Yayınevimiz tarafından yeni basılan kitabın sunu bölümünü yayınlıyoruz.
Sunu
Elinizdeki kitap, 2000’li yılların başından itibaren emperyalist-kapitalist sistemin saldırılarını, buna karşı kitlelerin direnişlerini, ayaklanmalarını ortaya sermekte ve bunları ML bakışaçısıyla yorumlamaktadır.
Yıllardır yapılan tüm demagojilerin aksine, kapitalist sistem giderek sıklaşan ve derinleşen krizler ve dünyaya yayılan savaşlar içinde kıvranmaktadır. Sosyalizmin somut bir tehdit oluşturmadığı koşullarda bile, o sözünü çok ettikleri “istikrarı” bir türlü sağlayamadılar. Çünkü sistemin iç çelişkileri buna olanak tanımıyor. Onun için kapitalizmin ebediliği üzerine atılan çığlıklar, kısa sürede yerini kapitalizmin sorgulanmasına bıraktı.
Her biri bir felakete dönüşen doğa olaylarından artan iş cinayetlerine, emperyalist savaştan pandemiye; kapitalizmin ölüm ve acı dışında bir şey sunmadığı artık net biçimde görülüyor. Ama ne yaşam ne de ölüm adil! İşçilere-emekçilere hep yoksulluk ve ölüm düşüyor. Ve bu durum, isyanlara, ayaklanmalara yol açıyor.
Kriz ve savaşlar, devrimleri tetikleyen iki önemli nedendir. Bugüne dek yaşanan devrimlerin, krizlerin derinleştiği ve savaşların yaşandığı dönemlerde gerçekleştiği biliniyor. Lenin’in “ya savaşlar devrimlere yol açar, ya devrimler savaşlara son verir” sözü, defalarca kanıtlanmış tarihsel bir gerçektir.
Nesnel koşulların devrim için son derece elverişli olduğu günümüzde, yaşanan ayaklanmaların devrimlere sıçrayamaması, öznel faktördeki eksikliktendir. Ama bunun hep böyle gitmeyeceği açıktır. Sömürülenler ve ezilenler, daha önce olduğu gibi, bundan sonra da “ya bir yol bulacak ya bir yol açacak”tır.
Kitapta yer alan yazılar, 2019 Haziranı’nda gerçekleşen TİKB(B) 6. Konferans Belgeleri’nden oluşmaktadır. Yayınevimiz tarafından son bir yıl içinde yayınlanan “AKP’li yıllarda İşçi-Emekçi Hareketi”, “Tarımda Tekelleşme ve Tarım Krizi” ile “AKP’li yıllarda Kürt Hareketi” başlıklı kitaplar, belgelerin bir kısmından oluşuyordu. Bu kitapla birlikte elimize ulaşan belgelerin tamamını yayınlamış bulunuyoruz. Ve belgelerin tamamı, devrimin güncelliği-somut bir hedef haline gelmiş olması üzerine oturduğundan, kitabın başlığını “Devrim Günceldir” olarak belirledik.
Kitabı, 29 Eylül 1980’de faşist cuntaya karşı “ilk kurşun” olan Osman Yaşar Yoldaşcan’a ithaf ediyoruz. Yoldaşcan, 12 Eylül askeri faşist cuntanın işbaşına gelişinden 17 gün sonra, İstanbul-Bağcılar’da çatışarak şehit düştü. Faşist cuntayı “gelecekleri varsa görecekleri de var” diyerek karşılamış ve bunu hayata geçirmişti. O, komünist bir önder, aynı zamanda askeri dehaydı. Sürekli geliştirdiği teknik bilgisi ve yaratıcılığıyla, devletin çözemediği birçok eyleme imza attı. Öldüğünde yoldaşları, “yaşasaydı devrimimizin generali olacak bir önderi kaybettik” dediler. Devrimle ilgili bir kitaba da “Devrimin Generali” uygun düşerdi.
Dünya komünist hareketinin “general”i ise, Engels’tir. Engels, devrim yapmanın “gerçekten tek tarihsel hak” olduğunu söyler. Bu kitap, “devrimin generallerine”, devrim uğruna düşenlere-dövüşenlere bir selamdır. Osman Yaşar Yoldaşcan şahsında, devrim ve sosyalizm yolunda şehit düşenlere atfediyoruz.
Devrim davasına katkısı olması dileğiyle…
Eylül 2021
Yediveren Yayınları