Etiket arşivi

“Tek adam rejimi” FAŞİZMDİR- 2

pdd-arka-logo-1

Geçen sayımızda 24 Haziran seçimlerinin ardından resmen yürürlüğe giren “yeni sistem”in nasıl bir şey olduğu-olacağı üzerine ortaya atılan tezlere değinmiştik. “Saray rejimi”, “ikinci Cumhuriyet”, “Erdoğanizm” gibi tanımların, Erdoğan’a ve “yeni sistem”e gereğinden fazla anlamlar yüklediği; bir “sistem” olup olmadığı bile tartışmalı, geleceği belirsiz bir dönem için, erken ve abartılı tahliller olduğunu belirtmiştik. Fakat bu tanımların asıl sıkıntısı, sınıfsal-siyasal analizden yoksun …

Devamını oku

Erdoğan’dan itiraf: OHAL İŞÇİLERE KARŞI YAPILDI

  AKP Genel Başkanı Erdoğan, 12 Temmuz 2017’de TOBB’da yapılan Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) toplantısında, OHAL’in esas olarak işçi ve emekçi mücadelesini durdurmak için ilan edildiğini itiraf etti. Söyledikleri aynen şöyle: “Grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki, ‘hayır, burada greve müsaade etmiyoruz’ çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız. Bunun için kullanıyoruz biz OHAL’i.” Yerli ve yabancı …

Devamını oku

1 Mayıs kan ve can bedeli kazanıldı

Kapitalizm, ortaya çıktığı andan itibaren çocuk yaşlarındaki işçiler dahil herkesi günde 16 saati aşan sürelerle çalıştırmıştır. İşçiler de çalışma sürelerinin kısaltılması talebiyle birçok eylem yapmıştır. “8 saatlik işgünü” kavramı ilk kez 1817 yılında İngiltere’de, ütopik sosyalist Robert Owen tarafından dile getirilir. Owen’in, “8 saat çalışma, 8 saat eğlence ve 8 saat dinlenme” şeklinde oluşturduğu formül, hızla yaygınlaşıp bir slogana dönüşür. …

Devamını oku

Geçmişteki geleceğimiz KOMÜN

komun

“Komün savaşçılarının anısı, sadece Fransa işçisi için değil, tüm dünya proletaryası için kutludur. Çünkü Komün yerel ve sıkı sıkıya ulusal bir amaç için değil, emekçi insanlığın, bütün aşağılanmışların, bütün küçük düşürülmüşlerin kurtuluşu için savaştı. Toplumsal devrimin öncü savaşçısı olan Komün, proletaryanın acı çektiği ve savaştığı her yerde sevgiler kazandı. Yaşam ve ölüm tablosu, dünya başkentini eline geçiren iki aydan çok …

Devamını oku

Üretimden gelen güç GREV

ses-grev

İşçi sınıfı doğduğu günden bu yana kendisini sömüren sermaye sınıfına karşı mücadele ediyor. Ve bu mücadelede çok çeşitli biçimleri kullandı, kullanıyor. Bunların içinde daha etkili ve vurucu olanı GREVdir. Çünkü grev, işçi sınıfının burjuvaziye karşı üretimden gelen gücünü kullandığı kolektif bir eylemdir. İşçilerin topluca iş bırakmalarına GREV denir. Yani şalterlerin inip, üretim ve hizmetlerin durması; işçi sınıfının, yaratan ve kahreden …

Devamını oku

Ekim Devrimi’nin uluslararası niteliği

stalin-okuyor

Ekim Devrimi, emperyalizmi yalnızca kendi egemenlik merkezlerinde, yalnızca ‘metropoller’de sarsmakla kalmadı. Emperyalizmin sömürge ve bağımlı ülkelerdeki egemenliğini yıkmaya çalışarak, emperyalizmin gerisine, onun çevre bölgelerine de vurdu. Büyük toprak sahipleri ve kapitalistleri devirerek ulusal ve sömürgesel baskı zincirlerini kopardı, büyük bir devletin, istisnasız tüm ezilen halklarını, bu baskıdan kurtardı. Proletarya, ezilen halkları kurtarmadan kendini kurtaramaz. Ekim Devrimi’nin ayırıcı özelliği, onun SSCB’de …

Devamını oku

Ordu-siyaset ilişkisi

pdd-arka-logo

Ordu ve siyaset ilişkisi, her dönem tartışma konusudur. Ordunun siyasetdışı ya da siyasetüstü kalması gerektiği üzerine bolca laflar edilir. Oysa hiçbir dönem ordu, siyaset dışında kalmamıştır, kalamaz da. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana ordunun siyasallaşması bir kez daha gündeme geldi ve hararetli tartışmalara neden oldu. AKP hükümeti, 15 Temmuz’u bir fırsata çevirme dürtüsüyle, orduyu da kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmeye …

Devamını oku

Savaşa ve faşizme karşı BİRLİK, DAYANIŞMA, MÜCADELE!

50kapak

“Günlerin bugün getirdiği / Baskı, zulüm ve kandır” diye başlar 1 Mayıs marşı. Türkiyeli devrimcilerin dünya proletaryasına, ezilen halklarına armağan ettiği bir marştır bu. Bizim ülkemizin işçi ve emekçilerinin sorunlarını, özlemlerini anlatmaktadır; o yüzden de bize çok yakın gelir ve yıllardır büyük bir coşkuyla söylenmiştir. Ama aynı zamanda enternasyonaldir; tüm dünya proletaryasının, emekçilerin, ezilen halkların sahiplenmesi de bu yüzdendir. 1 …

Devamını oku

Güvencesiz çalıştırmanın adı: “KİRALIK İŞÇİ”LİK

İşçi ve emekçilerin dilinde “kiralık işçilik” olarak bilinen ve “kölelik yasası” olarak tanımlanan iş kanunu, meclisin alt komisyonlarından geçti. Yakın zamanda genel kurula getirilerek yasalaşması bekleniyor. Elbette işçi ve emekçilerin yükselen tepkisini bastırabildikleri ölçüde… Hatırlanacağı gibi bu tasarı, AKP hükümetinin yıllardır yasalaştırmaya çalıştığı sınıfa saldırı furyasının önemli bir paçasıdır. “Ulusal İstihdam Stratejisi” adlı pervasız sömürü programının içinde yer alan “Özel …

Devamını oku

Köleci sistem yıkıldı ama KÖLELİK SÜRÜYOR

kole-gemisi

Köleci sistem, bin yıl kadar önce tarih sahnesinden çekildi. Ancak köle ticareti, sömürgeci devletler tarafından asırlar boyunca sürdürüldü. Yaklaşık 12 milyon Afrikalı köle, Amerika kıtasına taşındı. Yüzbinlercesi yollarda öldü. Köleliğin yasal olarak kaldırılması ancak 20. yüzyılda gerçekleşti. Birinci emperyalist savaş sırasında Rusya’da Ekim Devrimi’nin gerçekleşmesi, ardından birçok ülkede, sömürgeciliğe karşı halk isyanlarının ve devrimlerin patlak vermesi üzerine, o günkü adıyla …

Devamını oku