Bir yanda savaşlar, diğer yanda salgın hastalıklar, kapitalizmin varolan açmazlarını, eşitsizliklerini her geçen gün daha da büyütüyor. Özellikle Ukrayna savaşı ile birlikte gıdada yaşanan krizin derinleşmesi, açlık tehlikesini tüm dünya halkları için somut bir tehlike haline getirdi. Kapitalist sistemin ağababalarını biraraya getiren Davos Zirvesi’nin bu yılki toplantısına da açlık tehlikesi damgasını vurdu. Mayıs sonunda gerçekleşen toplantıda yayınlanan raporlar, “bir yanda …
Devamını okuEtiket arşivi
Yıkalım mafya-sermaye düzenini; KURALIM EMEĞİN İKTİDARINI!
Tüm engellere rağmen dünyada ve ülkemizde 1 Mayıs büyük bir kararlılıkla kutlandı. Pandemiyi fırsata çeviren egemen sınıflar, emperyalist-kapitalist ülkeler dahil her yerde işçi ve emekçiler üzerindeki sömürü ve baskıyı arttırdılar. Daha kötüsü, yalnızlık ve çaresizlik duygusunu yaydılar. Her tür hastalığın, salgının müsebbibi kendileri olduğu halde, yükü emekçi halkın sırtına bindirdiler. Salgından en çok ölenler yoksullar oldu. Yaşayanlar ise, hastalık-açlık-işsizlik kıskacında …
Devamını oku“Kapanmak” değil; Örgütlenmek, Mücadele etmek
Koronavirüs salgınını takip etmek üzere hazırlanan “risk haritası” her geçen gün biraz daha “kızarıyor”. İlk açıklandığında “mavi” ve “sarı” illerin ağırlığı fazla iken, haftalar geçtikçe haritanın tamamına yakını “kırmızı”, yani “yüksek riskli” hale geldi. Harita “kızarıyor”, vaka sayıları artıyor, ölümler artıyor; AKP yönetimi büyük bir pervasızlıkla “sürü bağışıklığı” politikasını sürdürüyor. “Kapanmak” AKP’nin işine yarıyor Salgının başladığı ilk dönemde, kitlelerde …
Devamını oku1 Mayıs yaklaşırken…
Pandemi koşullarında ikinci 1 Mayıs’ı kutlayacağız. Geçen yıl pandeminin en şiddetli haliyle yaşandığı ve sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bir dönemde “her koşulda 1 Mayıs kutlanacak” demiştik ve 1 Mayıs’ı alanlarda kutlamayı başardık. Devletin tüm engellemelerine rağmen küçük gruplar şeklinde bile olsa Taksim’e çıkmaya çalışıldı; 1 Mayıs pankartları ve sloganlarıyla yüründü. Aradan geçen 1 yıl içinde AKP hükümetinin pandemiyi bahane ederek …
Devamını okuSağlık örgütleri kaybettiklerini andı
Koronavirüs salgınının Türkiye’ye de geldiğinin resmi olarak duyurulmasının üzerinden tam bir yıl geçti. 11 Mart 2020 tarihinde, ülkedeki ilk resmi vaka açıklanmıştı. Bu açıklamanın yıldönümünde, sağlık örgütleri kaybettiklerini andı. Sağlık örgütlerinin çağrısıyla, İstanbul Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi’nde yapılan açıklamada, pandemi nedeniyle hayatını kaybeden sağlıkçıların resimleri taşındı ve pandemi nedeniyle hayatını kaybedenler anıldı. Geçen bir yıl içinde pandeminin …
Devamını okuYolu yok kurtuluşun İSYANI SEÇMEDİKÇE!…
Türkiye’de korona vakasının resmen kabulü üzerinden bir yıl geçti. Bu bir yıl içinde varolan eşitsizlikler daha da arttı, ekonomik kriz derinleşti, işsizlik ve açlık kitleselleşti, hak gaspları normalleşti, sosyal hayat diye bir şey kalmadı, yabancılaşma ve bireycilik arttı; kısacası her açıdan geriye gidildi ve halen bu sürecin içindeyiz. Üstelik daha ne kadar süreceği belirsiz… Pandemi tüm dünyada benzer sorunlar yarattı, …
Devamını oku“KAPANMAK” sağlığa zararlıdır; “İNSANCA YAŞAM” istiyoruz!
Koronavirüs salgını başladığından bu yana bu tartışmanın içindeyiz. Tabipler Odası gibi güvenilir kurumların da içinde olduğu geniş bir kesim, pandemiye karşı en etkili yöntemin “birkaç hafta tam kapanma” olduğunu anlatıyor, bilimsel kanıtlar eşliğinde. Onların mesleki analizlerine diyecek bir sözümüz yok. Ancak sorunun tek boyutunun bu olmadığını da görmek lazım. En başta, “tam kapanma” salgını bitiren bir çözüm değil; olmadığı Uzakdoğu …
Devamını okuKazanmak için HEDEFLERİMİZİ VE DİRENİŞİ BÜYÜTELİM!
Boğaziçi Üniversitesi, (BÜ) bu yılın başında atanan kayyum rektörden bu yana sürekli eylem halinde. Öğrencisi, öğretim üyesi, çalışanlarıyla kayyum rektör istemediklerini haykırıyorlar. Başlangıçta pasif protesto eylemleri yaptılar. Rektörlük önünde açıklama yapmak, oturmak, resim sergisi düzenlemek, helva kavurmak vb… Fakat devletin üniversiteyi polis ablukasına alması ve öğrencilerin eylemlerine saldırması, direnişin çapını, boyutunu büyüttü. Üniversite kampüsünden İstanbul’un değişik semtlerine yayıldı. Özellikle Kadıköy, …
Devamını okuKorona günlerinde aşı da sınıfsal!
Koronavirüs salgınının yarattığı kaygı ve belirsizlik ortamında, aşı konusu en çok tartışılan konulardan biri haline geldi. Öyle ya, karşısında böylesine çaresiz kaldığımız hastalık karşısında, aşının varlığı adeta “güvenli bir liman” olarak önümüze konmuş durumda. Ancak ne pandemi kapitalist sistemin işleyiş yasalarından bağımsız bir konudur, ne de aşı… Kapitalist sömürü sistemi, yaşamı da, ölümü de, hastalığı da, aşıyı da sınıfsal bir …
Devamını oku2021, halk ayaklanmalarının devrimlere sıçradığı bir yıl olsun!
Savaş, kriz ve pandemiyle geçen bir yılı geride bırakıyoruz. 2020 yılı, devletlerin baskı ve denetimini arttırdığı, ağır sömürü koşullarını dayattığı bir yıl oldu. Aynı zamanda işçi ve emekçilerin mücadele gücünün büyüdüğü, ileri adımlar attığı, yeni örnekler yarattığı bir yıl… Pandemi koşulları sınıfsal ayrımları net bir biçimde ortaya koydu. Yaşamanın da ölümün de sınıfsal karakterini gözler önüne serdi. Pandemi “küresel”di ama …
Devamını oku