“Uyan artık uykudan uyan” diye seslenir “enternasyonal” marşı. “Uyan esirler dünyası”! “Esirler dünyası” işçiler, köylüler, ezilen halklardır; yani emeğiyle-alınteriyle geçinenlerdir. Onların “esareti” sadece fiziksel sömürüyle sınırlı değildir ne yazık ki… Şairin dediği gibi “pranga”, yalnız ayaklara değil, bilinçlere de vurulmuştur. Köleliğin en ağır, en kahredici olanı, “gönüllü kölelik”tir. Egemenler daha rahat sömürebilmek için, bilinçleri dumura uğratmaya her daim özel bir …
Devamını okuEtiket arşivi
“Asgari ücret”in tarihi
“Asgari ücret”, kölelik döneminden kalma kriterler üzerinden şekillenen bir ücrettir. Köleci toplumda köle sahipleri, köleleri pervasızca çalıştırırdı; karşılığında gıda-giyim-barınma ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüydü. Tabi bu “yükümlülük” kelimesinden fazla bir beklentiye girmemek gerekiyor. Çıplak kalmayacak kadar giysi, başlarını örtecek kadar bir baraka, ölmeyecek kadar yiyecek… “Ölmeyecek kadar yiyecek”, sınıf mücadelesinin ilerleyişi içinde, kapitalist toplumda “ölmeyecek kadar ücret”e dönüştü. Köleliğin vahşi sömürüsü, kölelerin …
Devamını okuŞimdi “Fransızca konuşma” zamanı
Marksist literatürde “Fransızca konuşmak”, eylemin diliyle konuşmak demektir. Lenin’in ifadesiyle; “ayağa kaldırıcı sloganlarla kitlelerin doğrudan mücadelesini, enerjisini artırmak ve çapını genişletmek”tir. Bu tanım Fransa’nın tarihine atıfla yapılıyor. 1789 Devrimi’nden Paris Komünü’ne büyük dönüşümlere imza atması, radikal ve kesin sonuçlara götüren eylemlere sahne olması, “Fransızca konuşmak” diye bir terimi üretmiş. “Fransızca konuşmak” yükseliş dönemine geçildiğinin işaretidir aynı zamanda. Tersten “Almanca konuşmak” …
Devamını oku“Taşerona kadro” balonu patladı
AKP Hükümeti’nin aylardır yaygarasını yaptığı “taşerona kadro” sözü, 696 sayılı KHK ile yürürlüğe girdi. Böyle bir yasanın KHK ile yapılması, zaten başlı başına bir sorundu. Taşeron işçilik gibi sayıları 1,5 milyona ulaşan, aileleriyle birlikte yaklaşık 5 milyon insanı doğrudan ilgilendiren bir konuyu, tüm halktan gizlediler. Göstermelik de olsa sendikaların görüşünü almadılar, çoğunluğu oluşturdukları halde meclise getirmediler. Buralarda tartışılmasına bile tahammülleri …
Devamını okuBu daha başlangıç DAHA FAZLA HAZİRAN!
Bundan üç yıl önce Gezi Parkı’nın yerine AVM yapılması için ağaçların kesilmesiyle başlayan direniş, polisin vahşi saldırısı ile büyük bir öfke patlamasına, ardından tüm ülkeyi saran bir halk ayaklanmasına dönüşmüştü. Esasında AKP hükümetinin dayatmalarına, artan polis terörüne, vahşi kapitalizmin yarattığı sonuçlara karşı biriken tepkinin patlamasıydı bu. Ve yaklaşık 20 gün boyunca, polisin azgınca saldırılarına büyük bir cüretle meydan okunmuş, korku …
Devamını oku