Greif’te işgal sürüyor

greif-ziyaret

İstanbul Hadımköy’de bulunan Greif çuval fabrikasında taşeron olarak çalışan işçilerin 10 Şubat’ta başlattıkları işgal eylemi sürüyor.

Greif 1877 yılında ABD’de kurulan bir fabrika. Oluklu mukavva, varil, çuval vb üretimi yapılıyor. Uzun yıllar ABD içinde faaliyet yürüten tekel, sonrasında Avrupa’ya açıldı ve Türkiye’de de 1989’dan sonra faaliyete geçti. Ünsa ve Sünjit adıyla üretim yapıyor. Buralarda yüzlerce işçi yoğun bir sömürü altında taşeron firmalarında çalıştırılıyor. Ünsa da dahil olmak üzere 44 taşeron şirket var ve işçiler yoğun bir sömürüye tabi tutuluyor. Daha önceki yıllarda fabrikada Öz İplik-İş sendikası örgütlüymüş. Ancak bu sendika patronla işbirliği yaparak, kadrolu işçilerin sayısının azalmasına ve taşeronun yerleşmesine neden olmuş. Baskıların artması üzerine DİSK Tekstil’de örgütlenen işçiler, aynı durumla karşılaşmamak için kendi örgütlülükleriyle direnişe başladılar.

İşkolu olarak tekstil işkolunda sayılan bu fabrikadaki üretimin tehlikeli kimyasallar içerdiği, dolayısıyla petro-kimya sektörü sayılması gerektiği de söyleniyor. Greif işçileri zehirli kimyasalların solunduğu tozlu ortamlarda ve uzun süreli çalışmaya tabi tutuluyor. Ayrıca taşerona bağlı, iş güvencesinden yoksun ve asgari ücretle çalıştırılıyorlar. Türlü bahanelerle işten çıkartılıyorlar.

Bu koşullarda DİSK Tekstil İş’te örgütlenen Greif işçileri, TİS sürecinde taleplerini ortaya koydular. Bu taleplerin (taşeron sisteminin kaldırılması, ücretlerin iyileştirilmesi, ikramiyelerin artırılması) patron tarafından reddedilmesi ve “uzlaşmazlık zaptı”nın tutulması üzerine, işçiler fabrikayı işgal ettiler. Yaklaşık 600 işçi, günlerdir fabrikayı terk etmeden, kendi ürettikleri çuvalları yere sererek yatıyor. Fabrikanın ısıtması olmadığından, işçilerin çoğu soğuk algınlığı, sırt ağrısı gibi hastalıklarla karşı karşıya. Çeşitli kimyasallardan dolayı bir kısım işçide alerjik solunum sistemi hastalığı ve cilt problemleri ortaya çıkmış durumda. Bütün bu zorlu koşullara rağmen işçiler taşeronluğa ve kölece çalışma koşullarına karşı direnişlerini sürdürüyorlar.

Sendikanın tutumunu da protesto eden Greif işçileri, 20 Mart’ta DİSK Tekstil-İş sendikasını işgal ettiler. Sendika ağası Rıdvan Budak çareyi polis çağırmakta buldu. DİSK yöneticilerinin araya girmesi ile Budak şikayetini geri çekti. DİSK yöneticileri taleplerin karşılanması için destek vereceklerini söylediler, bunun üzerine işgal bitirildi. Ancak DİSK Tekstil hala oyalama taktiklerine ve patronla işbirliğine kadar varan tutumlarına devam ediyor.

 

DSB’den GREİF işçilerine ziyaret

PDD  ve DSB olarak 23 Mart günü Greif işçilerini dayanışma ziyaretine gittik. Otoban kenarında “Greif işçisi yalnız değildir DSB” imzalı pankartımızı açarak yürümeye başladık. “Yaşasın sınıf dayanışması,” “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarını atarak fabrikanın giriş kapısına geldik.

Girişte kapı önünde bekleyen işçiler bizi alkış ve sloganlarla karşıladılar. Kapı önündeki ‘hoş geldiniz’ karşılamasından sonra, fabrika içerisine davet edildik. Daha fabrika bahçesine girerken sohbet başladı. Bizi karşılayan görevli işçilerden biri nereden geldiğimizi sorup elindeki deftere yazdı. Fabrika bahçesinde daha kalabalık işçiler bizi karşıladılar. Hemen temsilcilere haber verildi.

Esenyurt bölge temsilcisi Engin Yılgın’la direniş ve işgalin gidişatı yönünde konuştuk. Yılgın, Greif yönetimiyle yapılan son görüşmede; Greif yönetiminin taşeron sisteminin hepsini değil, sadece bir kısmını kaldıracaklarını söylediğini belirti. Bu durumda taleplerinin karşılamadığını, işgali devam ettireceklerini belirtti. Sendika yöneticilerinin direnişlerine sahip çıkmadıklarını belirten Yılgın, bunun için çabalarının sürdüğünü söyledi. Sendika yöneticileriyle işçi temsilcilerinin olduğu bir heyet oluşturduklarını, bu heyetin önümüzdeki hafta Greif yönetimi ile bir görüşme yapacağını söyledi.

Sendika yöneticilerine dönük işçilerin tepkileri oldukça yüksek. Hangi işçiyle konuştuysak, sendika yöneticilerine dönük şikayetlerini dile getirdiler. Hatta tepkileri, patrondan daha çok sendika yönetimine dönük… Doğal olarak oluşan “yuvarlak masa” sohbetinde de, daha çok sendikaların durumu, sendikacıların tutumu konuşuldu. Sendikanın direnişe sahip çıkmaması, haliyle direniş yerinin yiyecek içecek vb gibi masraflarını da dayanışmayla çözümlemeyi getirmiş. İhtiyaçlar devrimci demokrat kurumlardan, kimi sendikalardan ve kitle örgütlerinden, duyarlı insanlardan karşılanıyor.

İşçiler, işgal eyleminin yanı sıra şirketin diğer fabrikaları önünde bazen eylemler yapıyorlar. Farklı eylem ve etkinliklere gidiyorlar. Günlük yaşamın örgütlenmesi ve etkinlik, eylem gibi faaliyetleri, günlük toplantılar yaparak kararlaştırıyorlar.

Ziyaretimiz oldukça doğal ve sıcak geçti. Etrafımızda toplanan işçiler dikkatli dinlediler. Bazen konuşmalara katıldılar.

Greif işçilerinin işgali karalılıkla devam ediyor. İşçilerle dayanışma da sürüyor. İşgalin başarıyla bitmesi için dayanışmanın daha da artması gerektiği açıktır. Özellikle sendikanın direnişe sahip çıkması, DİSK’in örgütlü olduğu işyerlerinde dayanışmayı artırması gerekiyor. Ve tabi ki, en önemlisi Greif patronunu zorda bırakan eylemlerin artırılmasıdır.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …