24 Mart 1983 – Sefaköy direnişi

sefakoy

“Eğer çivi yapılmış olsaydı bu adamlardan    

Daha sağlamı bulunmazdı onlardan.”

Ne­re­de boş­luk var­sa, ora­yı doldurmakta te­red­düt et­me­yen­ler­dendi Meh­met Ali. Öy­le­si­ne çok yön­lü, öy­le­si­ne çalışkandı ki, Ada­na’da boş­luk oluş­tu­ğun­da ıs­ma­il’in ak­lı­na ilk onun gel­me­si bo­şu­na de­ğil­di. “Kaç­ma­lar­la, göç­me­ler­le to­zar­ken Av­ru­pa yol­la­rı”, Ada­na il ko­mi­te­si­ne ko­şar adım­lar­la git­ti Meh­met Ali.

Se­fa­köy Di­re­ni­şi’nde, As­lan Tel yol­da­şı ile bir­lik­te İs­ma­il’in önü­ne ge­çip be­de­ni­ni si­per eden, bir ey­lem ha­zır­lı­ğı için İs­tan­bul’a çağ­rı­lan Meh­met Ali’den baş­ka­sı de­ğil­di. İs­ma­il Cü­neyt, ateş aça­rak çem­be­ri ya­rıp çı­kar­ken, iki yol­daş bu gra­nit­ten ka­le­yi zap­te­de­rek şe­hit düş­tü­ler.

İs­ma­il’in ko­mu­ta­sın­da­ki Se­fa­köy di­re­ni­şi, üç iş­ken­ce­ci­nin de öl­me­siy­le so­nuç­lan­mış­tı. Hem de fa­şist ge­ne­ral­le­rin mey­dan­lar­da “ez­dik-biç­tik” di­ye nu­tuk at­tık­la­rı bir dö­nem­de, 1983 yı­lı­nın Mart ayın­da… Ba­har­da top­ra­ğa dü­şen to­hum ol­du­lar…

Bir yıl ka­dar son­ra, bir te­sa­düf so­nu­cu İs­ma­il Cü­neyt’i bul­duk­la­rın­da, ay­nı ge­ce “gö­zal­tın­da kay­bet­ti­ler.” Kur­şu­na diz­miş­ler­di hun­har­ca…

İs­ma­il Cü­neyt, Meh­met Ali Do­ğan ve As­lan Tel’den olu­şan ih­ti­lal­ci ko­mü­nist müf­re­ze, Se­fa­köy’de­ki evi, gra­nit­ten bir ka­le­ye dö­nüş­tür­dü­ler. Tıp­kı 12 Ey­lül’ün ilk gün­le­rin­de Os­man Ya­şar Yol­daş­can’ın ça­tı­şa­rak gir­di­ği Bağ­cı­lar’da­ki in­şaa­tı çe­vir­di­ği gi­bi…

12 Ey­lül’ün yu­ka­rı­dan aşa­ğı­ya ha­ki­mi­ye­ti­ni ta­ma­men kur­du­ğu, dev­ri­min ye­nil­gi­si­nin ke­sin­leş­ti­ği ve yap­ra­ğın da­hi kı­mıl­da­ma­dı­ğı o gün­ler­de, yi­ne bir avuç kır çi­çe­ği, “dö­vü­şen­ler de var bu ha­va­lar­da” de­di ve Se­fa­köy’le sars­tı bu kez ül­ke­yi. Se­fa­köy, fa­şist cun­ta­ya kar­şı di­re­ni­şin bit­me­di­ği­ni, ih­ti­lal­ci ko­mü­nist­le­rin mü­ca­de­le­yi ke­sin­ti­siz sür­dür­dük­le­ri­ni gös­ter­di. Şa­i­rin de­di­ği gi­bi “çi­vi­le­rin ba­la­dı”nı sun­du­lar. Her bi­ri bi­rer çi­vi gi­biy­di­ler. Yol­daş­can’ın 12 Ey­lül gel­di­ğin­de söy­le­di­ği gi­bi “çi­vi çi­vi­yi sö­ker”di. Öy­le de ol­du.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …