Bu öğretim yılı mücadelemiz zorlu geçecek!

ogrenci-eylem

Biz öğrencilere, sistem tarafından, temel eğitimden uzak, bilim, sanat, kültürden nasibini almamış bir eğitim sitemi dayatılmıştır. Okullar ticarethaneye, öğrenciler sermayeye dönmüş vaziyette. Veliler de bu kirli çakın içine çekilmeye mecbur bırakılmıştır. “Cebindeki parana göre eğitim” polittikasıyla, hem bizler, hem de emekçi anne babamız sistem tarafından çaresiz bırakılıyor.

Okullarda yarım yamalak verilen eğitim sistemine kurban ediliyoruz. Ama bununla da yetinmiyorlar. Devletten ‘bağımsız’ süsü verilen, aslında devlet ile işbirliği içinde olan dersahaneler de, öğrencilere üniversite vaatleri vererek emekçi anne-babamızın cebindeki son kuruşları sömürmek peşinde.

Ayrıca dershanelerde uygulanan “kişiye özel eğitim sistemi” yoluyla, zengin öğrencilere özel sınıflarda daha iyi öğretmen kadrosu ile eğitim verilmektedir. Böylece esasında sistemden kaynağını alan zengin-yoksul eşitsizliği dersanelere de bu şekilde yansımış durumda.

Şimdi de devletin, “dershaneleri kaldıracağız” demagojisiyle karşı karşıyayız. Tabi ki bu da devletin “parana göre eğitim politikası”nın bir ürünü. İşbirlikçi AKP Hükümeti, okulları iyileştirmek yerine, emperyalistlerle birlikte karlarına kar katıp, ceplerine para doldurmanın bir yolu olan kolejleri teşvik ediyor.

Okullarda öğrencilerden her Eylül ayında, fotokopi parası, klima parası, boya parası, vs. denilerek toplanmaya başlanan haraçlarla, yıllardır emekçi anne-babamızın alınteri sömürülüyor. Bu uygulamalara boyun eğmek istemeyen öğrenciler, öğretmenlerin en büyük silahı olan sözlü notunu düşürme, disiplin cezaları, okuldan atılma gibi tehdidlerine maruz kalıyorlar. Amaçları hakkını aramak isteyen öğrencilerin gözlerini korkutup onların direnişini kırmak ve faşist yaptırımlar önünde baş eğdirmek!

Oysa kendi anayasalarında 2. Maddede “eğitimin parasız”dır deniyor. Halkı kandırmak için eğitimin parasız olmasını anayasal hak haline getirmek zorunda kalan işbirlikçi burjuvazi, kendi anayasasını çiğnemektedir. Sonra da bizlerden “yasalara saygılı olmamız” beklenmektedir. Oysa bizlerden bıktırırcasına sürekli topladıkları paralar bile, eğitimin paralı olduğunu göstermektedir.

Şimdi de AKP hükümeti, T.E.O.G sistemini dayatmaktadır. TEOG ile her yüzdelik dilime 2400 öğrenci daha fazla girmiş ve bu yıl okul puanları yükseltilerek öğrenciler daha alt tercihlere yerleştirilmiştir. Geçen yıl 600-700 bin öğrencinin tercih yaptığı sisteme, özel okullara gidecek olanlar ayrıştırılmadığı için, bu yıl, 1 milyon 291 bin 851 adayın tamamı dâhil edilmiş ve tam bir karmaşa yaşanmasına yol açılmıştır.

Her sene velilerimizin başarılı olmamız umuduyla cebindeki son kuruşlarını verek gönderdikleri dershanelere, TEOG sistemiyle, puanları yüksek olmasına rağmen seviyesinin altındaki kötü okullara yerleşmek zorunda kalan çok sayıda arkadaşımız olmuştur. Böylece velilerin umutları, öğrencilerin de emekleri ve hayalleri boşa çıkmıştır. Bu yıl tercih yapamayan 134 bin öğrencinin 94 bini meslek, 40 bini imam hatip liselerine otomatik olarak yerleştirildi. İmam hatip liselerine yerleştirilen öğrenciler arasında 1000’den fazla gayrimüslim öğrenci bulunmaktadır. AKP hükümetinin müslümanlaştırma ve inançları yok sayan politikası, faşist yollarla, zorla dayatılmaktadır. Okullarda öğrencilere zorunlu din dersi dayatması da buna bir örnektir.

Ayrıca MEB’in tercih yapamayan öğrencileri, evlerine yakın okullara değil de 100 km uzaklıktaki okullara yerleştirmesi, biz öğrecileri ve ailelerimizi zora sokuyor. Hem ulaşım ve servis paralarının çok pahalı olması hem de zamanımızın çoğunun yollarda geçmesine yol açan bu uygulama da, eğitimin ne halde olduğunu gösteriyor. Üstelik nakil işlemleri sırasında ve öğrencilerin tercih sırası ve önündeki sayının gizli tutulması, öğrenciler arasında ayrımcılığı körükleyecek bir yol izleyeceklerini gösteriyor.

Öte yandan, AKP hükümetinin, varolan okul müdürlerini görevden alıp, yerlerine işbirlikçi sendikalara bağlı olan müdürleri ataması da, okullarda her türlü gerici-faşist uygulamanın engelsiz yürütülmesi içindir.

4+4+4 eğitim sisteminin doğurduğu uygulamalarının sonucu olarak, biz öğrenciler ve ailelerimizle oyun oynamaktadırlar. 4+4+4 eğitim sistemi ile liseler üzerinde, AKP hükümetinin planları çok kapsamlıdır ve bizi de zorlu mücadele günleri beklemektedir. Tüm bu planları parçalamanın yolu da örgütlenmek ve baş kaldırmaktan geçmektedir. Talep ve sorunlarımızı çözmek için Öğrenci Birlikleri’nde bir araya gelmeli ve gücümüze güç katmalıyız. O zaman hiçbir gücün bize anti demokratik uygulamaları dayatamayacağını göreceğiz.

                                             Adana Öğrenci Birliği okuru

 

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …