Etiket arşivi

Ankara katliamına karşı yükseltilen GREV BAYRAĞI DAHA YUKARI!

Ankara katliamı Türkiye’nin neredeyse her yerinde protesto edildi, katliamda yaşamını yitirenler anıldı. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin iki günlük grev çağrısı, yüzlerce işyerinde karşılık buldu. İş bırakan işçi ve emekçiler, kitlesel yürüyüşler düzenledi. Okulları boykot eden öğrenciler, kampüslerde yürüyüşler gerçekleştirdi. Grev, boykotla birleşti, işçi-öğrenci birlikteliği yaşandı. DİSK’e bağlı pekçok işyerinde, işçiler greve çıktılar. KESK üyeleri de örgütlü olduğu bütün işyerlerinde …

Devamını oku

‘90’lara mı dönüyoruz?!

Son dönemde sıkça bu soru soruluyor. Estirilen devlet terörünün, ‘90’larda yürütülen savaş politikalarıyla biçimsel benzerlikleri olduğu aşikar. Ancak iki dönem arasında özsel bazı farklılıkları gözden kaçırmamak gerekiyor. En başta, Kürt halkının talepleri ve mücadelesi, ‘90’larla aynı düzeyde değildir. Bugün Kürt halkının özgüveni de, talepleri de, mücadeleye katılma-sahiplenme düzeyi de çok daha yüksektir. Suriye’de savaşın başlamasından bu yana, Rojava’da yaşanan gelişmeler, …

Devamını oku

İşçi sınıfı savaşa karşı Enternasyonal mücadeleyi yükseltmeli!

İşçi sınıfı doğası gereği enternasyonaldir. Çünkü işçiler, dünyanın her yerinde benzer koşullarda sömürülmekte ve baskı altında tutulmaktadır. Sorunları ve talepleri aşağı-yukarı aynıdır. Ağır çalışma koşulları, düşük ücret, uzun işgünü, zorunlu mesailer, işçi kıyımı, güvencesiz çalışma vb. hemen hepsinin temel sorunlarıdır. Buna karşı geliştirdikleri örgütlenme ve mücadele biçimleri de doğal olarak aynı olmuştur. Yardım sandıklarından sendikaya, makine kırmaktan grev ve işgallere …

Devamını oku

İş cinayetleri sınıf mücadelesiyle durdurulur!

yuksekte-calisan

Sermaye birikimi, bir yandan sermayenin genişleyerek yeniden üretimini, bir yandan da artı-değerin ve dolayısıyla kapitalist toplumsal ilişkilerin yeniden üretimi içerir. Bu nedenle kapitalist üretim sürecini bütünlüklü ve birbirleriyle bağlantılı bir süreç olarak düşünmek gerekir. Çünkü bu süreçte sadece meta ve artı-değer üretilmez; kapitalist ilişkilerin ve ücretli işçinin de üretildiğini ve yeniden üretildiğini görürüz. Emek-sermaye ilişkilerine dair dönemlendirme yaparken de belirli …

Devamını oku

“Halkların enternasyonalizme dayalı kardeşçe birliği” EKİM DEVRİMİ

halklarin-kardesligi

“Bu ilk zafer, nihai zafer değil henüz. Ekim Devrimimiz bu zaferi emsalsiz cefalar, güçlükler, işitilmemiş acılar içinde ve kendi payımıza büyük başarısızlıklar ve hatalarla gerçekleştirdi. Sanki başarısızlıklar olmaksızın, hatalar yapılmaksızın tek başına geri bir halk dünyanın en güçlü ve ileri ülkelerinin emperyalist savaşlarının üstesinden gelebilirmiş gibi! Hatalarımızı kabul etmekten korkmuyoruz ve biz bunları bu hataları düzeltmesini öğrenmek için soğukkanlılıkla değerlendireceğiz. …

Devamını oku

Ekim devrimi “sömürgesel devrimler” çağını açtı

lenin

Stalin’in Ekim devriminin 10. yılı kutlamalarındaki konuşması, devrimin “uluslararası niteliği”ne yaptığı vurgular, bugün de güncelliğini koruyor. Ve Ekim devrimi, işçi ve emekçilerin, ezilen halkların mücadelesine ışık tutmaya, izlenmesi gereken yolu göstermeye devam ediyor… * * * Ekim Devrimi, emperyalizmi yalnızca kendi egemenlik merkezlerinde, yalnızca ‘metropoller’de sarsmakla kalmadı. Emperyalizmin sömürge ve bağımlı ülkelerdeki egemenliğini yıkmaya çalışarak, emperyalizmin gerisine, onun çevre bölgelerine …

Devamını oku

Kürt halkına saldırılar son bulsun! OPERASYONLAR DURDURULSUN!

varto-sokaga-cikma-yasagi

Batıda tartışmalar asıl olarak seçim gündemine kilitlenmişken, Kürt illeri alev alev yanıyor. Devletin kolluk kuvvetleri ‘90’lı yılları hatırlatan yöntemlerle, Kürt halkına dönük pervasız bir terör dalgası başlatmış durumda. Bir ayı aşkın süredir, saldırılar peşpeşe yağıyor. Önce Temmuz ayı sonlarında, IŞİD’i bahane ederek Kandil’deki PKK kamplarına bombardıman başlatıldı, Rojava’nın bazı bölgeleri de bu bombardımandan nasibini aldı. Arkasından saldırılar artarak devam etti. …

Devamını oku

Demirel de eceliyle öldü!

Evren’in ardından yaklaşık bir ay kadar sonra Demirel de eceliyle öldü! O da Evren gibi “devlet töreni” ile uğurlandı. Tek farkla; Evren’in cenazesine günün burjuva siyasetçileri katılmazken, Demirel’in cenazesinde hepsi sıraya dizildi. Kılıçdaroğlu bile, Isparta’daki cenazeye yetişmek için koşturdu. Isparta-İslamköy’deki 58 bin metrekare olduğu söylenen (Anıtkabir’den sonraki en büyük) anıt mezara, hep birlikte yolcu ettiler. Bayraklar yarıya indi, 3 günlük …

Devamını oku

Parlamentarizm – 2: Bolşeviklerin parlamento deneyimi

Her tür revizyonist-reformist akım, parlamento düşkünlüğünü perdelemek ve devrimci-demokrat kesimleri yedeklemek için, varolan düzeni değiştirmek amacıyla parlamentoya girdiklerini iddia eder. Kendilerine karşı çıkan devrimci ve komünistleri ise, “sekterlik”le, “dönemin ruhuna ayak uyduramamak”la suçlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyledir. Günümüzde artık ML kavramları kullanmaktan da kaçınan, burjuva literatürle konuşup-yazan bu kesimler, kendi tabanında devrimci duyguları taşıyanları ve komünist ve …

Devamını oku

Türkiye’de “başkanlık sistemi” olmaz

Ülkemizde başkanlık sistemi, ortalama 5-10 yılda bir tartışmaya açılır, ama hiçbir zaman hayata geçirilmez. Çünkü Türkiye gibi ülkelerde, başkanlık sistemi hayata geçmez. Bunu önceki sayılarımızda da yazmıştık. Başkanlık sistemi, diğer detaylar bir yana, gücün tek elde toplanmasıyla tanımlanmaktadır. Bunu başarmak için, sözkonusu ülkede, iktidarın gerçek sahibi olan burjuvazinin kendi iç çelişkilerinin çok derin ve uzlaşmaz olmaması temel koşuldur. Mesela ABD’de …

Devamını oku