“Komün savaşçılarının anısı, sadece Fransa işçisi için değil, tüm dünya proletaryası için kutludur. Çünkü Komün yerel ve sıkı sıkıya ulusal bir amaç için değil, emekçi insanlığın, bütün aşağılanmışların, bütün küçük düşürülmüşlerin kurtuluşu için savaştı. Toplumsal devrimin öncü savaşçısı olan Komün, proletaryanın acı çektiği ve savaştığı her yerde sevgiler kazandı. Yaşam ve ölüm tablosu, dünya başkentini eline geçiren iki aydan çok …
Devamını okuSiyasal
Komün’de kadınlar
Paris Komünü’nde kadınların ayrı bir yeri vardır. Şehrin savunmasında önemli noktaları ateşe vermek için ellerinde gaz bidonlarıyla dolaşan “petrolcü kadınlar” direnişin sembolüydüler. Kadınlar barikatta son nefer, idam mangasına gülerek giden savaşçılar oldular. Komün’ün kısa bir süre de olsa onlara verdiği özgürlük için ölümü seve seve kucakladılar. Ve bir Prusyalı generale, “iyi ki bütün savaşçılar kadınlardan oluşmuyordu” dedirttiler. Sadece savaşçı değil, …
Devamını oku“Başkanlığa-sultanlığa” karşı NEVROZ ATEŞİNİ KÖRÜKLE!
21 Mart, gece ile gündüzün aynı saatlere eşleştiği, doğanın canlandığı, baharın müjdelendiği gündür. O yüzden de Ortadoğu halkları, bu günü “yeni gün” “New-roz” olarak adlandırmış ve çeşitli biçimlerde kutlamışlardır. Doğasal uyanışı toplumsal uyanışla da birleştiren mitolojik öyküler eklenmiştir sonra. Bunların içinde en çok bilineni, Demirci Kawa’dır. Efsaneye göre bir dağın başında zalim Dehak yaşamaktadır ve insan beyni yiyerek hayatta kalabilmektedir. …
Devamını okuTaş, yürek, barikat… GAZİ DİRENİŞİ
Gazi Direnişi, 12 Mart 1995’te Cemevi’ne yakın bir kahvehaneye düzenlenen kontrgerilla saldırısı ile başladı. Saldırı duyulunca, başta devrimciler olmak üzere halk sokağa çıktı ve tepkisini ortaya koydu. Gazi, sınıfsal olarak işçi-emekçi kesimlerin oturduğu, Kürt-Alevi yoğunluğunun bulunduğu, anti-faşist mücadelenin yüksek olduğu sayılı semtlerden biridir. Kısa sürede binlerce kişi Cemevi’nin önünde toplanır. Saldırıda bir dedenin ölmesi, bir infial yaratmıştır adeta. Komünist ve …
Devamını okuReferandumu durdurabiliriz DAHA FAZLA CESARET!
Ünlü savaş teorisyeni Clausewitz, savaşta düşmanı yenmek için savaşçıların en önemli erdemlerinin başında “cesaret” geldiğini söyler. Fransız Devrimi’nin önderlerinden Danton’un sloganlaştırdığı haliyle, “cesaret, cesaret, daha fazla cesaret”tir. AKP hükümeti uzunca bir dönemdir bir “korku imparatorluğu” yarattı. Şimdi bunu anayasa ile resmileştirmek ve pekiştirmek istiyor. Bunun için anayasa değişikliğine “hayır” diyen herkes üzerinde terör estiriyor. Vapurda “hayır”lı şarkı söyleyen gençleri gözaltına …
Devamını okuReferanduma geçit vermeyelim!
Erdoğan için “mutlak güç” öngören “cumhurbaşkanlığı sistemi” çalışmalarında bir adım daha atıldı. Mecliste kabul edilmesinin ardından, Erdoğan’a gönderilmesi ve onaylanması bekleniyor. Ardından referandum süreci başlatılacak. Hükümet, anayasa değişikliği paketinin “millet” tarafından istendiğini, kendilerinin sadece bu isteği yerine getirdiklerini anlatmaya çalışıyor. Ve bu doğrultuda rutin işlemleri yaparak ilerlediklerini, işleyişin takvime uygun olarak yürütüldüğünü göstermeye uğraşıyor. Ancak tablo gerçekte bu kadar parlak …
Devamını okuKıbrıs’ta büyük pazarlık
İsviçre’nin Cenevre kentinde 12 Ocak günü toplanan zirvede, Kıbrıs için pazarlıklar yeniden alevlendi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in başkanlığında, garantör ülkeler olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katıldığı toplantıda, taraflar şartlarını ve taleplerini yeniden ortaya koydular, gizli pazarlıklar yürüttüler. Tartışmalarda Kıbrıs üzerindeki hegemonya mücadelesi sertleştirildi. Emperyalistler açısından vazgeçilmez önemde olan Kıbrıs, bir kere daha masaya yatırılmış oldu. Türkiye’nin şartları …
Devamını okuAnayasa referandumu üzerine
Uzun süredir üzerinde konuşulan “anayasa değişikliği” her türlü yola başvurularak meclisten geçirildi. Şimdi referandum süreci başlıyor. Güya halka sorulacak ve kararı halk vermiş olacak! Halkın hiçbir aşamasında yer almadığı, neyi neden değiştirdiklerini bilmediği ve en önemlisi de kendisinin hiçbir sorununu çözmeyen, aksine ağırlaştıran bir anayasa değişikliği ile daha karşı karşıyayız. Bilindiği gibi 12 Eylül anayasası, en son 2010 yılında yine …
Devamını okuSosyalist anayasa
İlk sınıflı toplum olan köleci toplumdan, kapitalist topluma kadar tüm sömürücü toplumlarda yasalar ve anayasalar; köleleri, serfleri, işçileri sömürmek için yapıldı. İşçi ve köylülerin devleti ele geçirdiği halk cumhuriyetlerinde ve proletarya diktatörlüğünün kurulduğu sosyalist devletlerde ise, durum tam tersi oldu. Azınlığın çoğunluk üzerindeki diktatörlüğü ve sömürü son buldu. Doğallığında başta anayasa olmak üzere yasalar da buna göre şekillendi. Bunların içinde …
Devamını okuDünden bugüne ANAYASA
Anayasa, bir devletin yönetim şeklini belirleyen esas ilkeleri, temel kuralları ortaya koyar. Adı üzerinde o, yasaların “ana”sıdır. Diğer yasalar, ona bağlı olarak belirlenir; anayasa ile çelişmemesi, onunla bütünlük arz etmesi şarttır. Anayasalar, ilk çıktığı günden bugüne, elde edilmiş, güvence altına alınmış kazanımları, tescil etmiş ve yasalarla pekiştirmiştir. Onun misyonu, fiilen gerçekleşmiş olana, hukuksal bir nitelik kazandırmaktır. Dolayısıyla gelecekte olacaklarla, hedeflerle …
Devamını oku