Etiket arşivi

2024 1 Mayısı yaklaşırken, bugün tüm dünyada emperyalist kapitalizm, işçi ve emekçilere, ezilenlere, halklara savaş politikalarıyla ölmeyi ve daha fazla sömürülmeyi dayatıyor. Sermayedarlar her geçen gün servetlerine servet katarken, diğer kutupta sefalet birikiyor. Bu uçuruma karşı tüm dünyada ezilenler, büyük oranda örgütsüz bir biçimde de olsa direnişi sürdürüyor. Bu direnişler, umudu, rotasıtı arıyor. İşte 1 Mayıs, bu iki dünyanın, bu …

Türkiye, bir seçimi daha geride bıraktı. AKP’li yıllar seçimlerle geçti. Seçimlerin tek başına demokrasiyi geliştirmediği, aksine diktatörlüğü pekiştirici bir rol oynadığı en net bu dönemde görüldü. Bütün diktatörler gibi Erdoğan da kendi yönetimini seçimlerle meşrulaştırmaya çalıştı. Her tür hile, entrika, manipülasyonla seçimleri kazandı. Elbette bunun da bir sonu gelecekti. 2024 yerel seçimleri, bu “son”un başlangıcıdır. AKP, yıllar sonra ilk kez …

Kapitalizm ortaya çıktığı andan itibaren işçiler, günde 16 saati aşan sürelerle çalışmaya zorlandı. İşçiler de çalışma sürelerinin kısaltılması talebiyle birçok eylem yaptılar. “8 saatlik işgünü” kavramı, ilk kez 1817 yılında İngiltere’de, ütopik sosyalist Robert Owen tarafından dile getirildi. Owen’in, “8 saat çalışma, 8 saat eğlence ve 8 saat dinlenme” şeklinde oluşturduğu formül, hızla yaygınlaşıp bir slogana dönüştü. Hatta şarkısı bile …

İşçi Emekçi Birliği, 6 Nisan’da yaptığı açıklamayla 1 Mayıs 2023 çalışmalarına başladığını duyurdu. Mecidiyeköy Cevahir AVM önünde saat 18’de toplanan birlik bileşenleri, “Emeğimiz, özgürlüğümüz, geleceğimiz için Haydi 1 Mayıs’a” pankartının arkasında, flamaları ve dövizleriyle eyleme katıldılar. “Yaşasın 1 Mayıs! Bıji Yek Gulan”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği”, “Taksim 1 Mayıs alanıdır”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganlarıyla …

1 Mayıs Platformu, 1 Mayıs’a ilişkin ortak değerlendirmesini yayınladı. Aşağıda değerlendirme metninin tamamını yayınlıyoruz.   Bizler 1 Mayıs Platformu adıyla biraraya gelen örgütler olarak, 9 Nisan’da Kadıköy’de bir deklarasyon ile 2021 1 Mayıs’ını; ekonomik kriz ve salgın ikilemiyle boğulmak istenen işçilerin, emekçilerin direnişleriyle, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle öldürülmeleri salık verilen meydanları kuşatan kadınların iradesiyle, Boğaziçi Direnişi’yle başlayıp seslerini tüm memlekete yayan …

Tüm dünya ve ülkemiz, 2020 1 Mayısı’na koronavirüs salgını ile giriyor. Antartika dışında salgın tüm kıtaları sarmış durumda. Hemen her ülkede karantina uygulanıyor, sokağa çıkma yasakları konuyor, çeşitli kısıtlamalar getiriliyor. Başta ekonomik kriz olmak üzere birçok sorun altında kıvranan burjuvazi, salgını fırsata çevirmeye çalışıyor. İnsanlar can derdine düşmüş iken, onlar kar peşindeler. Salgın bahanesiyle kolayca işçi çıkarıyor, ya da “ücretsiz …

1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak ve o hedefle çalışmak, bir yandan devletin faşist kuşatmasını, bir yandan da tasfiyeciliğin sağ kuşatmasını yarmak ve devrimci bir ses çıkarmak coşku verici oluyor. Gerek kendi tarihimiz gerekse 1 Mayıs tarihi, zorlukları aşa aşa kazanımların elde edildiğini kanıtlamıştır aslında. Bunu görmek istemeyenlere inat 1 Mayıs’ın yerinin Taksim olduğunu sağır kulaklara haykırmak, kör gözlere göstermek bir avuç …

Bu yıl 1 Mayıs birçok şehirde yaygın ve kitlesel bir şekilde gerçekleşti. Sadece metropollerde ve illerde değil, birçok ilçede de 1 Mayıs kutlamaları oldu. Buna karşın Urfa’daki 1 Mayıs mitingi için yola çıkan işçilerin trafik kazası sonucu ölümü, derin bir üzüntüye yol açtı. İş cinayetlerinde ortalama günde 5 işçinin öldüğü ülkemizde, 1 Mayıs günü de 5 işçi trafik kazasında, iki …

Kapitalizm ortaya çıktığı andan itibaren işçileri (çocuk işçiler dahil) günde 16 saati aşan sürelerle çalıştırdı. İşçiler de çalışma sürelerinin kısaltılması talebiyle birçok eylem yaptılar. “8 saatlik işgünü” kavramı, ilk kez 1817 yılında İngiltere’de, ütopik sosyalist Robert Owen tarafından dile getirilmiştir. Owen’in, “8 saat çalışma, 8 saat eğlence ve 8 saat dinlenme” şeklinde oluşturduğu formül, hızla yaygınlaşıp bir slogana dönüşür. Hatta …

“Birlik, mücadele ve dayanışma günü” 1 Mayıs yaklaşıyor. Ne var ki, 1 Mayıs’a yine savaş ortamında giriyoruz. OHAL adı altında artan baskılar ve ağır çalışma koşulları ile giriyoruz.   SAVAŞA HAYIR! Emperyalistler, pazar alanlarını genişletmek için birbirleriyle paylaşım savaşı veriyorlar. Ama her yerde savaşın yükünü ezilen halklar, işçi ve emekçiler çekiyor.  Bir yandan “vatan savaşı” demagojisiyle işçi-emekçi çocukları can veriyor; …