Siyasal

Karadeniz’deki HES’ler bir kere daha felakete sebep oldu. Bu defa Giresun’un köyleri, Dereli ilçe merkezi yerle bir edildi. Köylülerden birisi “Adeta Pompei gibiydi” diyor, dağdan gelen ve sele benzemeyen kütleyi tanımlarken. Herhangi bir sel akıntısı değil, adeta dağ aşağıya inmişti. İlk rakamlara göre 5 kişinin ölmesine, 10 kişinin kaybolmasına neden olan o dev kütle, onlarca evi ve işyerini yıkmış, yüzlercesinde …

Adalet için Dayanışma Platformu, 21 Ağustos’ta Kadıköy İskele Meydanı’nda açıklama yaparak ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Didem Akman ve Özgür Karakaya’nın taleplerinin kabul edilmesini istedi. Saat 19’da başlayan eylemde “Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Didem Akman, Özgür Karakaya, Talepleri Kabul Edilsin” pankartı açıldı. “Zorla müdahale cinayettir”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganlarının atıldığı eylemde, avukatların hastanede zorla müdahale tehditleri altında, …

Beyrut Limanı’nda 4 Ağustos günü yaşanan patlama, Beyrut’un yarısını yerle bir etti. Hiroşimaya atılan atom bombasından sonraki en büyük patlama olarak tanımlanan olayda 200’e yakın insan öldü, binlerce kişi yaralandı, 300 binden fazla insan evini kaybetti. Patlamanın kaynağı, Beyrut Limanı’nda bir depoda bulunan 2 bin 750 tonluk amonyum nitratdı. Yan tarafta bulunan havai fişek deposunda çıkan yangın sıçrayınca, 2 bin …

Adil yargılama talebiyle ölüm orucunu sürdüren Ebru Timtik ile Aytaç Ünsal, Adli Tıp Kurumu’nun verdiği “hapiste kalamazlar” raporuna rağmen tahliye edilmediler. Hastaneye kaldırılan Timtik ile Ünsal, şimdi zorla müdahale tehdidi altındalar.   Zorla müdahale işkencedir Ölüm orucunun 211. gününde olan Timtik Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’ne, ölüm orucunun 180. gününde olan Ünsal ise Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne zorla …

“Korona günlerinde yaşamak da sınıfsal!” adlı kitabımız çıktı. Yayınevimizden ve kitapçılardan edinebilirsiniz. ÖNSÖZ Ocak ayından itibaren dünyayı, Mart ayından itibaren de Türkiye’yi etkisi altına alan koronavirüs (Kovid-19) salgını, aylar boyunca yaşamımızın en önemli unsuru haline geldi. Üstelik daha ne kadar süreceği, ne kadar etkilemeye devam edeceği belirsiz. Kitabı yayına hazırladığımız sırada, dünya genelinde yaşa­mını yitirenlerin sayısı 500 bini, vaka sayısı …

Proleter Devrimci Duruş çalışanları hakkında verilen cezalar kapsamında, Çağdaş Büyükbaş’a verilen ceza denetimli serbestlik’e çevrildi. Dergimiz çalışanları, Gülümser Seyitcemaloğlu, Zeynel Sarar ve yazı işleri müdürümüz Çağdaş Büyükbaş, 2014 yılında yapılan ev ve büro baskınlarının ardından 2016 yılında açılan davada yargılanmaya başlamışlardı. 1 Mayıs, Gezi Ayaklanması, 8 Mart, Gazi anması gibi eylem ve etkinliklere, devrimcilerin cenazelerine katılmak gibi son derece meşru …

Suruç katliamının 5. yılında, Suruç şehitleri yapılan eylemlerle anıldı. Gençlik örgütlerinin çağrısıyla yapılan anma eylemlerine İstanbul ve Ankara’da polis saldırdı. Onlarca kişi gözaltına alındı. 20 Temmuz günü İstanbul Kadıköy’de Süreyya Operası önünde yapılmak istenen eyleme polis saldırdı. Eylemin yapılacağı Süreyya Operası’nın önünü işgal eden polis, eylemi başlatmak için toplanmaya çalışan kitleye saldırdı, çok kişiyi gözaltına aldı. PDD’nin de içinde olduğu …

İsviçre’nin Basel kentinde, Suruç katliamı protesto edildi. 18 Temmuz günü gerçekleştirilen yürüyüşte, “Suruç için Adalet” talebi yükseltildi. Ayrıcı Kürdistan’da sürdürülen katliamlar protesto edildi. Kürdistanlıların kalabalık bir kitleyle başlattıkları yürüyüş, Suruç için yapılan etkinlikle birleştirildi. Yürüyüş Klara Matte parkında son buldu. İsviçre PDD

Adalet için Dayanışma Platformu, ölüm orucunda olan devrimci avukat ve tutsaklarla dayanışmak için, 17 Temmuz günü basın toplantısı düzenledi. PDD’nin de bileşeni olduğu platform, yapılan basın toplantısında kuruluşunu da deklare etti. Basın toplantısına Ebru Timtik ve Didem Akman’ın aileleri de katıldı. Okmeydanı’nında yapılan basın toplantısında”Ebru Timtik, Ünsal Aytaç, Özgür Karakaya, Didem Akman’ın talepleri kabul edilsin” yazılı pankart açıldı. Basın açıklamasının …

İki yönlü kriz, etkisini giderek yoğunlaştırıyor ve yaşamımızı daha fazla kuşatıyor. Bir tarafta koronavirüs salgınının yarattığı sağlık ve can kaygısı, diğer yanda burjuvazinin ekonomik krizi bizlere fatura etme çabası. Oysa her iki kriz de bizden kaynaklanmıyor, ama en çok bizi, işçi ve emekçileri etkiliyor.   Salgın önlemleri kimin için? Dünya Sağlık Örgütü, “henüz en kötüsüyle karşılaşmadığımızı” belirtiyor. Daha 1. dalganın …