Son yıllarda tasfiyecilik ve reformizmin etkisiyle parlamentarist eğilimler güç kazanmış ve her ne olursa olsun seçimlere katılmak, bir partiyi veya adayı desteklemek zorunluymuş gibi ele alınmıştır. Seçim çalışması, bir parti ya da adayın desteklenmesine indirgenmiş, bunun dışındaki tutumlar “apolitik”likle damgalanmıştır. Yani politika yapmak, düzen sınırları içindeki mücadeleyle (onun da en dar hali seçimlerle) özdeşleşmiş ve adeta oraya hapsolunmuştur. Her şeyin …
Devamını okuEtiket arşivi
Ya açlık ve ölüm YA DİRENİŞ ve YAŞAM
Ekonomik kriz bütün şiddetiyle üzerimize yıkılmaya başladı. İşten çıkarmalar artık onbinlerle ifade ediliyor; enflasyon son 15 yılın zirvesine çıktı; işsizlik fonundan 11 milyar lira, yasalara aykırı biçimde kamu bankalarına dağıtıldı; ücretlerde ve kamu maaşlarında kesintiler sözkonusu; kitlesel açlık tehdidi ile karşı karşıyayız. Burjuvazi, krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek istiyor; hükümet de bunun için harekete geçmiş durumda. IMF’siz IMF programını …
Devamını okuKriz derinleşiyor, saldırılar artıyor KAVGAYA HAZIR OL!
Bir seçim oyunu daha sona erdi. “İlkinde yaşanan trajedinin, ikincisinde komediye dönüşmesi” gibi birbirinin tekrarı şeklinde cereyan eden seçimlerin en rezilini yaşadık. Bir simülasyon oyunu ile işi bitirdiler ve herkesin bunu “seçim sonuçları” olarak kabullenmesini istediler. Oyuna dahil olan tüm partiler de -önceki seçimlerde olduğu gibi- duruma boyuneğdi. Çünkü hepsi bu düzenin bir parçası! Hepsi kendisine verilen misyonu yerine getiriyor. …
Devamını okuYenilen ayağa kalk!
Bir seçim daha hayal kırıklığı ile sonlandı. Bu kez beklenti çok yükseklere çıktığından, düşüşün şiddeti ve tahribatı da ağır oldu. Halen onun şoku, yarattığı burukluk ve üzüntüsü devam ediyor… Kuşkusuz bu bir seçim yenilgisi, dünyanın sonu değil! Gerici-faşist blokun zaferi de, gerçek bir zafer değil! Herşeyin sanallaştığı dünyada, seçim sonuçları da artık sandıktan çıkmıyor! ‘Post Truth’ (gerçek ötesi) denilen yalan …
Devamını okuÇare sandıkta değil SOKAKTA!
Seçimlere doğru günler daraldıkça, her partinin vaatleri, adayları netleşiyor. Sadece düzen partileri değil, her siyasal akım bu seçimlerde nasıl bir tutum alacağını ortaya koymaya başladı. Bunlara dair elbette söyleyecek sözümüz olacak. Genel olarak burjuva parlamenter seçimlere, özelde 24 Haziran’da gerçekleşecek olan cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerine bakışımız biliniyor. Farklı siyasi akımların bu konudaki tutumlarını ele alırken de kendi görüşlerimizi bir kez …
Devamını okuUmut ve umutsuzluk üzerine
Daha önce birçok kavramın içi nasıl boşaltıldıysa, bugünlerde en çok umut ve umutsuzluk üzerinde oynanıyor. Seçimlerin gündeme gelmesiyle birlikte daha sık tekrarlanan ve farklı anlamlar yüklenen bir kavram oldu umut ve umutsuzluk… Öyle ki, bu koşullar altında seçimlere katılmayı doğru bulmamak, bunun AKP’yi ve yaptıklarını meşrulaştıracağını söylemek, “umutsuzluk” addediliyor. “Umut” ise, her ne olursa olsun seçimlere katılmak, dahası seçim güvenliği …
Devamını okuBaşkanlık sistemine karşı direnelim!
Başkanlık sistemini öngören anayasa teklifinin meclisteki oylaması başladı. İlk üç madde, “referandum sınırı” olan 330 oy barajını aştı. Sistemin biçimi, özündeki sömürüyü gizlemez. Emperyalist-kapitalist sistemin her biçimi, işçi ve emekçilerin sömürüsüne dayalıdır, farklı biçimler bu sömürünün özünü değiştirmez. Keza, faşizm, sadece “tek adam diktatörlüğü” döneminde değil, parlamenter sistem içinde de varlığını, baskısını ve vahşetini sürdürür. Ancak herşeye rağmen, “başkanlık sistemi” …
Devamını oku2016 1 Mayısı’nda KAZANAN DEVRİMCİ İRADEDİR!
Her 1 Mayıs önemlidir. Her biri ayrı mesajlar verir. Ve öncesi-sonrasıyla geriye izler bırakır. Elbette içlerinde bazıları daha fazla öne çıkar. Tarihsel bir önem kazanır. ’77 1 Mayıs’ı gibi, ’80 sonrası Taksim’in yeniden zorlandığı ’89 gibi… 2000’li yıllarda ise, 2004 Saraçhane bir dönüm noktasıdır. 2007 Taksim’e ilk adımdır. Ve 2010, Taksim’in yasal olarak da kazanılmasıdır. Üç yıllık yasal kutlamanın sonuncusunda …
Devamını oku1 Kasım seçimlerinin ardından…
Türkiye tarihinde bir ilk gerçekleşti ve 5 ay içinde iki kez “genel seçim” yapıldı. Bu belki dünyada bile görülmemiş bir olaydı. Ama bunu sadece AKP’ye bağlamak eksik ve yanlış olur. AKP’nin her tür keyfiyetine, dayatmasına boyuneğen muhalefet partilerinin de bunda payı vardır. Bu “başarı” hepsinindir. 1 Kasım seçimleri de bunun bir sonucudur. Şimdi yine elbirliği ile 1 Kasım seçimlerini kutsuyorlar! …
Devamını okuSeçimler çözüm değil TEK YOL DEVRİM!
Türkiye, yine bir seçim dönemine girdi. Daha 7 Haziran seçimlerinin üzerinden 4 ay geçmişken, bir kez daha seçim vaatleri, toplantıları, mitingleri ile karşı karşıya… Fakat bu kez kitlelerde ne bir umut ve beklenti yaratıyorlar, ne de bir heyecan ve coşku var. Aksine ardarda yapılan, fakat hiçbir değişiklik yaratmayan seçimlerden bir bıkkınlık geldi. Buna rağmen bir kez daha “AKP gitsin de…” …
Devamını oku