Yayınevimiz tarafından Haziran ayında basılan “AKP’li yıllarda İŞÇİ-EMEKÇİ HAREKETİ adlı kitabın “Sunu” bölümünü yayınlıyoruz.
* * *
AKP’li yılar, işçi ve emekçilere yoğun saldırı ve hak gaspları yıllarıdır. Bugüne dek yapılan özelleştirmelerin yüzde 90’ı AKP döneminde gerçekleşti. Özelleştirmenin kendisi, başlı başına en büyük saldırıydı. Çünkü özelleştirme, taşeronlaştırma ve sendikasızlaştırma demekti. Doğal sonuçları; düşük ücretle uzun saatler çalışma, artan iş cinayetleri ve işsizlik oldu. İşsizlik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana en üst rakamlara ulaştı.
Özelleştirmenin bir diğer sonucu ise, ithalata dayalı ekonomi ve ucuz işgücü cenneti olarak, ülkenin tamamen emperyalist tekellere sunulmasıydı. Servet-sefalet uçurumunun derinleşmesi, orta kesimlerin eriyerek zengin-fakir kutuplaşmasının en uç noktalarda yoğunlaşmasıydı. Türkiye’de ilk kez açlıktan ve işsizlikten ölümler, toplu intiharlar yaşanırken; diğer yanda milyar dolar sahipleri artıyor, lüks ve şatafat arş-alaya çıkıyordu.
AKP sadece ideolojik-kültürel bir gericileşme yaratmadı; aynı zamanda ekonomik, siyasi, sosyal olarak da toplumu geriye götürdü. İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları daha da kötüleşti. Buna karşın başta TÜSİAD patronları olmak üzere burjuvazinin karı sürekli arttı.
AKP’nin dinci-gerici yapısından hareketle onu “yeşil sermaye”nin temsilcisi addeden, “Anadolu Kaplanları” gibi orta ölçekli sermaye gruplarına dayandıranlar, büyük bir yanılgı içindeydiler. AKP başından itibaren emperyalist tekellerin ve işbirliktçi-tekelci burjuvazinin çıkarlarını koruyan bir parti oldu. Sermayeye hizmetleri bakımından kendinden önceki hükümetlere rahmet okuttu, emeğe yönelik saldırılarda ise, hepsinin önüne geçti. Bu kadar yıl işbaşında kalabilmesini de buna borçludur.
Ama AKP dönemi sadece saldırı dönemi değildir. Aynı zamanda bu saldırılara karşı büyük direnişlerin gerçekleştiği bir dönemidir. Türkiye tarihinin en büyük halk ayaklanması Gezi Direnişi başta olmak üzere, birçok işçi-emekçi direnişi bu dönemde yaşandı. İşçi ve emekçiler önemli mevziler kaybettiler, fakat asla teslim olmadılar.
* * *
Elinizdeki kitap; AKP’nin işbaşına geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden, 2019 Haziran’ına kadar geçen yaklaşık 17 yıllık dönemin işçi-emekçi cephesinden dökümüdür. Bu süre boyunca yapılan saldırıları, gaspedilen hakları, aynı zamanda her aşamada başgösteren direnişleri anlatmaktadır.
“AKP’li yıllarda işçi-emekçi hareketi” başlığı altında 2019 yılının yaz aylarında hazırlanan bu belge, TİKB(B) 6. Konferans Belgeleri içinde yeralan bir bölümden oluşuyor. Kitap haline getirirken bazı kısaltmalar yapmak zorunda kaldık, ayrıca “ekler” bölümüyle dönemin öne çıkan direnişlerine daha geniş yer verdik. Her biri işçi-emekçi tarihine mal olan ve önemli dersler içeren bu direnişler, bugüne de ışık tutmaktadır.
Kitaptaki veriler, son bir yılı kapsamıyor. Elbette son bir yıl içinde de saldırılar devam etti. Özellikle koronavirüsle birlikte işçi ve emekçiler çok daha kötü şartlarda çalışmaya zorlandı. Kıdem tazminatının gaspı yeniden gündeme getirildi vb… Fakat kitapta ele alınan 17 yıllık süreç, AKP’nin işçi ve emekçilere karşı tutumunu görmek bakımından yeterince veri sunuyor.
Bu kitabı, 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin yıldönümünde 1980 Haziran’ında İstanbul-Kartal’da yapılan bir gösteri sonrası gözaltına alınıp katledilen Songül Kayabaşı’na atfediyoruz. Onu 15-16 Haziran direnişinin 10. yılında kaybettik. Bugün 50. yılını kutluyoruz.
İşçi ve emekçilerin yarattığı büyük direnişler de, bu uğurda yaşamlarını yitirenler de unutulmayacak…
Haziran 2020
Yediveren Yayınları