Genel

Baskılara, işkencelere, gözaltılara karşı BAŞLAR YUKARI!

Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyum rektöre karşı direnişe geçen öğrencilere, bir polis şefinin “aşağıya bak” diye bağırması, egemenlerin binlerce yıllık korkularının bir kez daha dile gelişiydi. Sömürünün başladığı ilk dönemlerden beri, sömürülen-ezilen kesimlere boyuneğdirmek için uğraştılar. Onları en çok başeğmeyen, onurlu ve dik duran insanlar korkuttu. Diğerlerine örnek olması ve kitlesel bir başkaldırının fitili ateşlemesi, sonlarını getirebilirdi çünkü. Ama korkularının ecellerine faydası …

Devamını oku

Kazanmak için HEDEFLERİMİZİ VE DİRENİŞİ BÜYÜTELİM!

Boğaziçi Üniversitesi, (BÜ) bu yılın başında atanan kayyum rektörden bu yana sürekli eylem halinde. Öğrencisi, öğretim üyesi, çalışanlarıyla kayyum rektör istemediklerini haykırıyorlar. Başlangıçta pasif protesto eylemleri yaptılar. Rektörlük önünde açıklama yapmak, oturmak, resim sergisi düzenlemek, helva kavurmak vb… Fakat devletin üniversiteyi polis ablukasına alması ve öğrencilerin eylemlerine saldırması, direnişin çapını, boyutunu büyüttü. Üniversite kampüsünden İstanbul’un değişik semtlerine yayıldı. Özellikle Kadıköy, …

Devamını oku

BOĞAZİÇİ ABLUKASINA YAKINDAN BAKMAK!

Boğaziçi Üniversitesi, Ocak ayının başından itibaren polis ablukası altında. Hem de öyle böyle değil! Televizyonda ya da gazetelerde gördükleriniz daha çok üniversitenin önüyle sınırlı. Bölgenin tümünü yansıtmaktan oldukça uzak ve yetersiz. Yukarıdan helikopter çekimiyle belki genel tablo görülebilir. Ama bizzat içine girmek, gözünle görmek ve o havayı solumak bambaşka… Durumun boyutunu anlayabilmek açısından abluka sonrası bölgeyi şöyle özetlemek mümkün: Boğaziçi …

Devamını oku

Mücadele Tarihinden: BOĞAZİÇİ İŞGALİ

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri 1 Şubat günü rektörlük binasının önünde toplandıklarında, kayyum rektör Melih Bulu’ya soruları olduğunu belirtmişlerdi. Aslında bir aydır gerek öğrenciler, gerekse öğretim görevlileri, rektörlük binasının önünde ve Güney Kampüs’ün bahçesinde sayısız eylem gerçekleştirmişlerdi; bu da onlardan biriydi. Ancak bu defaki eylem daha uzun ve daha güçlü örgütlenmişti. Kayyum rektör atamasından bugüne devletin tutumu her aşamada saldırmak, polis gücü …

Devamını oku

İŞGAL GÜNLÜĞÜ’NDEN

(Boğaziçi İşgali kitabından alınmıştır.) gün: Askeri açıdan bize göre çok üstünler, 3. katta bir karşılama hazırlıyoruz. Güç üstünlüğüne teslim olmayacak, kalemizin içinde “küçük bir kale” daha hazırlayıp, yüreğimiz ve bilincimizle direneceğiz. Küçük kale, 3. katta 20 metrekarelik bir oda. İki penceresini gaz bombalarına karşı sıkıca kapattık. Çekilirken hızlı ve sağlam bir barikat kurabilmek için, gereken malzemeleri odanın önüne taşıyoruz. Artık …

Devamını oku

Selam olsun 43. kavga yılına!

Bir sınıfa veya ulusa mensup bir kişi için, sınıfının/ulusunun tarihini bilmek ne kadar önemliyse, bir komünist için de kendi tarihini bilmek, en az onun kadar önemlidir. Fakat tarihi bir masal gibi dinlemediği taktirde… Zaten “tarih bilinci”nden anlaşılması gereken de, sadece geçmişi, geçmişte yaşananları bilmek değil; onun bugünle ve gelecekle bağlarını doğru bir şekilde kurabilmektir. Ancak o zaman, nereden nasıl gelindiği, …

Devamını oku

KOD-29 patronların “ahlaksızlığı”dır: BU SALDIRIYI BOŞA ÇIKARALIM!

Erdoğan, Nisan 2020 tarihinde pandemi döneminde işten çıkarmaların yasaklandığını duyurdu. Bu elbette ki göstermelik bir yasaktı; işçilerin pandemide ağırlaşan çalışma koşulları nedeniyle yükselen tepkiyi dindirmeyi hedefliyordu. Ve bu sözde yasak ile birlikte, patronların eline işçi kıyımından çok daha etkili iki olanak verildi: Ücretsiz izin ve Kod-29. Her ikisi de, işçi sınıfı için, işten atılmaktan çok daha ağır koşullar getirdi.   …

Devamını oku

Faşist-gerici güruhların saldırıları HALKIN TEPKİSİNİ DURDURAMAZ!

Son dönemde artan faşist-gerici saldırganlık, gazetecilerin, parti yöneticilerinin sopalı-silahlı bir şekilde önlerinin kesilerek dövülmesi noktasına vardı. Üstelik bu kişiler, aynı gün, aynı saatlerde saldırıya uğradılar. Yani son derece örgütlü-planlı bir sindirme harekatıyla karşılaştılar. 15 Ocak günü Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yeniçağ Gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu ve KRT TV haber programcısı Afşin Hatipoğlu eli silahlı-sopalı ve maskeli kişilerin …

Devamını oku

Korona günlerinde aşı da sınıfsal!

Koronavirüs salgınının yarattığı kaygı ve belirsizlik ortamında, aşı konusu en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. Öyle ya, karşısında böylesine çaresiz kaldığımız hastalık karşısında, aşının varlığı adeta “güvenli bir liman” olarak önümüze konmuş durumda. Ancak ne pandemi kapitalist sistemin işleyiş yasalarından bağımsız bir konudur, ne de aşı… Kapitalist sömürü sistemi, yaşamı da, ölümü de, hastalığı da, aşıyı da sınıfsal bir …

Devamını oku

Bir film: Özgür Jones Devleti

ABD’de kongre baskını sırasında, Trump yanlısı ırkçı-faşistler “Konfederasyon bayrağı” ile gösteriler yapınca, ABD iç savaşındaki sınıf mücadelesini farklı bir gözle anlatan bu filmi bir hatırlatmak istedik. Film ABD İç Savaşı (1861-1865) sırasında, Paris Komünü’nden sadece birkaç yıl önce, ABD topraklarında, “özgürlük-eşitlik-adalet” taleplerini “Anayasa maddesi” olarak yazılı hale getiren ve “bağımsızlığını” ilan eden “Özgür Jones Devleti”nin kuruluş hikayesini anlatıyor. Amerikan İç …

Devamını oku