Zincirlerinden kaybedecek başka bir şeyi olmayan proletarya, ücretli kölelik düzenine en büyük darbeyi, ilk kez 1871 yılında Paris Kömünü’yle vurdu. Tarihteki ilk proleter devlet olan Paris Komünü, ancak 72 gün yaşayabildi. Kapitalizmin hızla geliştiği 1800’lü yıllar, proletaryanın da sayısız ayaklanmasına sahne oldu. Bir tarafta zenginliğin, öte tarafta derin bir yoksulluk ve sefaletin görülmemiş derecede büyüdüğü yıllardı bu dönem. Fransız proletaryası …
Devamını okuGenel
Yerel yönetimler üzerine
Burjuva seçimlerine yaklaşım, ilk ortaya çıktığı günden bu yana reformizm ile devrimciliğin temel ayraçlarından biri olmuştur. Bunun esasını parlamento seçimleri (genel seçimler) oluşturmakla birlikte, yerel seçimlere bakış da benzer şekilde farklı bakışaçılarını oluşturur. Kapitalist sistemde seçimler, bir ülkenin “demokrasi” ile yönetilip yönetilmediğinin en önemli hatta tek göstergesi olarak sunulmaktadır. Oysa 4 ya da 5 yılda, halkın sandığa giderek oy kullanması, …
Devamını okuKendi davamız için dövüşelim!
Yolsuzluk soruşturmasının başladığı 17 Aralık’tan bu yana, AKP hükümetinin hamleleri sürüyor. Binlerce polisin, savcının görev yerleri değiştiriliyor, davadan el çektiriliyor, HSYK’da yeni düzenlemeler yapılarak tamamen AKP’ye bağımlı hale getirilmeye çalışılıyor vb… Ama bütün bu hamleler, onu bir süredir girdiği “eğik düzlem”den kurtaramıyor. Aksine düşüşün hızı artıyor. Suriye’ye silah taşıyan TIR’lar, artık eskisi gibi rahat gidemiyor. Son birkaç ay içerisinde Adana-Antep …
Devamını okuÇürümüş düzeni yıkalım Emeğin iktidarını kuralım!
Hükümet yolsuzluk operasyonu ile zor duruma düşünce, yeni ittifak arayışlarına yöneldi. Bir yandan “ulusalcı” kesimlere, bir yandan Kürt hareketine göz kırpıyor. 17 Aralık operasyonunun hemen arkasından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, önce Cumhurbaşkanı ile, sonra Başbakan’la görüştü. Ergenekon, Balyoz gibi davaların “yeniden görülmesi”ni istedi. Bugüne dek farklı raporlar veren TUBİTAK, şimdi sanıkların lehine raporlar hazırlayarak, “yeniden yargılanma”nın yolunu düzledi. …
Devamını okuAKP-Cemaat çatışmasının Kürt hareketine yansımaları
AKP-Cemaat çatışmasının en şiddetli yaşandığı son bir ay içinde, daha önce birlikte saldırdıkları Kürt hareketini, birbirlerine karşı kullanma yarışı başladı. Benzer bir durum, daha önce “Ergenekon” adıyla tasfiyeye girişilen “ulusalcı” kesimler için de geçerli. AKP, bugüne dek yapılan haksızlıkların-hukuksuzlukların suçunu Cemaat’e yıkmaya çalışırken, Cemaat de işlenen cinayet ve katliamlardan AKP’nin (ve ona bağlı çalışan MİT’in, Genelkurmay’ın) sorumlu olduğuna dair belgeleri …
Devamını okuŞubat güneşi
Her insan gibi, kurumların da doğum günleri vardır. Hele de bu “canlı bir organizma” ise. Bu ay, ihtilalci komünistlerin kuruluş ayı. Bir nevi doğum günleri…. Hem de iki kez! İlki, 19-21 Şubat’taki İleri Militanlar Toplantısı (İMT)’dir. İkincisi, 15-17 Şubat’taki “yeniden doğuş” olan III. Konferans! Her iki doğum da oldukça uzun ve sancılı bir dönemin ardından gelir. Her doğum gibi öncesinde …
Devamını okuRojava’da anayasa ve geçici hükümet
Daha önce özerkliğini ilan eden Rojava (Kuzey Suriye) bu yılın ilk günlerinde Yasama Meclisi’ni topladı. Ve meclis, “toplumsal sözleşme” adını verdikleri anayasayı kabul ederek kamuoyuna duyurdu. 7-8 Ocak’ta ilan edilen anayasanın ardından çeşitli toplantılar yapan meclis, alınan kararlar çercevesinde geçici bir hükümet kurdu. 22 Bakanın görev aldığı “geçici hükümet” 4 ay sonra yapılacak seçimler için gerekli hazırlıkları yapmayı üstlendi. Bu …
Devamını okuYolsuzluğa milyon dolarlar ASGARİ ÜCRETE SEFALET!
Milyonlarca işçi ve ailesini ilgilendiren asgari ücretin belirleneceği günlerde ülke yolsuzluk operasyonu ile sarsıldı. 2014 yılına girmek üzereyken bir yandan gerici klikler arasında çıkar çatışması şiddetlenirken, diğer yandan da asgari ücrete yapılan zam oranı açıklandı. Ve ayakkabı kutularında milyon dolarların çıktığı bir ortamda, asgari ücrete 43 lira gibi komik bir zam yapıldı. Çelik kasalarda çıkan paranın 200 milyon dolardan olduğundan …
Devamını okuDEVRİMCİ BİRLİKLER Günün yakıcı ihtiyacıdır
Haziran direnişi, kitlelerin devasa gücünü ortaya koyduğu gibi, komünist ve devrimci önderlik boşluğunu, acı bir şekilde gözler önüne serdi. Keza kitle hareketi ne denli güçlü olursa olsun, devrimci bir önderlikten yoksunsa, en fazla kısmi-geçici başarılarla yetineceğini, gerçek bir zafer kazanamayacağını bir kez daha gösterdi. Ülkemizde güçlü bir komünist-devrimci partinin olmayışı, 12 Eylül’den itibaren tasfiyecilikle birleşen reformizmin artan gücü, direnişlerin -en …
Devamını okuBir çürüme ve yozlaşma hastalığı Siyasi dedikoduculuk
Dedikoduculuk, genel olarak iyi karşılanmayan, hatta kınanan bir özelliktir. İnsanların özel hayatlarına dönük sırların merak edilmesi ve şurda-burda konuşulup çekiştirilmesi, kimse tarafından onaylanmaz. Ve daha çok işsiz-güçsüz kişilere, ev kadınlarına, kahve erkeklerine özgü bir özellik olarak bilinir. Ancak işin içine siyaset girince, dedikoduculuğun bu kötü yüzü, bu kadar açık olarak fark edilmez. Onun siyasal bir değerlendirme olduğu yanılsaması hakim olabilir. …
Devamını oku