Şili’de solcuların seçim zaferi

Şili’de 19 Aralık günü gerçekleşen seçimleri, sol ittifakın adayı olan Gabriel Boric kazandı. Salvador Allende’nin bir darbe ile devrilmesinden yaklaşık yarım yüzyıl sonra, kitleler o dönemin sembolü olan “Birleşmiş halk asla yenilmez” sloganıyla kutlamalar yapıyor. “Bugün tarihi bir gün” diyor kutlama yapanlardan biri, “Çünkü biz yalnızca faşizmi ve sağcıları değil, artık korkuyu da yendik.”

Boric’in seçimleri kazanması, 2019 yılından itibaren yükselen eylemlerin bir sonucu. 2019 yılında tam da pandemi öncesindeki aylarda, dünyanın büyük bölümünde kitle hareketleri ve protesto eylemleri yaşanıyordu. Şili, bu eylemlerin en etkili olduğu ülkelerden biriydi. Toplu taşıma ücretlerine yapılan zamların protestosuyla yükseldi eylemler; ardından paralı eğitim, yoksulluk, özelleştirmeler, ekonomik baskılar, sosyal hakların gaspedilmesi gibi bir çok unsur hedefe çakıldı ve büyük bir kitlesel harekete dönüştü. Haftalar süren eylemlere dönük vahşi polis saldırısı, onlarca eylemcinin ölmesine, yüzlercesinin yaralanmasına neden oldu.

Kovid-19 salgını, tüm dünyada patronların imdadına yetişerek bu büyük ayaklanmaların, eylemlerin durmasını sağlamıştı. Ancak bu kısa süreli oldu. Çünkü salgın döneminde ortaya çıkan sağlık krizi, ekonomik krizle birleşerek yeniden pek çok ülkede eylemlerin yükselmesine yol açtı. Şili yine ön sıralardaydı.

Şili bir semboldü. 1973’te yapılan darbenin ardından kurulan Pinochet diktatörlüğü, tüm dünyada sosyal hakların gaspı, neoliberal ekonomi politikaları, vahşi özelleştirmeler ve hızlı yoksullaşma konusunda örnek yaratmış, pek çok kapitalist ülke sonrasında bu örneği izlemişti.

Bugün Boriç, kitlelerin Pinochet diktatörlüğüne karşı öfkesinin sembolü olarak seçimleri kazandı. Pinochet döneminden kalma faşist anayasayı değiştirmek başta olmak üzere, kitlelerin yaşam koşullarını iyileştirecek pek çok ekonomik, siyasi ve toplumsal vaadi sözkonusu. En önemlisi, Boric zafer konuşmasında “Şili neoliberalizmin beşiğiydi, mezarı da olacak” dedi.

Şili’de seçimlerde gerici-faşist bloka ve Pinochet mirasına çok büyük bir darbe indirmiş olması önemli bir kazanımdır elbette. Ancak benzer seçim zaferlerini ve sonrasında kitlelere vaatlerin yerine getirilmediğini, daha önce de Latin Amerika ülkelerinde ya da Yunanistan’da görmüştük.

Şili’de kitlelerin ekonomik ve siyasi refah taleplerinin ne kadarının karşılanacağı, Şili’de sürecek olan sınıf mücadelesine bağlı olacaktır.

Şili’de 11 Eylül 1973’te faşist darbe gerçekleşti. Türkiye’de ise 12 Eylül 1980’de askeri faşist cunta işbaşına geldi. Eylül darbeleri iki ülkenin halklarını birbirine yaklaştırdı. Şili’deki solun zaferi de halkı umutlandıran bir etki yarattı. Ama gerçek zafer, Şili’li bir ozanın söylediği gibi “Onların Eylül’leri üzerine bizim Ekim’lerimiz düştüğü” zaman gelecektir.

Bunlara da bakabilirsiniz

“MÜHENDİSSEN, Mühendislerin Sendikası Girişimi” ilk toplantısını gerçekleştirdi

Ağır sömürü koşulları altında çalışmaya zorlanan mühendisler, sınıf mücadelesi içinde kendi örgütleriyle yer almak için …

Adana İHD’de Makbule Berktaş anısına toplantı yapıldı

İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Adana İHD’de Makbule Ana (Berktaş) anısına bir toplantı yapıldı. 13 Aralık’ta …

Suriye cezaevleri, Türkiye cezaevleri

Yandaş basında Suriye haberlerinin önemli bir kısmını Suriye cezaevleri oluşturuyor. Büyük bir “dehşet ve panik” …