Depremin üzerinden bir ayı aşkın zaman geçti, ama ne depremzedelerin hayati sorunları çözüldü, ne de acılarını dindirecek bir yaklaşım sergilendi… Halen yalan-dolan, halen sahtekarlık, yolsuzluk, saldırganlık… Depremde kaybettiklerinin acısıyla konuşan halkı gülerek dinleyen, “devlet nerede” diyenlere saldıran, halktan herşeyi sineye çekip şükretmesini isteyen bir devlet var! Depremzedelerin isyanına “şov” diyen, yardım kuruluşlarının parayla çadır satmasını normalleştiren, hemen yeni binalar dikmeye, …
Devamını okuEtiket arşivi
Şimdi ne yapacağız?
Depremde kayıplarımız resmi rakamlara göre 50 bine yaklaşıyor. “Kimliği tespit edilemeyenlerin” bu rakama dahil edilmediğini doğrudan devlet açıkladı. Keza depremin ilk günü insanların kendi çabalarıyla enkazdan çıkarıp, en hızlı biçimde gömdükleri yakınları dahil değil bu sayıya. Dışarıda sağ kalan akrabası olmadığı için peşine düşülmeyen, enkazla birlikte cenazesi de molozların arasında yokedilenler de… Böyle bakıldığında gerçekte ölümlerin yüz binin çok üzerinde …
Devamını oku“Bir ay geçti. Ne zaman döneceksiniz?”
“Tarihi meclis binası yok, künefeciler meydanı yok, yürüdüğüm sokaklar yok, şehir yok” diye ağlıyordu yanımdaki. Depremin beşinci gününde terkettiği Antakya’ya on gün sonra döndüğünde, “beni şehrin içinden geçirir misin” demişti. Yolumuzu uzatıp enkaz kaldırma çalışmalarının devam ettiği Atatürk Caddesi’ne sürmüştüm arabayı. “Senin arkadaşının işyeri neredeydi” diyorum. Bir öne baktı, bir arkaya “burası neresi” diye sordu. O kadar çok binanın enkazı …
Devamını okuYapı yükseliyor…
Deprem haberi çığ gibi düştü üzerimize. Yüzbinlerce bina yıkılmıştı. Bir taraftan kar ve soğuk… Üzerinde tonlarca enkaz, yanı başında en sevdiklerinin imdat sesleri, cansız bedenleri… Tarifi imkansız acılar… İlk şoku atlatıp yardım organizasyonlarına başlıyoruz. Bu konuda şaşırtıcı bir duyarlılık çarpıyor gözüme. Toplumun dağınıklığı, “her koyun kendi bacağından asılır” bireyciliği bir yana gitmiş, hiç “umulmayacak” insanlar canhıraş bir çabaya girmişti. Yardım …
Devamını okuDeprem bölgesine konteyner inşa ederken…
Bugüne kadar yaşadığımız depremlerde, genellikle kentin bir bölümünde yıkım olurken, başka bölgelerinde yıkım olmadan, hızlı bir biçimde hayat normale dönüyordu. Bu defa on kent birden yıkılmıştı. Üstelik Hatay gibi bazı kentlerde bütün binalar ya tamamen yıkılmış ya da hasarlı hale gelmişti. Bu durum, kentin kendi iç dayanışmasının olanaklarını da ortadan kaldırdığı için, sorun çok daha büyük, çok daha katmerli hale …
Devamını okuKonut sorunu “mülkiyet”le çözülemez!
Geride bıraktığımız yılın son günlerinde, TİP Başkanı Erkan Baş 2023 yılı seçim vaatlerini açıklarken, ilk iki maddeyi şöyle tanımladı: “Herkes artık oturduğu evin sahibidir diyeceğiz; elektrik, su, doğalgaz, internet gibi zorunlu ihtiyaçların faturalandırılmalarının kapandığını ilan edeceğiz.” Bu vaatlerini, “sosyalist Türkiye’de ilk yapılacaklar” başlığı altında sıralarken, vaatleri gerçekleştirmek için “KHK çıkartacaklarını” da ekledi. Söylendiği anda büyük tartışmalar başlatan bu sözler için …
Devamını oku