1 Mayıs, işçilerin kanıyla yazıldı

august-spies-louis-lingg-parsons-5li

Amerikan İşçi Federasyonu (AFL)’nin başını çektiği  8 saatlik işgünü mücadelesine tahammül edemeyen Amerikan burjuvazisi, 3 Mayıs’ta Kereste Sürücüleri Sendikası işçilerinin Mc Cormic fabrikası önünde düzenlediği mitingte, polis aracılığıyla örgütlediği bir provakasyon düzenler. 8 saatlik işgünü için miting yapan savunmasız işçilerin üzerine polis ateş açar. Bunun üzerine 4 işçi ölür, onlarcası yaralanır.

Bu vahşi terörü protesto etmek için işçiler ertesi gün Şikago’da, Haymarket Meydanı’nda büyük bir gösteri düzenler. Ama burjuvazi aynı provakasyonu burada da gerçekleştirecektir. Burada toplanan onbinlerce işçiye hitaben işçi önderleri birer konuşma yapar. Bir gün önce gerçekleşen katliamı kınarlar ve bu mücadelenin 8 saatlik işgünü elde edilene kadar devam edeceğini haykırırlar.

Mitingin bitimine doğru kürsüden son konuşmalar yapılırken polis şefi, mitingin bitirilmesi ve işçilerin dağılmasını anons eder. Polisin bu anonsunun hemen ardından, nereden geldiği belli olmayan bir bomba patlar eylem alanında. Bunun üzerine çoğu polis 8 kişi ölür. Bombanın atılmasından sonra, polis tıpkı bir gün öncesinde olduğu gibi işçiler üzerine ateş açar ve bu ateş sonucu 6 işçi ölür. Düzenlenen bu katliamın ardından, polis tüm Şikago’da sürek avına çıkar. Binlerce işçi gözaltına alınır, işkence tezgahlarından geçirilir, yüzlercesi tutuklanır.

Amerikan burjuvazisi gitgide büyüyen 8 saatlik işgünü hareketini bastırıp, kana boğmaya kararlıdır. Ve bizzat kendisinin düzenlediği Haymarket katliamını 8 işçi önderinin üzerine yıkar. Bu önderler August Spies, Louis Lingg, George Engel, Adolph Fischer ve Albert Parsons’tur. Haklarında açılan dava tamı tamına 1,5 yıl sürer. 1,5 yıl boyunca tüm Şikago ve Amerika işçileri, yargılanmak istenen sınıf bilinçli önderleri için ayağa kalkmış, sokakları doldurmuştur. Yargılanan işçilerin her biri, işçi sınıfının gerçek birer neferi gibi davranmış ve burjuvaziyi oturtuldukları sanık sandalyesinden yargılamışlardır. Davanın bitiminde 8 işçi önderinden 4’ü idama mahkum edilir. Louins Lingg ise arkadaşları idam edilmeden beş gün önce hücresinde ağzına dinamit konulup patlatılarak katledilir.

George Engel karar duruşmasında şöyle bağırır: “Hakları yalnız imtiyazlı olanlara göre ayarlayan                                             ve işçilere hiç hak tanımayan hükümete karşı kim saygı duyabilir? Böyle bir hükümete saygım yok benim.”

Adolph Fischer ise, “Ölüme mahkum edilmemi protesto ediyorum, çünkü cinayet işlemedim. Ancak fikirlerimden ötürü öleceksem, bir sözüm yok” diyecektir.

August Spies, idam sehpasından son bir kez haykırır: “Öyle bir zaman gelecek ki, bizim suskunluğumuz sizin bugün ipe çektiğiniz seslerden daha güçlü çıkacaktır!”

Albert Parsons, “son mektup”unda çocuklarına şöyle seslenir: “Sevgili çocuklarım. Sevdiklerimiz için yaşamakla gösteririz sevgimizi ve gerektiğinde sevdiklerimiz için ölmekle de gösteririz… Babanız özgürlük ve mutluluk uğruna gönüllü olarak canını vermiş bir kurbandır. Size miras olarak şerefli bir ad ve yerine getirilmiş bir görev bırakıyorum. Onu koruyun, bu yolda yürüyün!”

Amerikalı bu dört işçi önderi, 1 Mayıs’ın da simgeleri haline dönüşürler.

Sonrasında da 1 Mayıslar, işçilerin kanı-canı pahasına kutlanmıştır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yüzlerce 1 Mayıs şehidi vardır. Ama devletin ne bu tür katliamları, ne de yasakları 1 Mayıs’ın kutlanmasını engelleyebilmiştir. Bundan sonra da engelleyemeyecektir!..

Bunlara da bakabilirsiniz

Metal’de -yasağa rağmen- grevler sürüyor

Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS) 5 işletmede TİS görüşmelerine 9 Ağustos’ta başlamıştı. Bunlardan 1’i hariç 4’ü …

ASGARİ ÜCRET ve BİZ EMEKLİLER…

17 bin 2 TL olan asgari ücrete yapılacak zam, günümüzde en temel gündem maddelerinden birisi. …

İEB, savaş bütçesine karşı mücadeleye çağırıyor

Mecliste görüşülmekte olan yağma ve savaş bütçesine, işçilere layık görülen sefalet ücretine karşı, İşçi Emekçi …