleler halinde tutuklama günleri… Okullar, sağlık merkezleri, spor salonları, kışlalara çevrilmiş… İşkenceler gün boyu son hızıyla sürüyor… Ortalık ıssız, sakin ve suskun… Soğukkanlı ve emin adımlarla yürüyor “soluğu rüzgar” bir adam. Günlerden 29 Eylül 1980! Yer, İstanbul-Bağcılar yokuşu. Birazdan yeni bir tarih yazılacak, yılların bükemediği çelik bir iradeyle. İki sınıf …
Devamını okuFatih’ten Osman’a uzanan gelenek “Ölebiliriz ama BİZ KAZANACAĞIZ!”
1965 yılında Rize’nin Kalkandere ilçesinin Fındıklı köyünde hayata gözlerini açtı. İlk ve ortaokulu Şirinevler’de, liseyi ise Kocasinan’da tamamladı. ’80 öncesi yıllarda lisede mücadeleyle tanıştı. Kocasinan Lisesi’nde okurken mücadeleye atılmıştı Osman. Henüz genç bir antifaşist militan iken, 12 Eylül cuntasının gelmesiyle birlikte, tasfiyeciliğin batağına saplanan insanları mücadele etmeleri için zorladı. İhtilalci komünistlerle tanışana kadar kendini ve yakın çevresinin devrimci yapısını korumayı …
Devamını okuFatih Yaşıyor!
Mehmet Fatih Öktülmüş’ü yitirdiğimizden bu yana tam 30 yıl geçti! Onu 1984’ün 17 Haziranı’nda “ölüm orucu” eyleminde yitirdik. 12 Eylül cuntasının zindanlarda uygulamaya çalıştığı faşist yaptırımlara bedeniyle barikat kuranların başındaydı. Son sözlerinde bile, “ölebiliriz ama biz kazanacağız” diyordu. O sözler ki, sonrasında içerde-dışarda direnişlerin sloganı oldu. Ve Fatih, direniş alanlarında elimizdeki bayrak, duvarlara nakşettiğimiz isim, bize hep yol gösteren, moral …
Devamını okuBir kitap: MAVİ DEFTER
1917 temmuz günleri. Sosyal-devrimciler ve Menşevikler yönetimindeki Sovyetler, iktidarı kaybetmiş, geçici hükümetin bir uzantısına dönüşmüştü. Geçici hükümet bir yandan emperyalist savaşı sürdürme politikası güdüyor bir yandan da devrimi silahsızlandırmak ve Bolşevik Partiyi ezmek için gerici bir saldırı furyası estiriyordu. Kızıl muhafızlar silahsızlandırılıyor, en devrimci birlikler cepheye sürülüyor, Bolşevik yayınlar kapatılıyordu. Lenin, “Alman casusluğu” ile suçlanıyor ve her yerde aranıyordu. Devrim …
Devamını okuAzmi Akan 18 Nisan 1979
İhtilalci komünist hareketin ilk üyelerinden ve ilk şehididir Azmi Akan. Tutsak edilen yoldaşlarını kurtarmak üzere Hacı Bayram karakoluna düzenlenen baskın sırasında vurularak katledildi. Azmi, İstanbul’da Eczacılık Fakültesi’ni okuduğu yıllarda devrimci fikirlerle tanıştı ve gençlik hareketi içinde yerini aldı. Diyarbakırlı varlıklı bir ailenin çocuğuydu, tüm olanaklarını ve becerilerini mücadeleye, devrime sundu. Adana’nın yoksul emekçi Kürt mahallelerinde, fabrikalarında faaliyet yürüttü. Büyük bir …
Devamını oku