Parlamento, yani meclis, “yasaların yapıldığı yer” olarak bilinir. Bunun biçimi, sayısal oranı, işleyişi vb. döneme, ülkelere göre değişiklikler gösterse de özü değişmez. Bu öz, bir ülkenin yönetimindeki temel ilkelerin, anayasa dahil tüm yasaların buradan çıkacağıdır. (Anayasaları yapan meclisler, “kurucu meclis” olarak da anılır.) Sözkonusu meclis de, yine her ülkede değişen seçim sistemleri ile belirlenen vekillerden oluşur. Dolayısıyla seçimler ve meclis, …
Devamını okuEtiket arşivi
Rojava devrimi üzerine
Rojava devrimi son günlerde, yeniden tartışılmaya başlandı. Tekirdağ’da Grup Yorum’un bir söyleşi esnasında “Rojava’yı devrim olarak görmüyoruz” sözleri üzerine, bir kez daha Rojava’da yaşananların devrim olup olmadığı tartışılıyor. (*) Üzerinde en fazla kargaşa yaratılan kavramların başında ne yazık ki “devrim” gelmektedir. Bir yandan burjuvazi, bir yandan reformistler, “devrim” sözcüğünü öylesine sık kullanmışlar ve içini boşaltmışlardır ki, neye “devrim” denip denmeyeceği …
Devamını okuGeçmişteki geleceğimiz KOMÜN
Fransa toprağı devrimin toprağıdır. 1789 Büyük Fransız Devrimi, 1830 Şubat, 1848 ve Haziran, 1848 ayaklanmaları, nice kahramanlık destanına sahne olmuştur. Fransız halkı, yarattığı değerlerle geleceğe sadece militanlığı taşımakla kalmamış, aynı zamanda Marksist düşüncenin gelişiminde pay sahibi olmuştur. Marks’ın tarihin ilk komünisti olarak nitelediği, 1789 Fransız Devrimi’nin önderlerinden olan Babeuf, yine Fransa topraklarında yetişmiştir. ışte Paris Komünü bu devrimci gelenekleri taşıyan …
Devamını okuEmperyalist savaşın ekonomi-politiği
Giriş Bugün başını ABD emperyalizminin çektiği, Ortadoğu’da yoğunlaşan yeni bir emperyalist savaş yaşanıyor. Bu gerçek, artık birçok kesim tarafından görülmeye, tespit edilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde Papa bile, “üçüncü dünya savaşını yaşıyoruz” dedi. Keza KCK’nin başkanı Cemil Bayık da, IŞİD’in saldırıları üzerine yapılan bir değerlendirmede, Ortadoğu’da süren savaşın “üçüncü emperyalist savaş” olduğunu belirttikten sonra, savaşın başlangıç noktasını “birinci Körfez savaşı”na (1991 …
Devamını okuGeleceğimizin Köprüsü Tarihimiz
1 Ocak 1906- Moskova Ayaklanması bastırıldı 1905 Devrimi’nin en hareketli günleri Aralık ayıdır. 100 bin işçiyi temsil eden Sovyet, genel grev kararı alır ve bunu uygulamaya 8 Aralık’ta koyar. Grev 12 Aralık’a kadar yüksek seviyede seyreder. Amaç devrimdir ama Menşevik önderlerin pasifist çizgisi yüzünden bu başarılamaz ve devrim gerilemeye başlar. Ayaklanmanın bastırılması sırasında binlerce işçi öldürüldü, devrimciler tutuklandı, idam edildi …
Devamını okuBir kitap: MAVİ DEFTER
1917 temmuz günleri. Sosyal-devrimciler ve Menşevikler yönetimindeki Sovyetler, iktidarı kaybetmiş, geçici hükümetin bir uzantısına dönüşmüştü. Geçici hükümet bir yandan emperyalist savaşı sürdürme politikası güdüyor bir yandan da devrimi silahsızlandırmak ve Bolşevik Partiyi ezmek için gerici bir saldırı furyası estiriyordu. Kızıl muhafızlar silahsızlandırılıyor, en devrimci birlikler cepheye sürülüyor, Bolşevik yayınlar kapatılıyordu. Lenin, “Alman casusluğu” ile suçlanıyor ve her yerde aranıyordu. Devrim …
Devamını okuBir kitap: Yönetmeyi Nasıl Öğrendik? Lenin’den Anılar
“Sadece burjuvazinin devlet yönetmeye yetenekli olduğu önyargısına karşı mücadele başlatmalıyız” diyordu Lenin. Burjuvazi binlerce yıl boyunca bu demagojiyi öylesine güçlü biçimde bilinçlere zerketmişti ki, devrimcilere en yakın kesimlerde bile “devrim yapılsa bile sonrasında ülkeyi yönetmek mümkün mü” sorusunu sordurabiliyordu. Sosyalist Sovyetler Birliği bu sorunun cevabını verdi. Lenin önderliğindeki parti, sadece devrimi yapmakla kalmadı, devasa bir ülkeyi yönetmeyi de başardı. Evrensel Basım …
Devamını okuODTÜ’de cemaatin “örgütlenme hakkı” üzerine..
ODTÜ’de masa açan cemaatçilere yönelik tavır, “demokrasi” ve “söz hakkı” kavramlarını yeniden tartışmaya açtı. Öncelikle yapılan eylemin biçimine ilişkin birkaç söz söyleyelim. Masa açan türbanlı cemaatçilere karşı, bırakalım şiddet uygulamayı, hiçbir fiziksel temasın gerçekleşmemesi; çeşitli spekülasyon ihtimalini gözeterek kızlardan oluşan bir grupla müdahale edilmesi; müdahalenin masada oturan cemaatçilerle tartışmayla sınırlandırılmayıp, çevreye ve geçenlere ajitasyon çekilmesi vb. yönleriyle oldukça iyi düşünülmüş, …
Devamını okuHaziran direnişiyle yeniden doğan FORUMLAR
Her büyük halk hareketinde olduğu gibi Haziran direnişi de kendi örgüt ve mücadele biçimlerini yarattı, yaratıyor. Bugün çeşitli semtlerde-parklarda devam eden “forumlar”, Haziran direnişinden doğan bir örgütlenme modeli olarak ortaya çıktılar ve varlıklarını sürdürüyorlar. Kuşkusuz “forumlar” ilk kez Haziran direnişiyle ortaya çıkmadı. Türkiye’de ’68 öğrenci hareketlerinden, 70’li yıllara, hatta ‘80 sonrası gelişen ve 90’ların ilk yarısına kadar uzanan öğrenci gençliğinin …
Devamını okuHaziran ayaklanmasının en önemli mesajı: ÖRGÜTLENELİM! SİLAHLANALIM!
Elimize posta kanalıyla ulaşan TİKB(B) Merkez Yayın Organı “İhtilalci Komünist”in Temmuz 2012 tarihli sayısının başyazısını güncel öneminden dolayı kısaltarak yayınlıyoruz. * * * Mayıs sonunda başlayıp Haziran’ın yarısına kadar uzanan sürede, Türkiye tarihinin en büyük halk hareketi yaşandı. Halen çeşitli biçimler altında direniş sürse de, ilk 15 günkü büyüklüğünü ve yaygınlığını yitirmiş durumda. Elbette direnişin nedenlerinden, direniş boyunca süren aşamalarına …
Devamını oku