Bütün sınıflı toplumlarda işkence vardı. Henüz elektrik icat edilmemişti; Prometus’un vücudu bir kartal tarafından parça parça edilip öldürüldü. Henüz Filistin askısı keşfedilmemişti; Börklüce’nin vücudu tek tek parçalandı, sussunlar diye halka teşhir edildi. Avrupa, kentlerin meydanlarında isyancıları çarmıha asıp vücutlarını gererken; Ortadoğu’da insanlar kızgın çöl kumlarına gömülüyordu. İngiliz askerleri Kalküta’da çocukları “açlık ve kurşunla terbiye ederken”; Rus Çarı dayakla erimiş bedenler …
Devamını okuEtiket arşivi
1979’dan 2019’a… Tohumdan çınara…
1979’un Şubat ayında bir tohum ekildi toprağa. Kışın ortasında ve birçok olumsuzluklar altında başarıldı bu. Normalde bu koşullarda yeşermesi çok zordu. Ancak tohum sağlamdı, içindeki canlanma dinamiği güçlüydü. Onun için kısa sürede topraktan boyunu uzattı, filize durdu. Ama daha başını uzatır uzatmaz, sağdan-soldan saldırı furyasıyla karşı karşıya kaldı. Onu daha kök salmadan koparmak istediler. Farklıydı çünkü. Koskoca tarlanın içinde fark …
Devamını okuSade ve sessiz kaynayan volkan VEİS
Ölenlerimizin ardından Veis’in de çok değer verdiği Fatih yoldaşımızın önemsediği şekilde davranıyoruz biz de. Çok çok övüp toprağın altında yüzlerini kızartmayacağız. Ama onların temel özelliklerinden öğreneceklerimizi de bilincimize ve yaşamımıza kaydedeceğiz. Tıpkı Selma Aybal, Vedat Çataltepe, Osman Yaşar Yoldaşcan gibi Veis yoldaşı da bir Eylül ayında kaybettik. Sağlamlaştığı toprağı gübrelemek ister gibi ayrıldı aramızdan. “Dost dediğin kara günde belli olur” …
Devamını oku“İlk kurşun”: OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN
Günlerden 29 Eylül 1980! Yer, İstanbul-Bağcılar yokuşu… Birazdan yeni bir tarih yazılacak… 12 Eylül’ün üzerinden daha 17 gün geçmiş. Osman Yaşar Yoldaşcan ve Mehmet Fatih Öktülmüş bir eylemin hazırlığındalar. Devriye gezen bir askeri ciple karşılaşıyorlar, sokak sokak süren bir çatışma başlıyor. Bu çatışmada Fatih yaralanıyor ve Osman’la birbirlerini kaybediyorlar. Osman, bir inşaata çekiliyor, orayı çelikten iradesiyle granitten bir kaleye dönüştürüyor …
Devamını oku“İlk kurşun”: OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN
Günlerden 29 Eylül 1980! Yer, İstanbul-Bağcılar yokuşu… Birazdan yeni bir tarih yazılacak, iki sınıf karşı karşıya gelecek… Güçler ve silahlar eşit değil, ama olsun! Sayı ve silah yönünden bir hayli üstün taraf, eskiyi, yani burjuvaziyi temsil ederken; karşısında iki ondörtlü ve bir bombasıyla tek kişilik bir ordu yeniyi, yani proletaryayı temsil ediyor… Çekildiği inşaatı bilinç ve çelikten iradesiyle granitten bir …
Devamını oku18 Nisan 1979- Azmi Akan
İhtilalci komünist hareketin ilk üyelerinden ve ilk şehididir. Tutsak edilen yoldaşlarını kurtarmak üzere Hacı Bayram Karakolu’na düzenlenen baskın sırasında vurularak katledildi. Azmi, İstanbul’da Eczacılık Fakültesi’ni okuduğu yıllarda devrimci fikirlerle tanıştı ve gençlik hareketi içinde yerini aldı. Diyarbakırlı varlıklı bir ailenin çocuğuydu, tüm olanaklarını mücadeleye, devrime sundu. Adana’nın yoksul emekçi Kürt mahallelerinde, fabrikalarında faaliyet yürüttü. Büyük bir enerjiyle hem örgütünü hem …
Devamını okuŞubat’ta atılan tohum…
Şubat ayı, ihtilalci komünistler için özel anlamlarla yüklü bir aydır. 19-21 Şubat 1979 tarihinde, Mustafa Suphi TKP’sinden sonra Türkiye’deki ilk komünist örgütün tohumları atıldı. O tohumlar kısa sürede filizlendi, çiçeğe durdu… “Bir tutam kır çiçeği”ydiler başlangıçta, ama Türkiye tarihinin en karanlık günlerinde direnişin simgesi oldular ve kitlelere umut verdiler. İşkencehaneleri, zindanları ışıklarıyla aydınlattılar. “Yargılayan savunma” ile kara cüppeli cellatları çılgına …
Devamını okuYüreklerimizin gönderinde çelikten bir yıldızdır onlar
29 Eylül 1980’de faşist cuntaya sıktığı “ilk kurşun”la ölümsüzleşen Osman Yaşar Yoldaşcan; 25 Ekim 1981’de işkencede katledilen Ataman İnce; 23 Ekim 1992’de bir kamulaştırma sonrası çıkan çatışmada şehit düşen Şaban Budak, aynı eylemde yakalanan ve teşhir masasını tekmesiyle yıkan, bu yüzden de faşist cellatların kudurmuşcasına saldırısına uğrayan Remzi Basalak; bu yoldaşların katledilişinden bir hafta sonra 30 Ekim 1992’de trafik kazasında …
Devamını okuKutup Yıldızımız M. Fatih Öktülmüş
Mehmet Fatih Öktülmüş, 1984 yılında İstanbul cezaevlerinde gerçekleşen Ölüm Orucu eyleminde şehit düştü. DS savaşçıları Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Hasan Tel ile birlikte sonsuzluğa uğurlandı. Onlar, 12 Eylül cuntasının devrimci tutsaklar üzerinde uygulamaya kalktığı “tek tip elbise” başta olmak üzere, faşist yaptırımlara bedenleriyle barikat oldular. Hem içeride, hem dışarıda 12 Eylül faşizminin karanlığını yaran gün ışıklarıydılar. Faşizme ve teslimiyete karşı …
Devamını okuGeçmişten geleceğe YÜRÜYÜŞÜMÜZ SÜRÜYOR!
Şubat ayı, ihtilalci komünistlerin “kuruluş” ve “yeniden doğuş” ayıdır. ’79’un 21 Şubat’ında, bu topraklarda Mustafa Suphi’lerden sonra ilk komünist örgütün kuruluşu müjdelendi. ‘98’in 17 Şubat’ında ise, tasfiyeye sürüklenen yapıyı yeniden bolşevik bir rotaya sokan “yeniden doğuş” gerçekleşti. Bundan dolayıdır ki, Şubat, ihtilalci komünistlerin her yıl “doğum günü” olarak kutladıkları, onur duydukları tarihlerini ve şehitlerini andıkları, bunlardan aldıkları güç ve moralle …
Devamını oku