Etiket arşivi

‘96 ÖO’da direniş meşalesi; Osman Akgün

osman-akgun

1965 yılında Rize’nin Kalkandere ilçesinin Fındıklı köyünde doğdu. ’80 öncesi yıllarda lisede mücadeleyle tanıştı. Henüz genç bir antifaşist iken, 12 Eylül cuntasının gelmesiyle birlikte, tasfiyeciliğin batağına saplananları mücadele etmeleri için zorladı. İhtilalci komünistlerle tanışana kadar kendini ve yakın çevresinin devrimci yapısını korumayı başardı. Derneklerde tiyatro ve halk oyunları öğretmenliği yaptı. Bunları salt sanatsal faaliyet için yapmıyordu. Faşist cunta yıllarında, tasfiyeciliğin …

Devamını oku

M.Fatih Öktülmüş ve ÖO şehitleri Yaşıyor!

fatih

Komünist önder Mehmet Fatih Öktülmüş, 17 Haziran 1984 tarihinde ölüm orucu eyleminde şehit düştü. 17 Haziran, başta M. Fatih Öktülmüş olmak üzere tüm ölüm orucu şehitlerini andığımız gündür. Bir kez daha hepsini saygıyla anıyoruz. M.Fatih Ökülmüş, işkencede-zindandanda-mahkemede direnişin sembolüydü. Cunta koşullarında Adana, Ankara, İstanbul tüm işkencehanelerde en vahşi işkencelerle karşılaştığı halde adını bile söylemedi. Gözaltında ifade vermeme geleneğini başlatan oldu. …

Devamını oku

Selam olsun 43. kavga yılına!

Bir sınıfa veya ulusa mensup bir kişi için, sınıfının/ulusunun tarihini bilmek ne kadar önemliyse, bir komünist için de kendi tarihini bilmek, en az onun kadar önemlidir. Fakat tarihi bir masal gibi dinlemediği taktirde… Zaten “tarih bilinci”nden anlaşılması gereken de, sadece geçmişi, geçmişte yaşananları bilmek değil; onun bugünle ve gelecekle bağlarını doğru bir şekilde kurabilmektir. Ancak o zaman, nereden nasıl gelindiği, …

Devamını oku

21 Aralık 1983-İsmail Cüneyt katledildi

TİKB-MK üyesi İSMAİL CÜNEYT, 21 Aralık 1983 günü işkencecilerin eline geçti. Aynı gün İstanbul I. Şube’de kurşunlanarak öldürüldü. Yoldaşları arasındaki adı Stalin Mehmet’ti. Sınıf düşmanlarına karşı öylesine derin bir kin taşıyordu ki, ona bu adı vermişlerdi. Uzlaşmazlığın, kararlılığın ve boşlukları doldurmanın adı oldu hep. İsmail Cüneyt, 1956 yılında Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak doğdu. Küçük yaştan …

Devamını oku

Bizimlesin Talat Yoldaş

“Her ölüm erken ölümdür” der şair. Evet her ölüm erken ölüm olabilir. Fakat bir yoldaşın ölümü erkenin erkenidir. Hele ki, hayal ettiği gibi bir ölüm yaşamamışsa…Biliriz ki, sosyalizm için mücadele eden devrimciler, kavga alanlarında çarpışarak ölmeyi hayal ederler. Hayalin ötesinde “ölüm gelirse kavga alanlarında gelsin” derler. Bu yüzdendir ki, bir kaza sonucu veya hastalık sonucu yitirdiğimiz yoldaşlarımız için, “ölüm adın …

Devamını oku

Geleceğimizin köprüsü tarihimiz

tarihimizson

2-7 Mart 1919- III. Enternasyonal kuruldu Lenin’in önderlik ettiği III. Enternasyonal, Moskova’da beş gün süren kongrenin ardından resmen kuruldu. Kuruluşunun ardından yayınlanan “manifesto”da, “nasıl ki I. Enternasyonal gelecekteki gelişmeyi öngörmüş ve onun yolunu göstermişse, nasıl II. Enternasyonal milyonlarca proleteri toplayıp örgütlemişse, III. Enternasyonal de açık kitle eyleminin, devrimi gerçekleştirmenin Enternasyonal’i, eylemin Enternasyonal’i olacaktır” deniyordu.   5 Mart 1953- Stalin öldü …

Devamını oku

Geleceğimizin köprüsü tarihimiz

tarihimizson

1 Şubat 1979- Abdi İpekçi öldürüldü Milliyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni, Mehmet Ali Ağca, Abdullah Çatlı, Oral Çelik gibi faşistler tarafından düzenlenen bir suikastle öldürüldü. Devlet tarafından yönlendirilen sivil faşistler yargılanmadığı gibi, resmi görevlerle yurtdışına gönderildi.   16 Şubat 1969- 6. Filo eylemi ve Kanlı Pazar Amerikan emperyalizminin Türkiye kıyılarına asker çıkarmasını, İstanbul ve Ankara’da öğrenciler protesto ettiler. Bu eylemlere …

Devamını oku

Bir “anı” kitabı: Her şey bitti… Kişisel kavga sürüyor! – 2

pdd-arka-logo-1

Geçen sayımızda H.Selim Açan’ın (HSA) iki cilt halinde çıkan “anı” kitabına dair değerlendirmelerimizi en özet haliyle ortaya koymuştuk. ‘70’lerden günümüze Türkiye devrimci hareketinin kimi kesitlerini, özel olarak da ihtilalci komünist hareketin tarihini konu aldığı, ama hiçbir delil-kanıt göstermeden ahkam kestiği, kendini öne çıkarmak adına devrimin-örgütün tarihiyle oynamaya kalktığı için, ele almak zorunda kaldığımızı belirtmiştik. Kitabın sadece bir bölümünü oluşturan “dublör”le …

Devamını oku

Bir “anı” kitabı: Her şey bitti… Kişisel kavga sürüyor! 

pdd-arka-logo-1

Son yıllarda sol kesimde “anı” yazma furyası var. ’80 öncesinin devrimci önderleri ve kadroları, bazen bir dönemi, bazense tüm hayatını kağıda döküyor. Kiminde “sözlü tarih” denilen anlatımların ya da röportajların kitaplaşması şeklinde oluyor, kiminde ise klasik “anı” kitabı biçiminde… Esasında “anı” yazmak, emeklilerin, yaşlıların işidir. Bir başka ifadeyle yaptığı işi-mesleğini bırakmış, inzivaya çekilmiş insanların, bir dönemi kapatmasını ifade eder. Yapacağını …

Devamını oku

“Dublör” sürecinin gerçekleri (*)

Çanakkale Cezaevi’ne vardığımda gözüme ilk çarpan, olağanüstü bir hareketlilik oldu. Oysa her ayrıntıyı konuşmuştuk. Ama bana anlatılanlardan farklı bir tablo vardı. Hem asker sayısı artmıştı, hem de birşeyler arıyormuş gibi sık aralıklarla kümelenmişlerdi. Acaba idare bir şeylerden mi şüphelendi, eylemi başarıyla tamamlayabilecek miydim endişesiyle, görüşçülerin toplandığı binaya yöneldim. Büyük bir gönüllükle bu görevi üstlenmiştim. Önder yoldaşlarımızdan birini dışarıya çıkartacak ve …

Devamını oku