Etiket arşivi

Mehmet Ağar… “Bin operasyon”u unutturamazsın!

mehmet-agar

Mehmet Ağar… Türkiye’de kontrgerilla cinayetleri, katliamlar, işkence denildiği zaman akla ilk gelen isimlerden… Susurluk’un altından da o çıkmıştı, Kürt işadamlarının katledildiği Sakarya üçgeninin arkasında da… 12 Eylül öncesinin tetikçileri MHP’li faşistlerin düğünlerinde de onu gördük, cenazelerinde de… Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Oral Çelik gibi eli kanlı faşistler, onun “iş arkadaşları”, “dostları”ydı… ‘90’lı yıllardaki katliam ve siyasi cinayetlerin bir çoğunda Ağar’ın …

Devamını oku

Dergimiz üzerindeki baskılar arttı

pdd-flamalar

Dergimiz üzerindeki baskılar artıyor. Dergimizin Ocak sayısı hakkında soruşturma açılmasının ardından, Şubat sayısında yer alan yazılarla ilgili de soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, yazı işleri müdürümüz, savcılıkta ifadeye çağrıldı. Diğer taraftan, 24 Aralık 2014 tarihinde büromuza ve yazı işleri müdürümüzün evine yapılan baskının ardından açılan davada, ikinci duruşma 9 Haziran tarihinde gerçekleşecek. Davadaki iddianameye göre, 1 Mayıs direnişlerine katılmak, Haziran Ayaklanması …

Devamını oku

Dergimiz çalışanları yargılanıyor

pdd-arka-logo

2014 yılı Aralık ayında, dergi büromuza ve yazı işleri müdürümüzün evine yapılan baskın ve gözaltının üzerinden 15 ay geçtikten sonra, hakkımızda dava açıldı. Yazı işleri müdürümüz Çağdaş Büyükbaş ve okurlarımız Gülümser Seyitcemaloğlu ile Zeynel Sarar, 5 Nisan günü ilk duruşmaya çıkacak. Dava konusu “terör örgütüne üye olmak”! Üyelik “kanıtları” ise çok çarpıcı: 1 Mayıs ve Gezi direnişi başta olmak üzere …

Devamını oku

Halkın lanetiyle gitti

12 Eylül cuntasını gerçekleştiren “beşli çete”nin şefi Kenan Evren 92 yaşında öldü. Yaşamı boyunca halkın laneti sürekli üzerine yağmıştı, ölümü de lanetlerle karşılandı. Tam da “anneler günü”ne ölünce, 12 Eylül’de çocukları işkence gören, katledilen anneler, bunun en güzel “anneler günü hediyesi” olduğunu söylediler. Devlet de üzerine düşeni yaptı. Kendisine yıllarca hizmet vermiş olan Evren’i “devlet töreni” ile kaldırıp, devlet mezarlığına …

Devamını oku

Ali İsmail’e “son tekme” mahkemeden

Haziran ayaklanmasında katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın karar duruşması 21 Ocak’ta yapıldı. Geçen mahkemeye katılmayan katil polis Mevlüt Saldoğan ve avukatları savunma yaptılar. Katil Saldoğan, ifadesini sinevizyon yoluyla verdi. Tıpkı Erdoğan’ın söylediği gibi, “darbe girişimini”ni önlemeye çalıştığını iddia ederek beraatini istedi. Mahkeme heyeti, önce 13 yıl 1 hapis cezası vedi, sonra onu “iyi halden” 10 yıl 6 aya düşürdü! Diğer polis …

Devamını oku

19 Aralık katliamı protesto edildi

Devlet, 19-22 Aralık 2000’de 20 hapishanede eş zamanlı olarak devrimci tutsaklara saldırmış ve 28 devrimciyi katletmişti. F Tipleri’ni açabilmek için gerçekleştirilen bu saldırıda, devrimci tutsaklar barikatlar kurarak direndiler. Sürmekte olan ölüm orucu eylemi, daha kitlesel biçimde F Tipleri’ne taşındı. Devrimci tutsaklar, şehitler pahasına, F Tipleri’nde de yaptırımlara boyun eğmediler. Aradan geçen 14 yılda katliamın sorumlusu devlet ve üst düzey yetkililer …

Devamını oku

Haziran şehitlerinin mahkemeleri sürüyor

Ali İsmail Korkmaz’ı öldüren katillerin yargılanmasına 9 Ekim’de Kayseri’de, Abdullah Cömert’in katilinin yargılanmasına ise 4 Kasım’da Balıkesir’de devam edildi. Kayseri Adliyesi’ndeki 4. duruşmada katillerin tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Görüntülerle ve belgelerle de kanıtlanan öldürme olayına rağmen, sanıklar “biz öldürmedik” diyerek inkar etmeye devam ettiler. Sanık avukatlarının taleplerini reddeden mahkeme heyeti, tutukluluğun devamına karar verdi. Ancak 30 Ekim’de tahliye için …

Devamını oku

FAŞİZM HUKUKSUZLUKTUR! Kendi yasalarını bile çiğner!

Devlet, her dönem ‘demokrasi’ adı altında insanları sindirmeye, bastırmaya çalışmıştır. Krizin etkisi her kesimde hissedilmeye başlandığında; krizi atlatmak ve faturasını işçilere yüklemek için parlamento aracılığıyla yasalar çıkarmış, karşı çıkanları polisiyle ezmeye çalışmış, kendi mahkemelerinde yargılamıştır. Son yıllarda işsizlikle, kıdem tazminatının gaspedilmeye çalışılmasıyla, en temel haklarımızın budanmasıyla, her şeyin özelleştirilmesiyle, sularımızın-ormanlarımızın talan edilmesiyle karşı karşıyayız. Her kesim, ellerinden alınmak istenen yaşam …

Devamını oku