Kılıçdaroğlu’nun “bizim de hatalarımız oldu, üzdüğümüz-kırdığımız kesimlerle helalleşme yolculuğuna çıkacağım” mealindeki konuşması, helalleşme-hesaplaşma tartışmasını beraberinde getirdi. Bu konuşmasından dolayı Kılıçdaroğlu’nu kutlayanlar bile oldu. Karşı çıkanlar ise kendi içinde farklılaştı. “Helalleşme”nin dini bir kavram olmasından hareketle “dili”ni eleştirenlerden, “CHP’yi hatalı göstermeye hakkı olmadığı”nı ileri sürenlere kadar, her kesim kendi siyasi duruşuna göre yorumlarda bulundu. İçlerinde devrimcilerin de bulunduğu önemli bir kesim …
Devamını okuEtiket arşivi
Davamıza, halkımıza, kendimize güvenelim! BİZ KAZANACAĞIZ! DEVRİM KAZANACAK!
Korona günlerinde 1 Mayıs’ı kutladık. Devletin sokağa çıkma yasağına, işbirlikçi-uzlaşmacı sendikaların protokol sınırına, reformizmin evlere hapsetme çabasına rağmen, 1 Mayıs yine sokakta, meydanlarda, işçi havzalarında, emekçi semtlerde kutlandı. “Her koşul altında 1 Mayıs kutlanmalı” dedik ve başardık. 1 Mayıs, sadece işçi ve emekçilerin değil, ezilen-sömürülen tüm kesimlerin sahiplendiği bir gündü ve yüzyılı aşkın süredir -koşullar her ne olursa olsun- kutlamışlardı. …
Devamını okuÖDP’den Sol Parti’ye…
ÖDP, 21 Aralık’ta Olağanüstü Kongre’ye giderek ismini “Sol Parti” olarak değiştirdi. Bu değişikliğin isimle sınırlı kalmayacağını, önümüzdeki aylarda tüzük ve program değişikliğine gideceklerini duyurdular. Ve bir kez daha birlik çağrılarıyla işe başladılar. Elbette bu değişikliğin hangi ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktığı meselenin bam telini oluşturuyor. Üstelik bu değişiklik, “olağanüstü” bir kongre ile yapılıyorsa… Yani bir şeye yetişme-yetiştirme çabası görülüyorsa… ÖDP …
Devamını okuDevrimci-demokrat adaylar üzerine…
Son yıllarda tasfiyecilik ve reformizmin etkisiyle parlamentarist eğilimler güç kazanmış ve her ne olursa olsun seçimlere katılmak, bir partiyi veya adayı desteklemek zorunluymuş gibi ele alınmıştır. Seçim çalışması, bir parti ya da adayın desteklenmesine indirgenmiş, bunun dışındaki tutumlar “apolitik”likle damgalanmıştır. Yani politika yapmak, düzen sınırları içindeki mücadeleyle (onun da en dar hali seçimlerle) özdeşleşmiş ve adeta oraya hapsolunmuştur. Her şeyin …
Devamını okuYerel seçimler yaklaşırken…
Yerel seçimlerin tarihi yaklaştıkça, siyasi partilerin seçim hazırlıkları da yoğunlaştı. Başta büyükşehirler olmak üzere adaylar önemli oranda belirlenmiş durumda. Eskilerin deyimiyle “seçim sathı mahali”ne girilmiş oldu. Esasında bu “mahal”den bir türlü çıkılamıyor. AKP dönemi kadar sandığın bu kadar sık kurulduğu bir dönem olmamıştır herhalde. Yılda iki kere seçim yapıldığı bile oldu. Ne kadar anti-demokratik uygulama, ne kadar keyfiyet, yasa tanımazlık …
Devamını oku“Tek adam rejimi” FAŞİZMDİR- 3
Önceki bölümde, egemen sınıfların “olağanüstü yönetim biçimleri”ne neden ihtiyaç duyduğunu ortaya koyduktan sonra, bunun tarihteki örneklerini (Sezarizm, Bonapartizm) ve bunlar arasındaki farkları sergilemiştik. Kapitalizmin emperyalizm aşamasıyla birlikte “olağanüstü yönetim” biçimi olarak faşizm öne çıktı. Bir başka ifadeyle burjuvazinin sıkıştığı noktalarda başvurduğu yönetim tarzı, faşizm oldu. O, Lenin’in tanımladığı şekliyle “emperyalizm ve proleter devrimler çağı”nın ürünüdür. Yani önceki dönemlerden -niteliksel olarak …
Devamını okuYa açlık ve ölüm YA DİRENİŞ ve YAŞAM
Ekonomik kriz bütün şiddetiyle üzerimize yıkılmaya başladı. İşten çıkarmalar artık onbinlerle ifade ediliyor; enflasyon son 15 yılın zirvesine çıktı; işsizlik fonundan 11 milyar lira, yasalara aykırı biçimde kamu bankalarına dağıtıldı; ücretlerde ve kamu maaşlarında kesintiler sözkonusu; kitlesel açlık tehdidi ile karşı karşıyayız. Burjuvazi, krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek istiyor; hükümet de bunun için harekete geçmiş durumda. IMF’siz IMF programını …
Devamını oku“Tek adam rejimi” FAŞİZMDİR- 2
Geçen sayımızda 24 Haziran seçimlerinin ardından resmen yürürlüğe giren “yeni sistem”in nasıl bir şey olduğu-olacağı üzerine ortaya atılan tezlere değinmiştik. “Saray rejimi”, “ikinci Cumhuriyet”, “Erdoğanizm” gibi tanımların, Erdoğan’a ve “yeni sistem”e gereğinden fazla anlamlar yüklediği; bir “sistem” olup olmadığı bile tartışmalı, geleceği belirsiz bir dönem için, erken ve abartılı tahliller olduğunu belirtmiştik. Fakat bu tanımların asıl sıkıntısı, sınıfsal-siyasal analizden yoksun …
Devamını okuHer koşul altında DEVRİMCİ DURUŞ
Dergimiz “Proleter DEVRİMCİ DURUŞ” (PDD) 20 yaşında! 1998 Haziran ayında ilk sayısı ile yayın hayatına başladı. Ve 20 yıldır kesintisiz biçimde hayatını sürdürüyor. Bu süre boyunca birçok engelle, yasakla ve baskınla karşılaştı. 20. yılına da böyle giriyor… Yazıişleri Müdürü halen hapiste. Çalışanları hakkında açılan davalar sürüyor. Okurları defalarca gözaltına alındı, işkenceye uğradı, tutuklandı. Dergide yeralan yazılar hakkında sayısız davalar açıldı, …
Devamını okuÇare sandıkta değil SOKAKTA!
Seçimlere doğru günler daraldıkça, her partinin vaatleri, adayları netleşiyor. Sadece düzen partileri değil, her siyasal akım bu seçimlerde nasıl bir tutum alacağını ortaya koymaya başladı. Bunlara dair elbette söyleyecek sözümüz olacak. Genel olarak burjuva parlamenter seçimlere, özelde 24 Haziran’da gerçekleşecek olan cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerine bakışımız biliniyor. Farklı siyasi akımların bu konudaki tutumlarını ele alırken de kendi görüşlerimizi bir kez …
Devamını oku