Yaşam karşısında kendimizi “güvende” hissetmemizi sağlayan alanlar vardır. Bunlar bir biçimde kazanmış olduğumuz haklar, oluşturulmuş statüler, belirlenmiş kurallardır. Gerek ikili ilişkilerde gerekse toplumla kurduğumuz bağlarda (iş, eğitim, kamusal mekanlar vb.) bu kuralları çiğnemediğimizde, statüleri bozmadığımızda, haklarımızı kullandığımızda bir sorun çıkmayacağını biliriz. Bize “güvenlik” duygusunu veren asıl unsur, ne yaptığımızda neyle karşılaşacağımızı bilmektir. Ancak son yıllarda giderek artan bir biçimde, bu …
Devamını okuEtiket arşivi
Baltimore’da siyah öfke
Nisan ayı, ABD’de siyahların yeniden sokaklara dökülerek yaşam haklarını savunduğu günlere tanıklık etti. 12 Nisan günü Baltimore’da 25 yaşındaki Freddie Gray, polis tarafından gözaltına alındı; bir hafta sonra hastanede omurilik zedelenmesi nedeniyle hayatını kaybetti. Gray’in gözaltına alınması, bir tanık tarafından cep telefonuna kaydedilmişti. Görüntülere göre, iki polis silahsız olan Gray’i kollarından sürükleyerek polis minibüsüne götürdüler. Minibüste polisten işkence gören ve …
Devamını okuAKP’nin saldırganlığı ile artan Faşizm tespitleri üzerine
Son aylarda AKP’nin artan baskı ve şiddet politikaları, faşizme dair tespitleri yeniden gündeme getirdi. AKP’nin polis yetkilerini arttıran yeni yasasıyla birlikte “faşizme çeyrek kaldı”, “faşizm yükseliyor”, “kara faşizm geliyor” türü çığlıklar aldı başını gitti ve bunlar gazete manşetlerini kapladı. Aslında AKP hükümetine dönük bu tür değerlendirmeler yeni değil. 2007’den sonra AKP’nin başta ordu olmak üzere devletin kurumlarından kendine karşı klikleri …
Devamını oku“Adalet yoksa barış da yok!”
ABD’nin Missouri eyaletinin St Louis kenti Ferguson semtinde, 9 Ağustos günü, polis yine siyah bir genci, nedensiz olarak öldürdü. Katledilen gencin adı Michael Brown’du. 18 yaşındaydı… Silahsızdı, ellerini havaya kaldırmıştı; ama onun teslim olması polisi durdurmamıştı. Michael, 6 kez vuruldu; 2 kere başından, 4 kere bedeninden… Michael’ın ölümü, siyahları sokağa döktü. Eylemin ana sloganı “eller yukarı, ateş etme!” oldu. Silahsız …
Devamını okuYÖK’e karşı birleşik mücadeleyi örgütleyelim!
YÖK’e karşı birleşik mücadeleyi örgütleyelim! Bu yılki 6 Kasım YÖK protestoları, her zamankinden daha büyük bir önem kazanmış durumda. Bunun birinci nedeni, Haziran ayaklanmasından sonraki ilk 6 Kasım olmasıdır. İkincisi, son yıllarda devletin üniversitelere dönük saldırılarında artan yoğunluktur. Üçüncüsü, bu saldırılar karşısında öğrenci gençliğin tepkilerine-eylemlerine, devletin şiddettinin ve baskılarının artmasıdır. En son ODTÜ”de …
Devamını okuODTÜ’de cemaatin “örgütlenme hakkı” üzerine..
ODTÜ’de masa açan cemaatçilere yönelik tavır, “demokrasi” ve “söz hakkı” kavramlarını yeniden tartışmaya açtı. Öncelikle yapılan eylemin biçimine ilişkin birkaç söz söyleyelim. Masa açan türbanlı cemaatçilere karşı, bırakalım şiddet uygulamayı, hiçbir fiziksel temasın gerçekleşmemesi; çeşitli spekülasyon ihtimalini gözeterek kızlardan oluşan bir grupla müdahale edilmesi; müdahalenin masada oturan cemaatçilerle tartışmayla sınırlandırılmayıp, çevreye ve geçenlere ajitasyon çekilmesi vb. yönleriyle oldukça iyi düşünülmüş, …
Devamını okuNeden Emekçi Kadınlar Günü?
Bugün artık giderek artan sayıda kesim, 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlamaktadır. Öyle ki, devrimci yapılar ve reformist partiler arasında bile, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” diyenlerin sayısı giderek azalmaktadır. Ve burada sorun salt “emekçi” kelimesinden ibaret bir sorun değildir. Kadının özgürleşme mücadelesine bakışla, kadını toplumsal olarak konumlandırmayla ilgili bir farklılaşma sözkonusudur. 8 Mart, kadının ezilmesinin nedeni olan kapitalizme karşı …
Devamını okuEmekçi kadının sahiplendiği KAVGA YENİLMEZ!
Kölelik, feodalizm, kapitalizm… Bütün sınıflı toplumlar kadını, yani toplumun yarısını yok saydı. Çünkü egemenler, kendi hegemonyalarına son verecek sınıfın yarısını etkisizleştirmek istiyorlardı. Bütün devrimlerde önce kadını vurdular bu yüzden… Onun sahiplendiği kavgadan iki kez korktular. 1857’de fabrikalarında yakılan 129 kadın işçinin mirasını yok etmeye çalıştılar. Fakat bu miras, yüzyıllar geçmesine rağmen değişmedi, kuşaktan kuşağa, ülkeden ülkeye yayıldı. “Tek göğüslü”, …
Devamını oku