Bir eğitim dönemini daha eşit olmayan eğitim koşullarıyla, iktidarın dayattığı dinci-gerici ve niteliksiz eğitimlerle bitirmiş (!) olduk.
Bize her seferinde öğrenmemiz gerekeni değil, kendi düşüncelerini aşılamayı hedefine koyan iktidar, uzaktan eğitimde de hız kesmeden bu politikalarını sürdürdü. Örgün eğitimin yetersizliğinden bahseden biz gençleri, öğrencileri, örgün eğitimden daha da niteliksizleştirilen, daha da gericileştirilen “uzaktan eğitim” sistemine mahkum bıraktılar. Ve bu politika ile öğrencilerin, velilerin aklıyla dalga geçtiler. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğrencilere “uzaktan eğitim”in ne kadar iyi ve toz pembe olduğunu anlatmaya, kanıtlamaya çalışsa da, her seferinde kendi eliyle ortaya koyduğu şeylerle kendi bacağına defalarca sıkmış oldu.
Bunları örneklendirecek olursak:
Ders aralarında “teneffüs” kısmına ilahi dinletilerinin konulması, buna tepkiler birden yükselince spor çalışmaları konulması,
İlkokul, ortaokul öğrencilerine animasyonla idam sahnelerinin izletilmesi,
YKS’ye girecek olan öğrencilerin derslerinin iptal edilmesi,
bu liste uzar gider. Üstelik koronavirüs günlerinde yaklaşık 4 milyon öğrenci, evinde internet olmadığı için uzaktan eğitime katılamadı. Bu rakama mevsimlik işçi olarak aileleri ile birlikte çalışmak zorunda kalan çocuklar dahil değil.
Bir de Ziya Selçuk’un kendi mülkiyetindeki özel okulların pandemik süreçte öğrencilerine verdiği eğitime bakalım; 5-8 kişilik sınıflarda hız kesmeden devam eden örgün eğitim, sınava hazırlık, okuma-yazma destek dersleri ve daha da uzatabileceğimiz bir liste halini alıyor. Eğitimdeki eşitsizliği daha baştan kendisi yaratan Ziya Selçuk, kendi özel okullarında ücretleri geciktiren bir çok öğrenciyi bu süreçte mağdur etti.
Şimdi de asıl yükün öğretmen maaşları olduğunu söylüyor; oysa eğitimdeki asıl yük sayamayacağı kadar özel okulların olmasıdır. Eğitimin her kademesinin ücretli hale getirilmesidir. Gerici eğitim sistemi ile gençlerin bilinçlerinin karartılmasıdır. Eğitimdeki asıl felaket ve asıl yük, atanamayan öğretmenler, intihara sürüklenen üniversite mezunlarıdır.
Biz gençler, bunların bilincinde olarak yeni eğitim dönemine giriş yapıyoruz. Önümüzdeki yeni eğitim-öğretim yılında da bu eksiklikleri gözönünde bulundurarak, eksikliği, niteliksizliği, eşitsizliği yaratanlara karşı örgütlülüğümüz ile cevabımızı vereceğiz.
Yeni öğretim yılında Proleter Devrimci Gençlik, seni mücadeleye çağırıyor.
Yaşasın eşit, bilimsel, parasız, nitelikli ve anadilde eğitim mücadelemiz!
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!
PDG’li bir öğrenci