Haziran ayaklanmasında katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın karar duruşması 21 Ocak’ta yapıldı. Geçen mahkemeye katılmayan katil polis Mevlüt Saldoğan ve avukatları savunma yaptılar. Katil Saldoğan, ifadesini sinevizyon yoluyla verdi. Tıpkı Erdoğan’ın söylediği gibi, “darbe girişimini”ni önlemeye çalıştığını iddia ederek beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, önce 13 yıl 1 hapis cezası vedi, sonra onu “iyi halden” 10 yıl 6 aya düşürdü! Diğer polis Yalçın Akdoğan 10 yıl 3 ay, sivil faşistler ise 6 yılla 10 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı. Bu cezaların anlamı, katillerin birkaç yıl yatarak hapisten çıkmasıdır. Yani katiller ödüllendirilmiştir!
Kararın açıklanmasının ardından mahkeme salonunda bulunanlar, katillerin üzerine yürüdü. Polis onları zorla mahkeme salonundan çıkarttı. Mahkemeye Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin yanı sıra, Berkin Elvan’ın annesi ve babası, Mehmet Ayvalıtaş’ın babası, Ethem Sarısülük’ün abisi, milletvekileri ve sanatçılar da gelmişti. Ayrıca İstanbul, Ankara, Adana, İzmir, Eskişehir’den gelen 500’e yakın kişi vardı.
İçinde Proleter Devrimci Duruş okurlarının da bulunduğu kitle, sloganlar ve halaylarla bekleyişini sürdürdü. Heyetin verdiği kararın duyulmasının ardından, polis bariyerleri devrilerek adliye bahçesine kadar girildi. Burada bir müddet ailelerin gelmesi beklendi.
Ailelerin açıklaması sürdüğü sırada kitle bir kez daha polis bariyerlerine yüklenerek adliyeye girmeye çalıştı. Polis gaz bombaları ve toma ile saldırıya geçti. Polisin saldırısına taşlarla ve bariyerleri devirerek direnildi. “Katil devlet hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür” sloganları atıldı. Yoğun bir şekilde gaz kullanılan saldırı sırasında 3 kişi yaralandı.
Mahkeme kararına aileler ve avukatları itiraz edeceklerini açıkladılar. Mahkeme savcısı da cezayı az bularak müebbet verilmesini istedi ve Yargıtay’a başvurdu.
Ali İsmail Korkmaz ailesinin İçişleri Bakanlığı’dan talep ettiği tazminat da reddedildi. Red gerekçesinde, Ali İsmail’in polise taş attığı ve ölümünün kendi kusuru olduğu belirtildi. Katil polisler bile “taş attı” dememesine rağmen, Bakanlık böyle bir açıklama yaptı.
Devlet bir kez daha katillerini koruyacağını göstermiş oldu. Tıpkı Ethem Sarısülük davasında olduğu gibi, Ali İsmail’in katillerini de korunma altına aldı. Mahkemelerin bu tutumu, hiç de yabancısı olmadığımız bir durum. Ancak kitlenin göstermiş olduğu öfke, hesabın asıl sorulacağı yerin sokaklar olduğunu ispatlıyor. Bu katillerin bulunup mahkeme önüne çıkartılması bile, yürütülen kampanyaların, eylemlerin gücüyle oldu. Hakettikleri cezayı da yine kitlelerin eylemsel gücüyle alacaklar.
Mahkemeleri kilometrelerce öteye taşıyarak katılımı düşürmeyi hedefleyen devlete en güzel yanıt, kararının açıklanmasının ardından yine kitle tarafından verildi. İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Adana, Mersin’de kitlesel protestolar yapıldı. Bir kez daha sokaklara akan kitleler, katillerin peşini bırakmayacağını göstermiş oldu.