Rojava devrimi son günlerde, yeniden tartışılmaya başlandı. Tekirdağ’da Grup Yorum’un bir söyleşi esnasında “Rojava’yı devrim olarak görmüyoruz” sözleri üzerine, bir kez daha Rojava’da yaşananların devrim olup olmadığı tartışılıyor. (*) Üzerinde en fazla kargaşa yaratılan kavramların başında ne yazık ki “devrim” gelmektedir. Bir yandan burjuvazi, bir yandan reformistler, “devrim” sözcüğünü öylesine sık kullanmışlar ve içini boşaltmışlardır ki, neye “devrim” denip denmeyeceği …
Devamını okuEtiket arşivi
Atılım’ın feminizm koşusu
Atılım dergisi, feminizm kulvarında dizginsiz koşuyor. Yola çıkarken amaçları parti içinde kadının konumunu güçlendirmekti. Bugün ise artık doğrudan bir rol değişimi istiyorlar. Erkek egemen toplumda erkeklerin kadınları ezmesine karşı mücadele etmekten çıkıp, kadın egemen bir düzen, kadınların erkekleri ezdiği bir ilişki sistemi hedefleniyor. “Eşitlik” talebiyle başladıkları yolda, “egemenlik ilişkisinin değiştirilmesi” talebine varmış durumdalar. Mücadele ML bir bakışla ele alınıp, doğru …
Devamını okuİsviçre’de panel
Nevin Berktaş, İsviçre’nin Basel kentinde “Sınıf Mücadelesi ve Kadın” konulu söyleşiye katıldı. Gökkuşağı Derneği’nin daveti üzerine Basel’e giden Nevin Berktaş, Yediveren Yayınlarının yayımladığı “Feminizm mi Sosyalizm mi” kitabının da tanıtımını yaptı. 4 Mart 2015 tarihinde Gökkuşağı Derneği’nde yapılan söyleşide, kadının sınıf mücadelesi içerisinde özgürleşmesi üzerinde durdu. Söyleşi, dinleyenlerin aktif katılımı ile canlı bir ortamda geçti.
Devamını okuSavaş ve kadın
“Savaş en çok kadın ve çocukları vurdu” sözünü, son günlerde daha sık duymaya başladık. En başta Suriye’den sınırlarımıza akın eden göç dalgasında, en fazla kadın ve çocukları görüyoruz. Üstleri-başları dağılmış, ayakları yalın ve acının donuklaştırdığı gözleriyle… Yerlerinden-yurtlarından edilmiş bu insanlar, sığındıkları ülkede de büyük zorluklar yaşamaya devam ediyor. Ya mülteci kamplarında yarı-aç ve perişan bir yaşama mahkum oluyorlar, ya da …
Devamını okuSeçimler ve kadın
Her seçim döneminde burjuva kadın dernekleri, tüm düzen partilerine “daha fazla kadın aday” çağrısı yapar ve bunu çarpıcı reklamlarla duyururlar. Bu kez de öyle oldu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin fotoğraflarının üzerlerine çarpı çekilerek, “daha fazla kadın aday” göstermeleri istendi. Her ne kadar bazı yerlerde “önseçim” ya da “yoklama” denilse de, son söz parti liderlerinden çıkıyordu ne de olsa. Esasında bu …
Devamını okuÖğrenci evlerinin penceresi…
Başbakan yine konuştu! Bu defa konu öğrenci evleri. Devletin artık öğrenci evlerinin içini de kontrol edeceğini, “nizamı-ı alem”e aykırı bir durum varsa müdahale edeceklerini söyledi. Devlet, öğrenciler için temiz, sağlıklı ve ucuz yurt olanakları sağlamakla uğraşmıyor; diğer taraftan, öğrenci evlerinin penceresinden içeri baktığında, evlerin pahalı, sefil ve sağlıksız koşullarını değil, içinde kızlarla erkeklerin birlikte kaldığını görüyor sadece. Ve buna müdahale …
Devamını okuNeden Emekçi Kadınlar Günü?
Bugün artık giderek artan sayıda kesim, 8 Mart’ı “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlamaktadır. Öyle ki, devrimci yapılar ve reformist partiler arasında bile, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” diyenlerin sayısı giderek azalmaktadır. Ve burada sorun salt “emekçi” kelimesinden ibaret bir sorun değildir. Kadının özgürleşme mücadelesine bakışla, kadını toplumsal olarak konumlandırmayla ilgili bir farklılaşma sözkonusudur. 8 Mart, kadının ezilmesinin nedeni olan kapitalizme karşı …
Devamını okuEmekçi kadının sahiplendiği KAVGA YENİLMEZ!
Kölelik, feodalizm, kapitalizm… Bütün sınıflı toplumlar kadını, yani toplumun yarısını yok saydı. Çünkü egemenler, kendi hegemonyalarına son verecek sınıfın yarısını etkisizleştirmek istiyorlardı. Bütün devrimlerde önce kadını vurdular bu yüzden… Onun sahiplendiği kavgadan iki kez korktular. 1857’de fabrikalarında yakılan 129 kadın işçinin mirasını yok etmeye çalıştılar. Fakat bu miras, yüzyıllar geçmesine rağmen değişmedi, kuşaktan kuşağa, ülkeden ülkeye yayıldı. “Tek göğüslü”, …
Devamını okuSakine’nin yaşamı, Kürt halkının özgürlük mücadelesidir
“Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder” Kızılderili Atasözü Dört duvar arasına hapsedilmek, komünist ve devrimciler için her zaman önlerine çıkabilecek yeni bir mücadele alanıdır. Kimisi bu alanda kötü bir sınav verir ve mücadele azminde gedikler açılır, ya da büsbütün kırılır, yıkılır gider. Kimisi de, aksine daha kararlı ve bilenmiş olarak bu alanı, karşı silaha dönüştürüp …
Devamını oku