Günümüzden 175 yıl önce yayınlanan “Komünist Manifesto” şu sözlerle noktalanıyor: “İşçilerin zincirlerinden başka kaybedecekleri birşeyleri yoktur, ama kazanacakları koskoca bir dünya vardır! Bütün ülkelerin işçileri birleşiniz!” İşçi sınıfının ustaları Marks ve Engels tarafından kaleme alınan bu eser, işçi sınıfı partisinin ilk programı niteliğindedir aynı zamanda. Sadece yazıldığı dönemin sorunlarını ve çözüm yollarını ortaya koymakla kalmaz; çağını aşan, eskimeyecek temel ilkeleri …
Devamını okuBaşyazı
Emperyalist savaşa hayır! KENDİ DAVAMIZ İÇİN DÖVÜŞELİM!
Rus ordusunun Ukrayna’ya girmesiyle birlikte savaşın alevleri Avrupa’yı da sardı. 2000’lerin başından itibaren asıl olarak Ortadoğu’da hüküm süren emperyalist savaş, giderek yayılıyor. Avrupa, ikinci emperyalist savaştan sonra ilk kez savaş gerçeğiyle karşı karşıya… Ve AB emperyalistleri birbiri ardına savaşı kınayan, Rusya’ya yaptırımları sıralayan açıklamalar yapıyorlar. Sanki on yıllardır ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da Suriye’de yaptığı savaş değilmiş gibi… Ortadoğu’daki savaşa ortak …
Devamını okuBizleri kurtaracak olan KENDİ KOLLARIMIZDIR!
“Uyan artık uykudan uyan” diye seslenir “enternasyonal” marşı. “Uyan esirler dünyası”! “Esirler dünyası” işçiler, köylüler, ezilen halklardır; yani emeğiyle-alınteriyle geçinenlerdir. Onların “esareti” sadece fiziksel sömürüyle sınırlı değildir ne yazık ki… Şairin dediği gibi “pranga”, yalnız ayaklara değil, bilinçlere de vurulmuştur. Köleliğin en ağır, en kahredici olanı, “gönüllü kölelik”tir. Egemenler daha rahat sömürebilmek için, bilinçleri dumura uğratmaya her daim özel bir …
Devamını oku“Asgari yaşam” dayatmasını reddedelim! YAŞAM HAKKIMIZ MÜCADELE GÜCÜMÜZ KADARDIR!
Ekonomik kriz her geçen gün işçi ve emekçilerin yaşamını daha zorlu hale getiriyor. Kasım ayının başlarında dolar 10 TL’yi gördü. Benzin-mazot sürekli artıyor. Buna bağlı olarak temel gıda maddeleri başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Hemen her şey, en az iki kat artmış durumda. “Asgari ücret” görüşmeleri, tam da böyle bir dönemde başladı. “İşçiyi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” …
Devamını okuYangın, sel, salgın… YA ÖLÜM YA DEVRİM!
Yıllardır yaz ayları orman yangınlarıyla, su baskınları ve sellerle geçiyor. Devletin yetkilileri de buna “kader” diyor! Yağmurlar mevsim normallerinin çok üzerinde yağmış da, sıcaklar son 50 yılın en üst seviyesine çıkmış da, halk dere yataklarına ev yapmış da… Suçlu hep doğa ve halk!.. Buralara binaları-köprüleri diken inşaat şirketlerinin, doğayı talan eden maden tekellerinin ve bunlara izin verenlerin hiç suçu yok! …
Devamını okuSefalet ekenler öfke biçerler!
Büyük Fransız Devrimi’nin arifesinde Kraliçe Maria-Antionette, “ekmek istiyoruz” diye yollara dökülen halk için, “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” demişti. Tarihe bu sözleriyle geçti. Ve yoksulluk hakkında ne zaman çarpık ve halkı aşağılayıcı bir söz edilse, ilk akla gelen isim oldu. Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da, artan yoksullukla ilgili yaptığı bir konuşmada “porsiyonları küçültün” diye buyurmuş! Bir de “tok karnına alışverişe çıkılmamalı”, …
Devamını okuYıkalım mafya-sermaye düzenini; KURALIM EMEĞİN İKTİDARINI!
Tüm engellere rağmen dünyada ve ülkemizde 1 Mayıs büyük bir kararlılıkla kutlandı. Pandemiyi fırsata çeviren egemen sınıflar, emperyalist-kapitalist ülkeler dahil her yerde işçi ve emekçiler üzerindeki sömürü ve baskıyı arttırdılar. Daha kötüsü, yalnızlık ve çaresizlik duygusunu yaydılar. Her tür hastalığın, salgının müsebbibi kendileri olduğu halde, yükü emekçi halkın sırtına bindirdiler. Salgından en çok ölenler yoksullar oldu. Yaşayanlar ise, hastalık-açlık-işsizlik kıskacında …
Devamını okuİnsanlığın ve doğanın kurtuluşu için DÜNYA EMEĞİN OLMALI!
Pandemiyle birlikte emperyalist-kapitalist sistemin insanlığı ve doğayı nasıl katlettiği ve dünyayı nasıl yaşanmaz bir hale getirdiği daha net biçimde görüldü. Bir yılı aşkın süredir devam eden koronavirüs salgınında ölenlerin sayısı 3 milyona yaklaştı. Bu sayının daha da artacağı kesin. Kesin, çünkü aşılama son derece yavaş ve dengesiz gidiyor. Bir yandan emperyalist ülkelerle bağımlı ülkeler arasında aşılama oranlarında büyük bir fark …
Devamını okuYolu yok kurtuluşun İSYANI SEÇMEDİKÇE!…
Türkiye’de korona vakasının resmen kabulü üzerinden bir yıl geçti. Bu bir yıl içinde varolan eşitsizlikler daha da arttı, ekonomik kriz derinleşti, işsizlik ve açlık kitleselleşti, hak gaspları normalleşti, sosyal hayat diye bir şey kalmadı, yabancılaşma ve bireycilik arttı; kısacası her açıdan geriye gidildi ve halen bu sürecin içindeyiz. Üstelik daha ne kadar süreceği belirsiz… Pandemi tüm dünyada benzer sorunlar yarattı, …
Devamını okuBaskılara, işkencelere, gözaltılara karşı BAŞLAR YUKARI!
Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre karşı direnişe geçen öğrencilere, bir polis şefinin “aşağıya bak” diye bağırması, egemenlerin binlerce yıllık korkularının bir kez daha dile gelişiydi. Sömürünün başladığı ilk dönemlerden beri, sömürülen-ezilen kesimlere boyuneğdirmek için uğraştılar. Onları en çok başeğmeyen, onurlu ve dik duran insanlar korkuttu. Diğerlerine örnek olması ve kitlesel bir başkaldırının fitili ateşlemesi, sonlarını getirebilirdi çünkü. Ama korkularının ecellerine faydası …
Devamını oku