Siyasal

Sınıf mücadelesinde KADININ GÜCÜ

Asırlara yaslanmış bir baskı, asırlardan gelen bir ezilme ve sömürülme ile en ağır, aşağılayıcı, hiçleştirici tavırlar, sözler layık görülmüş kadına. Koca, baba ya da abi; her zaman bir erkeğin denetiminde ve emrinde yaşamış. Kocasına “bey”, “efendi” demek zorunda kalmış; adı “kaşık düşmanı”, “eksik etek”, “saçı uzun, aklı kısa” olmuş. “Sırtından sopayı, karnından sıpayı…” denmiş… Tarlada, fabrikada en ağır koşullarda çalışmış, …

Devamını oku

“Kadınlar politikaya çekilmeksizin yığınlar politikaya katılamaz”

Bolşevizmde ve Rus Ekim Devrimi’nde başta gelen, temel olan şey, tam da kapitalizm koşullarında en çok ezilmiş olanların politikaya katılmalarıdır. Onlar, monarşi koşullarında da, burjuva demokratik cumhuriyetlerde de kapitalistlerce aşağılandılar, aldatıldılar ve soyuldular. Toprakta, fabrikada ve işletmede özel mülkiyet ayakta kaldığı sürece, halk emeğinin kapitalistlerce bu ezilmesi, bu aldatılması, bu soyulması kaçınılmazdı. Bolşevizmin özü, sovyet iktidarının özü, burjuva demokrasisinin yalanlarını …

Devamını oku

KOMÜN’DE KADINLAR

Paris Komünü’nde kadınların ayrı bir yeri vardır. Şehrin savunmasında önemli noktaları ateşe vermek için ellerinde gaz bidonlarıyla dolaşan “petrolcü kadınlar” direnişin sembolüydüler. Kadınlar barikatta son nefer, idam mangasına gülerek giden savaşçılar oldular. Komün’ün onlara verdiği özgürlük için ölümü seve seve kucakladılar. Ve bir Prusyalı gazeteciye, “iyi ki bütün savaşçılar kadınlardan oluşmuyordu” dedirttiler. Sadece savaşçı değil, aynı zamanda komutandılar. Hem savaşı …

Devamını oku

Karaağız Köyü’nün santrala karşı direnişi

Bursa’nın Karaağız Köyü, biyokütle enerji santraline karşı 300 gündür direnişteler. Köyün girişine “Köyüm tarım ve hayvancılıkla geçindiği için katı atık santrali istemiyoruz. Yetkililere duyurulur” yazılı pankart asan köylüler, “zehir solumak istemiyoruz” diyorlar. Ve direnişlerini kararlılıkla sürdürüyorlar. Karaağız Köyü Bursa’da bir dağ köyü. Tarım ve hayvancılıkla geçiniyor, kendi yiyeceklerini yetiştiriyorlar. Doğal yaşıyor, ilaçsız tarım yapıyor, temiz hava için şehirden gelenleri ağırlıyorlar. …

Devamını oku

Avukatlara gözaltı ve işkence

ÇHD (Çağdaş Hukukçular Derneği) ve HBB (Halkın Hukuk Bürosu) avukatlarının cezaevinde 30 gündür sürdürdükleri açlık grevi ile dayanışmak amacıyla, dilek feneri uçurmak isteyen avukatlar gözaltına alındı. Avukatlar, gözaltı sırasında işkence gördüler. ÇHD İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil ile ÇHD ve HBB üyeleri Yaprak Türkmen, Oğuzhan Topalkara, Seda Saraldı, Canan Gözcü, Barzan Demirhan ve Ayşegül Çağatay, Beşiktaş’da gerçekleştirilen dayanışma eylemi sırasında …

Devamını oku

PSAKD yöneticileri gözaltına alındı

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) yöneticileri Songül Tunçdemir, Tarık Kaya ve Gürbüz Deniz, 13 Şubat’ta gözaltına alındılar. Gürbüz Deniz denetimli serbestlik kararıyla serbest bırakılırken, Songül Tunçdemir ve Tarık Kaya tutuklandılar. Gözaltıların sebebinin, derneğin faaliyetleri olduğu öğrenildi. Yöneticilerinin gözaltına alınması üzerine, PSAKD şubeleri, yöneticilerinin derhal serbest bırakılması için basın açıklamaları düzenlediler. Antalya şube yöneticisi Gürbüz Deniz, İstanbul-Kartal şube eski yöneticisi …

Devamını oku

Enkazın altında kalan…

Kartal’da 6 Şubat günü, gün ortasında 8 katlı bir bina yerle bir oldu. Durup dururken! Kendiliğinden! Yani binaların yıkılması için deprem, sel vb. bir doğa olayına da ihtiyaç yok artık. Ülkedeki binalar öylesine sağlıksız, kalitesiz ve denetimsiz ki… İnşaat sektörü öylesine karadüzen yürütülüyor ki… Bir dış müdahale olmadan da kendi kendi yıkılabiliyor. Yaşanan facia yürekleri dağladı. Üstelik kitlelerde deprem korkusunun …

Devamını oku

Geçti artık boyuneğme dönemi; YAZGIMIZ KAZANMAKTIR!

Ünlü Sovyet şairi Mayakovski, “Parti” adlı şiirini “yazgımız kazanmaktır” diye bitiriyor. Bunu, eşit ve özgür günler için mücadele edenlere, bu uğurda ölümsüzleşenlere karşı bir borç addediyor. İşçi ve emekçilerin ağır yaşam koşullarına, çektikleri acılara artık son vermek gerektiğini haykırıyor dizeleriyle… Bu sözler, 20. yüzyılın başında, Ekim Devrimi başta olmak üzere devrimlerden aldığı güçle söyleniyor kuşkusuz. Aradan geçen 100 yıllık sürede …

Devamını oku

1979’dan 2019’a… Tohumdan çınara…

1979’un Şubat ayında bir tohum ekildi toprağa. Kışın ortasında ve birçok olumsuzluklar altında başarıldı bu. Normalde bu koşullarda yeşermesi çok zordu. Ancak tohum sağlamdı, içindeki canlanma dinamiği güçlüydü. Onun için kısa sürede topraktan boyunu uzattı, filize durdu. Ama daha başını uzatır uzatmaz, sağdan-soldan saldırı furyasıyla karşı karşıya kaldı. Onu daha kök salmadan koparmak istediler. Farklıydı çünkü. Koskoca tarlanın içinde fark …

Devamını oku

Seçimle değil mücadeleyle BİZ KAZANACAĞIZ!

Yine bir seçim süreci ve yine bir dizi hile, usulsüzlük, entrika… Muhalefet partilerinin sadece teşhirle, yakınma ile yetinmeleri… Yapılan her şeyi sindirmeleri, kabullenmeleri… Buna rağmen halkı ısrarla “sandığa sahip çıkmaya” çağırmaları, altıboş “bu sefer kazanacağız” yalanlarıyla umut tacirliğini sürdürmeleri… Hemen her yıl tekrarlanan bu oyundan bıkmadık mı artık? Hacivat-Karagöz benzeri liderlerin söz düellosundan gına gelmedi mi? Bu kayıkçı dövüşüne, bu …

Devamını oku