Bu yıl 8 Mart, depremin bir katliama dönüştüğü dönemde kutlanacak. Kapitalizm, genel olarak her doğa olayını bir felakete dönüştüren zemini yarattı. Doymak bilmez kar hırsıyla doğanın dengesini bozması, bunun temel nedenidir. Türkiye gibi geri-kapitalist ülkelerde ise, sömürü ve talan düzeni çok daha pervasız, hoyrat biçimde gerçekleşti, gerçekleşiyor. Özellikle AKP döneminde bunu en somut haliyle yaşıyoruz. Son yıllarda yangın, sel, deprem, …
Devamını okuSiyasal
8 Mart sınıfsaldır, devrimcidir!
8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günüdür. “Emekçi” vurgusu basit bir fark değildir. Kadının özgürleşme mücadelesine bakışla, toplumsal konumlanmasıyla ilgilidir. Sadece “kadın”a-kadın sorununa bakışın değil, sınıflar mücadelesini ele alışın somut bir ifadesidir. 8 Mart’ın ortaya çıkışı ve dünya devrim hareketine kazandırılma süreci, bunu net biçimde ortaya koymaktadır. 8 Mart’ın tarihçesi Kapitalizmin yeni geliştiği 1800’lü yıllarda Amerika’da sömürü had safhadadır. Newyork’da …
Devamını okuTESLİM ALINAMAYAN, DİZ ÇÖKTÜRÜLEMEYEN BİZİM REMZİ BASALAK
“Devrim Kartalı Remzi Basalak” kitabına dair, Sibel Özbudun ve Temel Demirer’in yazdığı yazıyı yayınlıyor, kendilerine teşekkür ediyoruz. * * * TESLİM ALINAMAYAN, DİZ ÇÖKTÜRÜLEMEYEN BİZİM REMZİ BASALAK SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER “İnsanın büyüklüğü yaptıklarından gelir, söylediklerinden değil!”[1] Cemal Süreya’nın, “Şelaleye/ Düşmüştür/ Zeytinin dalı;/ Celaliyim/ Celalisin/ Celali,” şiirindeki geleneğin takipçisi/ taşıyıcısıydı… José Martí’nin, “Pencereden dışarıya baktığınızda/ güneşi engellemiyorsa gökyüzü sizden,/ Onursuzluğun …
Devamını oku“Deprem değil KATLİAM!” yazılı afişler yapıldı
Depremde devletin sorumluluğunu teşhir etmek için “Deprem değil katliam! Unutma ey halkım! UNUTMA! AFFETME!” yazılı, PDD imzalı afişler merkezi yerlere ve emekçi semtlere yapıldı. Ayrıca, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve 12 Mart Gazi Direnişi ile ilgili afişler merkezi yerlere ve emekçi semtlere yapıldı.
Devamını okuYapı yükseliyor…
Hatay’da deprem sonrasında “Antakya’yı terk etmiyoruz!” diyen depremzedeler için konteyner inşasına başladık. Başlangıç olarak Defne’de 4, Antakya’da iki adet konteyner inşa ediyoruz.
Devamını okuİşçiler can derdinde, patronlar kar peşinde!
İşçi ve emekçiler, daha bir gün önce fabrikalarda, işletmelerde, tarlalarda hayatı yaratmak için çalışırken, 6 Şubat gecesi büyük bir depremin enkazı altında kaldılar. Evleri, mahalleleri, işyerleri yerle bir oldu; enkazdan hafif yaralı va sağ kurtulanlar, enkaz altında kalan yakınlarını kurtarmaya çalıştı. Depremzelere ilk ulaşan, devrimci demokrat kurumlar ve duyarlı kişiler oldu. Devlet ortada yoktu. İşçi ve emekçiler, kendi elleriyle yakınlarını …
Devamını okuDepremzedelere konteyner inşa ediyoruz
Antakya’da depremde evini kaybedenler için gönüllü çalışma ile konteyner inşa ediyoruz. Antakya’da depremin hemen ardından, önemli bir göç hareketi başladı. İlk depremde evini kaybedenler için, deprem sonrasında “hayatta kalma savaşı”, çok çetin, çok zorlu bir hal almıştı. Köylerde, geniş mahallelerde yaşayanlar, kalabalık aile dayanışma içinde sorunlarına çözüm bulmaya çalıştılar. Armutlu gibi kalabalık, yüksek binalı, dar sokaklı mahallelerde ise hem yıkım …
Devamını okuDevrimci kurumlar Hatay’da yaşamı kuruyor
6 Şubat’taki depremin hemen ardından Hatay’da ilk refleksi gösteren devrimci kurumlar çalışmalarına devam ediyor. Kaldıraç, TKP, TİP, TÖP, HDP-HDK bileşenleri, Halkevleri, TTB ve TMMOB, Defne ve Antakya’da kurdukları çadırlarla, yaşam merkezleriyle depremzedelerin barınma, beslenme, giyim ve sağlık hizmetlerini karşılamaya çalışıyor. Proleter Devrimci Duruş, Partizan, BDSP, Mücadele Birliği, Halkın Gücü Komiteleri (Halk Cephesi), İnşaat İşçileri Sendikası, Umut-Sen, KESK ise hem merkezde …
Devamını oku“Devlet yoktu ama terörist diye bellediğimiz kurumlar vardı”
Hatay’da devlet hastanesi, okullar, belediye binası, tarihi camiler, yollar, havalimanı vb. birçok yer yıkılmış ya da hasar görmüştü. Devletin binaları, enkaz altındaydı. Evleri yıkılmamış olanlar bile, oluşan çatlaklardan ya da devam eden artçı sarsıntılardan dolayı evlerine girmeye korkuyor. Ekinci Mahallesi’ne gittiğimizde insanların birçoğu, geçimlerini sağlamak için oluşturdukları seralarda yatıyor-kalkıyorlardı. Büyük seralarda 100-150 arası insan kalıyor. Kendilerince çözüm bulmuş olsalar da, …
Devamını oku“Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerden”
Hatay için üçüncü kez yola çıktık. İnsan dayanışmaya giderken hüzün dolu olur mu? Kalbi dayanışma için atarken, acı içinde kıvranır mı? Yıkılmış bir şehrin insanlarıyla konuşmaya, onların yaşadıklarını görmeye zor dayanıyoruz. Dayanışmaya gidiyoruz ama kendimizi yetersiz hissediyoruz. Eksik kalıyoruz çünkü. Yerle bir olmuş şehrin neresine, onbinlerce depremzedenin kaçına yetişebileceğiz!… Yollar daha sakin, şehir küsmüş gibi sessizliğe bürünmüş. İnsanlar artık durumu kabullenmiş …
Devamını oku